English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Gorev

Gorev tradutor Turco

12,582 parallel translation
É uma obrigação.
Bu bir bakıma görev.
Garanto que ele conhece uns gajos tipo G.I. Joe.
I garanti o görev tipi dudes bazı çağrı bilir.
Precisas de estar bem parecido, sem essa merda de Call of Duty, está bem?
Ne yapacaksın, kaygan bakmak zorundayız Görev zırh saçmalık bu çağrı hiçbiri, tamam mı?
Pronto para a próxima missão.
Sonraki görev için hazır ı'm.
- Missão cumprida. - Missão cumprida.
Görev tamamlandı.
Na região de Katanga.
Görev yeriniz Katanga.
Com grandes combates na cidade de Elizabethville, os pensamentos e as preces de uma nação orgulhosa estão com os soldados que servem a ONU no Congo.
Serefli ulusumuzun kalbi, Kongo'da görev yapan askerlerimizle birlikte.
Rapazes, de volta às posições.
Herkes görev yerine geçsin!
Trago uma arma oculta.
Görev silahı üstümde.
FBI, arma oculta.
FBI, görev silahım var.
Forças Especiais.
Özel kuvvetlerde görev yaptım.
Antes de ser senador, o Cook serviu na Guerra do Golfo. Ele era o comandante do pelotão.
Senatör olmadan önce Körfez Savaşı'nda görev yapmış bu takımın komutanıymış.
Abortar! Estamos sob ataque!
Görev iptal, saldırı altındayız!
A missão corre mal. O que deixa...
Görev kötüye gider.
Bem, não é um negócio oficial, nem nada disso.
Resmî bir görev falan değil.
A missão falhou.
Görev başarısız oldu.
O Jonathan sofreu realmente ferimentos no cumprimento do dever.
Jonathan görev sırasında yaralanıp acı çekti.
Importa de nos dizer porque este "comandante de elite", está numa missão militar para salvar a nossa cidade?
Acaba bize Özel Kuvvetler'deki seçkin bir komutanın neden şehrimizi kurtarmayı görev bellediğini anlatmıyorsun?
Participou em missões especiais pelo mundo inteiro, normalmente com exércitos atrás dele.
Dünyanın dört bir yanında, genelde ordular peşindeyken özel operasyonlarda görev aldı.
Major William Porter, foi dispensado pouco depois do Sikes ter desaparecido, prepara-te, conduta desordeira, beber em serviço, ataque a um oficial, desobedecer a uma ordem direta.
Binbaşı Wlliam Porter Sikes kaybolduktan hemen sonra ordudan atılmış şunu dinle, ahlaka aykırı davranış, görev başında alkol tüketimi üsse müessir fiil, emre itaatsizlik.
- Eu sei que os teus amigos estão servindo no exército, Ali.
Arkadaşlarının orduda görev yaptığını biliyorum, Ali.
O Conselho Nacional deu-me um trabalho a fazer.
Ulusal Konsey bana bir görev verdi.
Ao perceber que as pessoas pararam de ter filhos, dedicou-se a ajudá-las a recuperar.
İnsanların çocuk sahibi olmayı bıraktığını fark ettiğinde hayatlarına devam etmelerini sağlamayı görev edindi.
O Coronel Theakes deu-nos uma nova missão.
Albay Theakes bize yeni bir görev verdi.
O Embaixador vai ficar no Complexo da Missão Especial por insistência própria.
Elçi Bey, özel görev yerleşkesinde kalmak için ısrar etti.
Preciso dos melhores nisto, detetive. Eram você e o Scarfe.
Bu işte en iyi personelim görev almalı, onlar da Scarfe ile sendin.
Estamos em um nível superior.
Kutsal bir görev yapıyoruz.
É uma operação de merda.
Bu çok boktan bir görev.
Sem a resistência, esta missão não existe. Queres pôr...
Direniş olmasa bu görev de olmazdı!
Ele percebia as ameaças que a América enfrentava e, como você, decidiu servir o país dele devido a um profundo sentido de dever.
Amerika'nın karşısındaki tehditleri görebiliyordu. Senin gibi, büyük bir görev anlayışıyla ülkesine hizmet etmeyi seçti.
Ou seja, entra na força de intervenção, infiltra-se na insurgência, e traz-me o líder.
Özel görev kuvvetine katılıp isyancılara sızıp liderlerini getireceksin.
Acho que estão em mudanças, mas aparecem como activos.
Galiba hala taşınıyorlar ama yine de görev listesindeler.
Não é esse tipo de atribuição.
O tür bir görev değil.
E também apresentaremos um adicional de 17 extractos em que o detective Fuhrman fala, com experiência pessoal, sobre má conduta policial, provas plantadas, perjúrio e a apresentação de encobrimentos e falsos testemunhos em processos judiciais.
Aynı zamanda, 17 belge daha sunacağız ki bunlarda... Dedektif Fuhrman'ın kendi tecrübelerine dayanarak açıkladığı, görev suistimali kanıt yerleştirme, yalan yemin ve mahkeme devam ederken, olayların üstünü örtme ve yalan ifade verme bulunuyor.
Quando o período de serviço dele acabar em Março, ficaremos noivos.
Mart'ta görev süresi bittiğinde nişanlanacağız.
A Prof. Martínez regressa na próxima semana, a tua substituição acabou.
Bayan Martinez önümüzdeki hafta dönüyor yani senin de görev süren dolmuş oluyor.
Temos de parar de usar soldados que estiveram na Índia.
Hindistan'da görev almış askerleri kullanmayı kesmeliyiz.
Queres dizer que tens algo para eu fazer, Tom?
Bana vereceğin bir görev mi var Tom?
Soldado Letso apresentando-se ao serviço, Sargento Mor.
Er Letso görev yerine geldi Başçavuş.
Mas irá fortalecer a sua fé e a sua vocação.
Ancak inancını ve görev aşkını güçlendirebilir de.
Afirmativo, apesar de todas as merdas que nos fizeram as autoridades soviéticas, podemos dizer missão cumprida.
- Doğrudur. Sovyetlerin tacizlerine rağmen görev tamamlanmıştır.
- Um polícia no ativo?
- Hâlâ görev yapan bir polis mi acaba?
Foi em serviço.
Görev yapıyordum ama o sıralar.
Mandamos o nosso lindo monstro para a selva com uma simples tarefa.
Güzel canavarımızı, basit bir görev için vahşi doğaya salacağız.
Sim, mas duas semanas no comando, e não cumpri nenhum dos meus objectivos.
Öyle ama 2 haftalık görev süresinde hiçbir amacımı yerine getiremedim.
Esta missão é ultra-secreta. Ninguém pode saber o que estamos a fazer.
Bu gizli bir görev kimse ne yaptığımızı bilmemeli.
As tarefas no funeral.
Gelelim görev dağılımına.
Bravo Novembro 1, a todos os agentes de serviço.
" Bravo Kasım 1. Görev başındaki tüm memurlara.
Sabes o que me disse o detetive?
Geçen yanında görev yaptığım dedektif ne dedi biliyor musun?
Chamávamos-a de Vai-te Foder Bin Laden.
Sizin görevın adı neydı? Bilirsin biz ona "git Bin Ladin'i sik" görevi derdik.
No Iraque? Duas comissões?
- Irak'ta iki senelik görev.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]