English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Frederick

Frederick tradutor Turco

837 parallel translation
- Frederick!
Meryem Ana aşkına, senin için endişelendim.
Frederick!
Neredeyse partiyi kaçırıyordun.
- Frederick, considere o...
Artık bu savaş benim için neyi ifade ediyor?
Tchau, Frederick.
Ne... Hiçbir şey senin gibi değil.
Durante a tarde e a noite do dia em questão... ... exerceu a sua actividade de costureira... ... na casa de Frederick Garrett, em Strand, não é verdade?
Söz konusu gün ve gece couturier olarak Strand'de Frederick Garrett'in evindeydiniz, değil mi?
E este Mr. Garrett é o mesmo Frederick Garrett, um dos acusados aqui?
Bu Bay Garrett davalılar arasındaki Frederick Garrett ile aynı kişi mi?
Frederick Garrett, faça favor de se levantar.
Frederick Garrett ayağa kalksın lütfen.
Este homem, acusado de assassinato, é aquele que... ... segundo o seu testemunho, Miss Hooper, esteve em casa, naquele sábado à tarde e à noite?
Cinayetle suçlanan bu Frederick Garrett, sizin tanıklığınıza göre o cumartesi günü ve gecesi evde olanla aynı adam, öyle mi Bayan Hooper?
Edna Hooper, jura que durante as horas em que... ... o acusado, Frederick Garrett... ... entre outros, supostamente matou Joseph Wilson...
Edna Hooper, iddianameye göre diğerleriyle birlikte Joseph Wilson'u öldürmüş olan davalı Frederick Garrett'in olay sırasında kendi evinde huzur içinde oturduğuna yemin eder misiniz?
Enquanto isso, o acusado Frederick Garrett, pacificamente armado com um machado, acabou com os esforços dos oficiais em salvar a vida dum homem inocente.
Bu sırada davalı Frederick Garrett masum bir insanın hayatını kurtarmaya çalışan yetkililerin çabalarını huzur içinde baltalıyor.
Frederick Garrett, culpado.
Frederick Garrett, suçlu.
John Frederick Ethram.
John Frederick Ethram.
Frederick.
- Frederick!
Eu sou Frederick Loren.
Ben Frederick Loren.
Fredrick Loren é seu amigo?
Frederick Loren sizin arkadaşınız mı?
Eu sou o vosso anfitrião, Frederick Loren.
Ben ev sahibiniz, Frederick Loren.
És tão astucioso, Frederick.
Çok akıllısın Frederick.
Frederick, pela última vez, não vou à tua festa.
Frederick, son kez söylüyorum, partine katılmayacağım.
- E Frederick?
- Ya Frederick?
Nora está convicta que o Frederick assassinou-te.
Nora, Frederick'i seni öldürdüğünden emin.
Acha que foi o Frederick que a atacou na cave, não eu.
Bodrumdakinin Frederick olduğunu sanıyor, ben değil.
Quando o Frederick entrar lá, ela disparará.
Frederick oraya girdiği anda, kesinlikle vuracaktır.
O Povo contra Frederick Manion.
Frederick Manion'a karşı kamu davası.
O processo de Frederick Manion será o primeiro na agenda de julgamentos.
Frederick Manion davası, gündemde ilk sırayı alacak.
Trabalhou na noite que o Sr. Quill foi morto por Frederick Manion?
Frederick Manion'un, Bay Quill'i vurduğu gece orada mıydınız?
Todos neste tribunal estão a ser julgados, menos o Frederick Manion.
Bu duruşmada, Frederick Manion hariç herkes yargılanıyor.
Queriam que fizesse um teste à presença de esperma... na pessoa da Sra. Manion.
Bayan Frederick Manion'un vücudunda... sperma olup olmadığına bakmamı istediler.
Formou uma opinião sobre o estado mental e emocional... de Frederick Manion quando matou o Barney Quill?
Frederick Manion'un, Barney Quill'i öldürürken... ruhsal durumunun nasıl olduğuna dair fikir edindiniz mi?
Encontrou alguma psicose no Frederick Manion?
Frederick Manion'da herhangi bir psikoz var mı?
"Frederick Manion."
"Frederick Manion."
- Eu. Frederick Santer.
- Ben, Frederic Santer.
Frederick Schiess, Cabo, Contingente Nativo do Natal.
Frederick Schiess, Onbaşı, Natal Birliği.
Grande, Frederick.
Mükemmel, Frederick.
- Viagem deliciosa, Frederick!
- Nefis bir yolculuktu.
- Você está bem, Frederick?
- İyi misin?
Diga a ele que sou amigo de Frederick.
Kendisine Frederick'in arkadaşıymış deyin.
Tenho um presente de Frederick.
Kendisine Frederick'ten bir hediye getirmiştim.
Com um presente de Frederick.
Frederick'ten hediye getirmiş.
Frederick?
Frederick mi?
Barão Victor Frederick Von Leppe.
Baron Victor Frederick Von Leppe.
Não, Frederick, estás enganado.
Hayır Frederick, yanılıyorsun.
Meu caro Frederick, até tu devias pensar nelas.
Sevgili Frederick, sen bile bu sözlere kulak vermelisin.
Combinado, Frederick?
Değil mi Frederick?
Fizeste bem, Frederick, mesmo que eu nunca saiba como te incentivar o suficiente.
Çok başarılı oldun Frederick. Zaten seni daha ne kadar yükseltebilirim bilmem.
Não tenhas medo.
Korkma sakın Frederick.
Não tenciono deixar o lugar... ao ganancioso do Frederick, nem ao Martin.
Koltuğumu kapmak için sabırsızlanan Frederick'e... veya Martin'e pabuç bırakmayacağım.
Mas nem eu, nem o Frederick, te deixaremos sozinho.
Ama ben de, Frederick de senin yanındayız.
Entretanto, eu e o Frederick manteremos o negócio a andar, como sempre fizemos no passado.
Bu arada Frederick'le ben de geçmişte olduğu gibi... şimdi de işleri idare etmeyi sürdüreceğiz.
Nomeio o Frederick Bruckmann... presidente da administração... e director geral da Fundição Essenbeck... e de todos os grupos seus associados.
Frederick Bruckmann'ı... Essenbeck Çelik Fabrikası'nın... ve bağlantılı grupların yönetim kurulu başkanlığı... ve genel müdürlüğü için aday gösteriyorum.
- Não é engraçado, Frederick.
- Çok komiksin Frederick.
Sou Frederick Beale Senior.
Ben Frederick Beale.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]