Translate.vc / Português → Turco / Frisco
Frisco tradutor Turco
104 parallel translation
A que vai a São Francisco?
Niye Frisco'ya gidiyorsun?
- Frisco.
- Nereden bildin?
É você, o sabichão de Frisco.
- Sen, Frisco'lu zeki adam. - Bayağı iyisin.
Um homem matou a mulher em São Francisco.
Geçen hafta Frisco'da bir adam, karısını öldürdü.
Se me repatriar para São Francisco, esse homem pode encontrar-me.
Frisco'ya geri gönderirseniz bu adam beni kesinlikle bulur.
Tenho de voltar para São Francisco.
Frisco'ya dönmek zorundayım.
Vou para São Francisco!
Frisco'ya gidiyorum!
Quem aceitar, recebe salario a dobrar e um bonus. De S. Francisco a Xangai e volta, tudo incluído.
Ve size adil ve insaflı davranmak için, hem iki kat ücret veriyoruz, hem de Frisco ve Shanghai'ye yapılacak yolculukta ele geçenlerden pay veriyoruz.
Nunca voltarão a S. Francisco!
Payınızı almak için asla Frisco'ya dönemeyeceksiniz.
Bem, Frisco vale 2.
Şey, Frisco 2 bin.
- E quando chegar a "Frisco"...
- Ve Frisco'ya gittiğimde...
E quando chegar a "Frisco" serei a dama mais refinada que terão visto.
Ve Frisco'ya vardığımda en hanım hanımefendi olacağım.
Queres ir no lugar do mexicano, ficar com os 20 cavalos, e depois, fugires daqui com o Weasel e o Timid rumo ao Oeste, para Frisco.
Meksikalı'nın yerini almak, yirmi atı kapmak ve sonra...
Podemos casar e alugar um cantinho porreiro arranjado em Frisco... e ver como é que as cenas são por lá.
Evleniriz ve Frisco'da güzel bir daire kiralarız... ve bütün bu rezaleti ardımızda bırakırız.
Frisco.
Frisco.
O Mike "relincho" morreu em S.Francisco, baleado por desconhecidos.
Hee-haw Mike Frisco'da trene bindi. Bilinmeyen biri tarafından da delik deşik edildi.
Now, I worked the bares New York to Frisco
* New York'tan Frisco'ya çalıştım bütün barlarda *
Julgarão que vamos para S. Francisco.
Frisco'ya gideceğimizi düşünecekler.
A última vez que o vi, eu estava à procura das minhas calças no bordel. E, o meu amigo, o rabino, pediu-me que, se alguma vez viesse para os lados de Frisco... Se passava por esta casa e fazia-lhe este favor.
Onu son gördüğümde umumhanede mercimeği fırına veriyordum ve dostum haham, bir gün Frisko tarafına yolum düşerse bu eve uğrayıp ona bu iyiliği yapmamı istedi.
Temos contingentes que vêm de Seattle, LA e São Francisco.
Ayrıca diğer gelenler Seattle, Los Angeles ve Frisco'dan.
Quando se guia um táxi em Frisco, precisamos de protecção.
Frisco'da gezinirken koruma gerekir.
Eu sou taxista senhora chamo-lhe Frisco.
Ben Frisco derim.
- São Francisco paga mais 43 centavos do que LA.
- Frisco kile başına... -... L.A.'den 43 sent fazla veriyor.
Mas o mercado de São Francisco tinha pago muito mais.
Ama kile başına 33 $ Frisco pazarında konuştuğumuzdan daha düşük.
Fui comissário de bordo na carreira Xangai
Kamarottum. Şanghay-Frisco hattında.
Vai ser a nossa viagem, Jim. Xangai
Şimdiki yolculuğumuz Şanghay-Frisco olacak.
O Matheson foi transferido de Denver para São Francisco, como cortesia entre gabinetes.
Matheson, Denver ofisinden Frisco'ya transfer edildi.
Voltamos agora para o filme de 1971... Slim Boa Onda, Tio Doobie e O Grande Frisco Passou-se... com Troy McClure.
Şimdi 1971 yapımı, başrolünde Troy McClure olan Goodtime Slim, Uncle Doobie, ve the Great Frisco FreakOut filmine dönüyoruz.
O George já deve estar a caminho de São Francisco.
George Frisco yolunda olmalı şu anda.
Quando chegar a casa... a primeira coisa que vou fazer é voltar ao meu emprego em S. Francisco.
Frisco'daki taksi durağındaki işimi geri alacağım.
Foste a Frisco, aquilo aconteceu e depois foi longe demais!
Her şey sen Frisco'ya gittiğinde başladı. Sonra da kontrolden çıktı.
Falei com o Capitão de São Francisco, ele diz que temos sorte em tê-lo aqui.
Frisco'daki komiseriyle yeni konuştum. Yanımızda olduğu için şanslı olduğumuzu söyledi.
- Seattle, Frisco, quem sabe?
- Seattle, Frisco, kim bilir?
Podíamos ir para Frisco.
Frisco'ya gidebiliriz.
Tenho que voltar a Frisco de manhã, mas recebi a tua chamada.
Sabah San Fransisco'ya dönmek zorundayım. Ama mesajını aldım.
Não é assim que funciona em Frisco?
Frisco'da da böyle yürümez mi işler?
Primeiro, o nome da nossa cidadezinha é São Francisco e não Frisco.
Birincisi, küçük şehrimizin adı San Fransico. Frisco değil.
Frisco.
Demek oradan.
Bem, o Frisco vale 2.
Frisco 2 bin.
Ele já derrotou o Braddock uma vez em Frisco, correcto?
Bir kere San Fransisco'da Braddock'u yenmişti zaten, değil mi?
Deu-nos uma tareia em Frisco. - Pois.
San Fransisco'da kıçımızın üstünden geçmişti.
Não sabia que era errado... Mas o Pin está metido com o pobre Frisco, e todos me culpam.
Kötü olduğunu bilmiyordum ama Pin şimdi zavallı Frisco'da deniyor ve benden de durmadan faydalanıyorlar.
- O pobre Frisco.
- Zavallı Frisco.
- Frisco.
- Frisco.
Frisco Farr estava no segundo ano.
Frisco Farr geçen sene ikinci sınıf öğrencisiydi.
Acharam Frisco Farr há três semanas numa ruela à porta dos Pinkerton's.
Frisco Farr üç hafta önce Pinkerton'ın dükkanının önündeki kaldırımda bulundu.
Sim, pobre Frisco.
Evet, zavallı Frisco.
O pobre Frisco toma uma dose e entra em coma.
Zavallı Frisco yüksek dozda aldı ve komaya girdi.
- É difícil, a minha mãe verdadeira tem uma família nova em Frisco por isso agora sou o homem da casa. - Acho que é estranho.
veya sanırım garip ha?
- De fora.
- Frisco.
Espero-o em S. Francisco para bebermos "um copo".
Frisco'da bunu konuşup, yaşadıklarımızı kahkahalarla anacağız.