English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Furioso

Furioso tradutor Turco

2,764 parallel translation
- Ele vai ficar furioso quando eu o jogar para dentro de uma cela para o resto da vida.
Demek ki onu ömrünün geri kalanını geçirmek üzere bir hücreye tıktığım zaman epey bir kızacak.
Tenho que colocar gelo no furioso punho de ferro.
Bay hırslı yumruğun ütü için, buza ihtiyacı var.
Manipulei-te "à la Wilfred". - Não fiques furioso.
Wilfred'ledim seni.
- Porque haveria de ficar furioso?
Kızma dostum. Neden kızayım ki sana?
Estou furioso, Ryan.
Elim ayağım titriyor, Ryan.
Se o Luke soubesse que me andas a seguir, ficaria furioso. E sabes que mais?
Ve ne, biliyor musun?
Fiquei furioso.
Altıma yapmışım.
Por favor Auggie, sei que estás furioso e ferido, mas é isso que fazemos, contra o que lutamos todos os dias.
Lütfen Auggie. Öfkeli ve yaralanmış olduğunu biliyorum. Ama yapacağımız şey bu.
Miúdo, olha... Ele está furioso.
- Çocuğum, bak...
O monstro está furioso.
- Çok kızmış. Canavar çok kızmış.
Esconde algo e estou furioso. O quê?
Bir şeyler saklıyor ve çok kızdım.
Sim, estou furioso.
Tabii ki kızgınım.
Mas o Peter vai ficar furioso.
Tamam da Peter, küplere binecek.
- Furioso?
- Kızgın mı?
- Furioso?
Kızgın mı?
Está a dizer-me que não está furioso?
Yani gerçekten kızgın değilim diyorsun.
Se soubessem sobre o furacão hormonal furioso no corpo de uma mulher grávida... eles pensariam novamente.
Oysa hamile bir kadının vücudunda kopan... hormonsal kasırgayı bir bilseler, bana... başka gözle bakarlardı.
Saul, compreendo que ainda estejas furioso comigo, mas dá-me algum apoio nisto, por favor.
Saul, bana hâlâ kızgın olduğunu biliyorum ama bana akıl ver, lütfen.
O que se passou entre si e o Cy que o deixou tão furioso?
Cy ile aranızda onu bu kadar kızdıracak ne oldu?
Depois, o meu pai partiu, furioso, e o resto da família dispersou-se.
Sonrasında babam öfke içinde oradan ayrıldı ve ailemizin geri kalanı dağıldı.
O quê? Ficar furioso.
Sinirlenmek.
O Brick está furioso!
Brick delirdi.
A violência em Marlene Smith foi da precisão ao frenesim. Indica alguém com clássicos traços de um psicopata, rapidez em ficar furioso e em voltar ao normal.
Marlene Smith'e uygulanan şiddet hassastan aşırıya gitmiş, bu da klasik psikopat özellikleri olan birini gösteriyor, çabucak öfkelenip çabucak toparlanabiliyor.
Estás muito furioso.
Sen bu kadar öfkeliyken olmaz.
- O velho Ray Furioso?
- Öfkeli ihtiyar Ray mi?
- Estava furioso com ele, é verdade.
- Ona kızgın olduğum doğru.
Furioso?
Öfkeli miyim?
- Estou furioso contigo!
- Sana o kadar kızdım ki!
Veio do barco funerário de Gunnar, o Furioso.
Öfkeli Gunnar'ın cenaze gemisinden geliyor.
Se tivesses violado o nosso casamento à minha frente, eu ficaria furioso.
Evliğimiz, gözümün önünde kirletseydin, gözüm dönerdi.
Isolado, esperto, furioso.
Yalnız, zeki, kızgın.
Ficou furioso e bateu na cabeça do Scott com a garrafa.
Sinirlendi ve su şişesiyle Scott'ın kafasına vurdu.
Sabe, agitado, no limite, furioso.
Bilirsin, heyecanlı, sınırda, kızgın.
Tenho a certeza de que Reed vai ficar furioso quando descobrir que mentiu.
Yalan söylediğini öğrendiği zaman Reed'in tepesinin atacağına hiç şüphem yok.
Ele está lá. Sem boas notícias, vai ficar furioso.
Eğer iyi haberler götürmezsem, tepesi atacaktır.
Eu devia estar mesmo furioso
- Ona karşı gerçekten kızgın olmalıyım.
"Ele ia ficar furioso contigo." E eu disse-lhe para não contar nada.
"Sana gerçekten çok kızar." Ben de "Sakın söyleme" dedim.
O pai está furioso com todos. Ele quer respostas.
Babam herkese kızgın.
Eu fiquei furioso, por isso fui até à sua mansão, para descobrir um grupo de estranhos antes do dinheiro nunca olhariam duas vezes para o Walt.
Öfkelenmiştim, bende malikânesine gittim Walt'un parayı kazanmadan önce yüzüne bile bakmayacak bir sürü yabancı insanla karşılaştım.
Quando lá cheguei, ele estava furioso.
Oraya gittiğimde öfke içindeydi.
Estava furioso.
Çok kızmıştı.
E quando o confrontei, ele ficou furioso. Ele negou.
Onunla yüzleştiğimde çılgına döndü.
Eu fiquei tão furioso... que ataquei Teobaldo e ele acabou destruído.
O kadar gözüm dönmüştü ki ; Tybalt'a saldırdım ve parçalanarak öldü.
O tipo está furioso.
Adamın tepesi attı.
Aquele em que ele encontra o anjo e fica furioso.
Hani bir melekle karşılaşıyor. Çok sinirli.
Estou furioso.
Fena kızgınım.
Bob Marley ficou furioso.
Bob Marley sinirlendi.
Ontem ficaste furioso comigo por ter falado com o Daniel sobre o nosso futuro, o futuro do quarteto...
Daniel'la geleceği sağlama almak için konuştuğumda dün bana kızmıştın. Dün söylediklerinden çok incinmiştim. -... kuartetin geleceği!
- Estou furioso.
Öfkeliyim.
- Eu estou furioso!
Kızgın mıydı?
Ele ficou furioso.
Ve sinirlendi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]