Glasses tradutor Turco

Quantos pares de óculos tinha o seu marido?

Kocanızın kaç gözlüğü ( glasses ) vardı?

Óculos?

Bardak mı? ( glasses )

- Nicky Vidros.

- Nicky Glasses'a.

Porque o Glasses deixou os óculos.

Çünkü gözlük geride gözlüğünü bıraktı.

Preciso levar estes óculos para o conserto, mas vida continua surpreendendo os meus melhores planos.

I've been meaning to get these glasses fixed, but life just keeps getting in the way of my best plans.

Já reparaste que os tipos que fazem isso, os Blairs, os Glasses, os Kelleys, começam sempre com alguma coisa pequena, uma citação que melhoram.

Hiç bunu yapan adamları fark ettin mi? Blairs, Glasses, Kelleys. Her zaman ufak bir şeyle, temizlenebilecek bir alıntıyla başlar.

- Hey, what up, girl? - Grab my glasses I'm out the door, I'm gonna hit this city

* Hey, naber, kız, kap gözlüklerimi * * Çıkıyorum evden, gidiyorum şehre *

Ooh-ooh put your hands up, put'em up, put'em up put your glasses up, fill'em up, fill'em up from the front...

♪ Ooh-ooh ♪ ♪ eller havaya, havaya, havaya ♪ ♪ bardaklar havaya, doldurun, doldurun ♪

Sei o que é que o Sr. Iglesias está a pensar, por isso é que fugi.

Bay Glasses'a borcumu ödemedim. Bu yüzen kaçtım.

E assim então, saiu da fita o "Wine Glasses".

Derken yol gösterici bardak bantı ortaya çıktı.

Wine Glasses foi gravado antes para um disco que íamos fazer, chamado "Objectos Domésticos", e que tínhamos registrado em fita.

Bardaklar o zamanlar yapmayı düşündüğümüz Household Objects - Ev Objeleri albümü için kaydedilmişti.

Enfim, eu não quis pô-los, fico com uma cara estranha

But glasses make me look a sight Enough to give the world a fright