Translate.vc / Português → Turco / Goro
Goro tradutor Turco
79 parallel translation
- E o Goro?
Peki ya Goro?
O Tanner anda a ajudar o Tono a assumir a posição do tal Goro.
Tanner, Tono'ya Goro'nun mevkisini devralması için yardım ediyordu.
Alguns vão ter a honra... e o prazer... de lutarem com o Príncipe Goro... o nosso actual campeão.
İçinizden bazıları Prens Goro ile... bir araya gelip... karşılaşma onurunu yaşayacak. Bizim yenilmez şampiyonumuzla.
- Eu sou Goro!
- Ben Goro'yum!
Príncipe Goro.
Prens Goro.
- Refere-se ao Goro?
- Goro'dan mı söz ediyorsun?
E ele é muito mais perigoso do que Goro.
Ve o Goro'dan çok daha tehlikeli biridir.
Goro!
Goro!
Goro pode morrer.
Goro da öldürülebilir.
O Goro nunca foi derrotado.
Goro asla yenilmemiş.
Então desafias o Goro?
Goro'ya meydan okumak?
Eles também morrerão... depois do Goro te destruir.
Goro seni yok ettikten sonra... mutlak onlar da ölecek.
- Goro!
- Goro!
- Mora Goro.
Morogora.
Mora Goro?
Morogora mı?
Kishitani goro como OKA Tsutsui Mariko como MIZUNUMA Mari
Yardım için müşteri hizmetlerine aktarılacaksınız.
Goro-kun do bar.
Bardaki Goro.
Eu deixo o Goro-kun ir e praticar a bateria.
Goro'ya gidip davuluyla çalışmasına izin vereceğim.
É o Goro.
Ben, Goro.
Chama-se Goro Tanaka.
İsmi Goro Tanaka.
- Goro?
- Goro?
Goro Tanaka.
Goro Tanaka.
Ele é agora conhecido por Goro Fujita. Trabalha para mim e tem-nos ajudado.
Şimdi Fujita Goro adı ile bana yardım ediyor.
Por favor acredite em mim Goro.
Lütfen bana inan, Goro San.
Um rapaz chamado Goro.
Golo adında bir çocuk.
Goro cresceu, e tornou-se num criminoso.
Goro bir suçlu olmak için yetişmişti.
Porque... Sabe-se que o Goro ensinou os seus homens a matar, com arame farpado ao invés de correntes.
Çünkü Goro'nun adamlarına zincire bağlamaktansa nasıl dikenli telle öldürülürü öğrettiği biliniyor.
Diz-se ser na mesma região onde é o complexo do goro.
Goro'nun yerleşim alanının aynı bölge içinde olduğu söyleniyor.
Goro, o que sabes acerca dele?
Goro, onun hakkında ne biliyorsun?
Goro, o barão de droga da selva.
Goro, ormanın uyuşturucu baronu.
Não, desculpe chefe. Nunca ouvi falar do Goro, nunca.
Hayır, üzgünüm patron Goro'yu hiç duymadım, hiç.
Isto é território do Goro, não é?
Bu Goro'nun bölgesinden, değil mi?
Goro.
Goro.
Conheces o Goro, certo?
Goro'yu tanıyorsun, değil mi?
Goro?
Goro?
Onde está, onde está o goro?
O nerede, Goro nerede!
E o que queres do Goro.
Ve Goro'dan ne istediğini.
Onde está ele, onde está o Goro!
O nerede, Goro nerede!
Eras o único que estava vivo que sabias que andava a perguntar pelo Goro.
! Goro ile ilgili sorular sorduğumu bilen ve yaşayan tek kişi sensin.
A selva é território do Goro, os seus homens estão por todo o lado.
Orman Goro'nun bölgesi. Her yerde onun adamları var.
O Goro estava a tornar-se um problema para a minha operação.
Goro benim operasyonlarım için büyük bir problem oluyordu.
Eras o único com capacidade de achares o Goro. Assassiná-lo.
Goro'yu bulup, onu öldürmek için yeterince yetenekli tek kişi sendin.
Este é o filho de Miyazaki.
Bu Miyazaki'nin oğlu Goro.
– O que o Goro quer dizer é...
Goro'nun demek istediği...
E chamo-me Goro.
Ayrıca bana Goro diyebilirsin.
- Goro.
- Goro.
Onde está o Goro?
Goro nerede?
- Goro.
- Goro!
Que queres com o Goro.
Goro ile ne yapmak istiyorsun?
Goro...
Goro...
– Mas veja, Goro...
- Ama, Goro bak...