English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Gamé

Gamé tradutor Turco

576 parallel translation
Só não sei se é Pinot Noir ou Gamé.
Pinot Noir ya da Gamay mı pek emin değilim.
Sei que a Carsini só produz três vinhos tintos. Dois Borgonha : Pinot Noir e Gamé.
Carsini'nin sadece üç kırmızı şarap ürettiğini biliyorum, iki Burgundy, Pinot Noir ve Gamay ve bir bordo şarabı, Cabernet Sauvignon.
Por isso, sei que é Borgonha e só podia ser Pinot Noir ou Gamé.
Bu nedenle bunun Burgundy olduğunu anladım. Ya Pinot Noir ya da Gamay'dı.
- Vamos jogar um jogo, hein?
- Let's play a game, eh?
- Eu alinho.
- l'm game.
So there was nothing much to the game Assim não havia nada demais para jogar
# Yani oyuna benzer hiçbir şey yoktu #
Give the word I'll play your game
* Oynarım oyununu, söylemen yeter *
Muito bem, acabou a brincadeira ( = game's up ).
Eller yukarı!
Game, set e partida.
Oyun.
É chamado video game.
O bir video oyunu olarak bilinir.
"receba uma ligação do meu avô para uma partida de xadrez"
I get a call from Grandpa For a snappy game of chess
O "Post Game Show" é patrocinado por...
Maçı sunmamızda katkısı olan sponsorlar...
Ela ainda está a jogar vídeo game.
Hâlâ Nintendo oynuyor.
'Game point'.
- Bunda retorik var mıydı?
Big Game and Big Game Rifles.
Büyük Av ve Büyük Av Tüfekleri.
Há um jogo Chamado dar nomes
" Oh, there's a game called naming names
All this does is up the stakes of the game.
Bu sadece oyuna biraz risk katıyor.
- Onde está o meu Game Boy? Não sei.
Benim Game Boy'um nerede?
Será que o Match Game PM não podia ter outra celebridade?
Match Game P.M'de başka bir ünlüye ihtiyaç yok mudur.
Queria dizer-lhe que adorei O Jogo do Medo.
"Fair Game"'i çok beğendiğimi söylemek istiyorum.
Dos seus dois netos, George, o mais velho, Visconde Croft, foi apanhado num momento de indiscrição. É referido no jornal como, O Jogo do importuno.
Onun iki torunundan yaşlı olanı, George, ve Vike Kroft bir aymazlık anında yakalanmışlar, gazeteye Badger Game diye yansıtılmış.
- E, é claro, aquele livro estupendo. O Jogo.
- Ve, tabii ki, harika kitabı The Big Game ( Büyük Oyun )'in.
Sim, ele orgulha-se muito do que escreveu no... Jogo.
Evet, The Big Game'deki çalışması ile gerçekten gurur duyuyor.
Leu o O Jogo?
The Big Game'i okudunuz, değil mi?
Gostava de ouvir a opinião de uma jovem mulher.
İzlenimlerini söyle bana. Genç bir kadının, The Big Game ile ilgili düşündüklerini bilmek isterim.
Estive a trabalhar no Game of Death.
"Ölüm Oyunu" için çalışıyordum. Zamanın farkında değildim.
lembre-se que ela é sua filha, e eu ja criei a minha voce tem que parar de jogar video game, e começar a pensar no que vai fazer com a sua vida
Unutma, o senin çocuğun. Ben çocuk bakmam. Video oyunu oynamayı bırak, hayatına ne yön vereceğini düşün.
Marge Simpson rouba.
Marge Simpson bir market hırsızıdır. - Bir başka haber, The Crying Game'deki kadın aslında erkektir. - Hey!
Do clima gélido da Rússia surgiu o jogo de computador mais escaldante do momento simplesmente conhecido por "The Game". Ed?
Rusya'nın soğuğundan çıkan bu sıcak oyunun adı yalnızca "Oyun." Ed?
Nos últimos 6 meses "The Game" gerou uma receita superior a $ 1.5 bilião... -... ultrapassando todos os recordes.
6 ay içinde "Oyun" 1.5 milyon doların üzerinde gelir getirerek bilinen tüm rekorları kırdı.
- "The Game," disponível em cassetes, bem como em disquetes, colocou todos a jogar.
- Hem kartuşta hem de diskette satışa sunulan "Oyun" u herkes oynuyor.
O criador e distribuidor do "The Game" é Konstantine Konali alegadamente chefe da máfia russa.
"Oyun" un yaratıcısı ve pazarlayıcısı Konstantine Konali'nin Rus mafyasının lideri olduğu söyleniyor.
Tu, meu caro Adam, vais criar uma nova versão do "The Game."
Sevgili Adam, "Oyun" un yeni bir versiyonunu yapacaksın.
Chamar-lhe-emos "The New Game."
Adını "Yeni Oyun" koyacağız.
THE NEW GAME NÍVEL 5
YENİ OYUN 5. AŞAMA
Em 48 horas, o "The New Game" estará nas lojas do mundo inteiro.
48 saat içinde "Yeni Oyun" dünyadaki tüm mağazalara dağıtılacak.
E agora o "Match Game" 2034... com Billy Crystal...
Ve şimdi, 2034 oyunu Billy Crystal...
Não encontro o CD dos Cranberries. Tenho de ir ao Quad... - antes que alguém o game.
Evet, Cranberries CD'im arabada, onu almalıyım.
No jogo dos Knick game.
Knicks maçında.
É aquele foleiro Dating Game para universitários, que tenta captar os jovens dos Anos 90 com um marco da TV dos Anos 70.
90'ların gençliğini 70'lerin programlarıyla tavlamaya çalışan... antika Seç Bakalım'ın üniversite öğrencileri versiyonu.
Mais parecia o meu Jogo de Lágrimas pessoal.
Bana özel Crying Game gibi.
Posso ir buscar o teu Gameboy.
İstersen odandan Game Boy'unu da getireyim?
O perigo é o seu jogo
# Danger is the game he plays
Uma galinha de caça da Cornualha.
- O bir Cornish game hen ( Bir tavuk türü )
O apresentador do programa de jogos?
Game Show'un sunucusu mu?
- Este Game Boy mostra onde estão as baleias?
- O Game Boy yerlerini mi gösteriyor? - Hepsinin değil.
66, WNBC Está na hora do The Match Game.
Evet işte Eşleştirme Oyunu zamanı geldi.
O meu nome é Gene Sternburn, e bem-vindos ao Match Game. Olá a todos.
Herkese merhaba.
# É brincadeira para ti
# It is a game for you
O Game Boy desapareceu.
Game Boy'un gitti.
A fundação do direito à vida em Illinois... irá jogar a sua partida de softball bi-anual... contra a equipa do condado de Cook... no domingo próximo às 14h.
The greater Illinois Chapter of the Right to Life Foundation... will be holding its biannual soft ball game... against the Cook County... Pro-Choice League next Sunday at2 : 00.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]