Translate.vc / Português → Turco / For
For tradutor Turco
49,499 parallel translation
Ele precisa de muitas coisas, se for anticongelante.
Tamam. Antifrizse çok şeye ihtiyacı var.
Se for falso, vocês acabam no fundo do mar.
Sahteyse denizi boylarsın.
Eu serei o isco, se for preciso, para acabarmos de vez com ele.
Ama bunu kullanacağız. Gerekirse yem olurum. Onu kalıcı olarak yok etmek için işe koyulabilelim diye.
Após apanharmos o Scofield, o Outis ou seja lá qual for o nome dele, desisto disto.
Scofield'i, Outis'i, adı her neyse onu yakaladıktan sonra ben bırakıyorum.
Seja o que for aquilo agora, costumava ser humano.
O şey şu an ne olursa olsun önceden insandı.
Não é uma morte honrosa, seja lá o que for que lhe disseram.
Sana ne söylemiş olurlarsa olsunlar bu şerefli bir ölüm değil.
Bem, seja o que for, ficaremos bem.
O sır her neyse bizim için sorun olmaz.
Mas vai ter uma chance bem melhor se eu não for contigo, porque eles vão acabar comigo com certeza.
Yalnız giderken şansın çok daha yüksek olur çünkü beni tanırlar.
Seja como for, quero que a vejas.
Her neyse, gerçekten görmeni istiyorum.
É o trabalho dela, anotar o que for importante.
İşi bu. Önemli olan her şeyi not almak zorunda.
Se for o Frank, não quero falar com ele.
Arayan Frank'se onunla konuşmak istemiyorum.
Seja como for, desculpa ter-te chamado...
Sana şey dediğim için özür dilerim...
Faço o que for preciso.
Her şeyi yapmaya hazırım.
Farei o que for preciso para o proteger.
Onu korumak için ne gerekiyorsa yaparım.
Tu tens de aceitar isso e chorar o que for preciso.
Bu gerçekle doğrudan yüzleş ve yaş akmayana kadar ağla.
Mas quando for, peço-te a ti.
Ne zaman lazım olacağını bilmiyorum.
Desculpa se for estranho.
Tuhaf kaçtıysa üzgünüm.
- Seja isto o que for, vê se ganhas juízo, meu.
- Ne işler çeviriyorsan silkinip kendine gel.
Vou amar-te sempre, seja isso o que for.
Seni her koşulda seveceğim.
Tenho de fazer algo, seja o que for, para parar o Valentine.
Valentine'ı durdurmak için ne gerekiyorsa yapmalıyım.
E a relação, amizade, seja o que for, tem de mudar também...
Bunun sonucunda ilişkinin, dostluğun, adı her neyse artık, onun da değişmesi gerekir.
Quando a tua mãe for, desaparece uns tempos.
Isabelle, annen gittiğinde bir süreliğine ortalıktan kaybol.
Farei o que for preciso.
Ne gerekiyorsa yapacağım.
Se matar a Clary for o preço para salvar o Mundo À Parte, disponho-me a pagá-lo.
Aşağı Dünya'yı kurtarmak için Clary'yi öldüreceksem, bunu yaparım.
Seja como for, não o podemos deixar apanhar a Clary.
Ne pahasına olursa olsun, Clary'yi ele geçirmesine izin veremeyiz.
Eu deixo a Clary morrer se for preciso, mas tu precisas dela viva.
Clary'nin ölmesine göz yumarım ama sana canlı olarak lazım.
Se matar a Clary for o preço, disponho-me a pagá-lo.
Clary'yi öldüreceksem bu bedeli ödemeye razıyım.
E se eu for a andar na rua e de repente fico esturricado...
Ya dışarıda yürürken aniden vücudum kızarmaya başlarsa...
Seja como for, o teu segredo está seguro comigo.
Ne olursa olsun, sırrını saklayacağım.
- O tempo que for preciso.
- Gerektiği kadar.
Sente seja o que for mesmo que penses que te tolda o juízo.
Onları açığa vur isterse yanlış kararlar vermene yol açsın.
Será mais fácil se for sozinha.
Tek başıma gidersem daha iyi ikna ederim.
Seja como for, não devias beber sozinho.
Yeter ki tek başına içme.
- Se for preciso.
- Mecbursam. - Harika.
Se a Aberração não for corrigida, sim.
- Aberasyon düzeltilmediği takdirde evet.
E se ele for uma Aberração Temporal? - Tal como...
- Ya zamansal aberasyonsa?
Se seu objectivo for regressar a 2017, temo que sei pai me deu instrucções para permitir que eu não a deixe sair da nave.
Amacınız 2017'ye dönmekse maalesef babanız gemiden ayrılmanıza izin vermememi söyledi.
O Savitar não se tornará o Savitar se for apagado.
Ama Savitar silinirse Savitar olmaz.
Seja como for, eu viverei.
Her şekilde ben yaşarım!
Se eu não for, toda a cidade, talvez até o planeta todo seja destruído.
Eğer gitmezsem bütün şehir, hatta belki de dünya yok olabilir.
E se for hetero? Está bem.
Ya heteroysam?
Se isso não for "bashert", não sei o que é.
Bu da kader değilse nedir bilmiyorum.
Ou disponho-me a fazer o que for preciso ou não devia estar lá fora.
Bu sezon Arrow'da... Gereken her neyse yapacağım, aksi halde dışarıda olmamam gerek.
Se for como os Gulfstream que eu tinha, então, sim.
Eskiden bende olan 3 Gulfstream gibiyse, evet.
Se eu puder fazer algo para ajudar ou seja o que for, estou aqui.
Yardım edebileceğim bir şey varsa, ya da her ne olursa, ben buradayım.
Já não há empregos neste país, seja como for.
Zaten bu ülkede iş falan kalmadı.
Queria arranjar um emprego hoje, se for possível.
Mümkünse bugün bir işim olsun istiyorum.
Ou for impulsiva ou...
Veya fevri davranırsam...
Seja como for, ele é um imbecil e tem ciúmes, está bem?
Götün teki zaten, üstelik kıskanıyor, tamam mı?
Talvez seja algo que os pais cheiram instintivamente, seja como for.
Babam sezgisel olarak böyle bir şeyin kokusunu alır zaten.
- Solicitei o arquivamento do caso, que é o que vai acontecer se isto for a julgamento O que é que isso significa?
Bu ne demek?