English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Gracey

Gracey tradutor Turco

63 parallel translation
Fazes esse trabalhinho simples, e aqui a tua namorada Gracey, poderá ter uma vida longa e feliz.
Şu basit işi yap ve buradaki kız arkadaşın Grace uzun ve dolu bir hayat yaşasın.
O Senhor Gracey deseja discutir os seus negócios ao jantar.
Efendi Gracey işlerini akşam yemeğinde konuşmak istiyor.
Edward Gracey.
Edward Gracey.
Queres vir conhecer o senhor Gracey?
Gelip Bay Gracey ile tanışmak ister misin?
Muito prazer em conhecê-lo, senhor Gracey.
Tanıştığımıza sevindim Bay Gracey.
Ei, Sara, Vou ter uma conversa com o Sr. Gracey.
Hey, Sara, ben gidip Bay Gracey ile konuşacağım.
Sr. Gracey, posso perguntar-lhe uma coisa?
Bay Gracey, size bir şey sorabilir miyim?
Ser um Gracey significava que não havia negações.
Bir Gracey olmak demek, hiçbir kısıtlamanız yok demekti.
O que foi que aconteceu aqui, Sr. Gracey?
Burada ne oldu Bay Gracey? O yaptı.
Eu era suposto ter-me encontrado com o Sr. Gracey.
Bay Gracey ile buluşacaktım.
Como é que ela morreu, Sr. Gracey?
Nasıl öldü Bay Gracey?
Sr. Gracey, está tudo bem?
Bay Gracey, iyi misiniz?
Sr. Gracey.
Bay Gracey.
Eu pensei certamente, ao trazer-te de volta à Mansão Gracey ajudar-te-ia a recordar.
Düşündüm ki seni tekrar Gracey Malikanesine geri getirtmek, sana hatırlatır.
Sr. Gracey, está a assustar-me.
Bay Gracey, beni korkutuyorsunuz.
Sr. Gracey...
Bay Gracey...
Aceitas, Eduard Gracey, em ter esta mulher como tua fiel esposa, para viverem juntos pelos preceitos de Deus no mais santo estado do matrimónio?
Sen Edward Gracey, bu kadını eşin olarak kabul ediyor, ve Tanrının huzurunda bu kutsal birlikteliği kabul ediyor musun.
Queres aprender uns truques, Gracey?
Sen de öğrenmek ister misin, Gracey?
- Queres aprender uns truques, Gracey?
- Bir kaç numara öğrenmek ister misin, Gracey?
Vês o que acabei de fazer, Gracey?
Espriyi aldın mı, Gracey?
Agarra na Gracey e foge!
Gracey'i al! Gidin!
Esta é Kip Wellington na Penitenciária Springfield, onde notório recluso Shawn Gracey ainda à solta.
Teşekkürler, Tom. Ben, Kip Wellington hala kaçak olan mahkum Shawn Gracey'in kaçtığı Springfield Cezaevi'nden bildiriyoruz.
Gracey foi apreendido há três anos pela polícia pelos assassinatos de mais de 35 pessoas em uma pequena cidade suburbana.
Gracey, 3 yıl önce küçük bir banliyöde, polis tarafından 35 kişiyi öldürmek suçundan yakalandı.
... Onde detento notório Shawn Gracey ainda está à solta.
... azılı kaçak Shawn Gracey hala kayıplarda.
- Gracey foi apreendido há três anos pela polícia pelos assassinatos de mais de 35 pessoas em uma pequena cidade suburbana.
- Gracey, üç yıl önce 35 kişiyi öldürmek suçundan, polis tarafından küçük bir banliyöde yakalanmıştı.
... Onde notório recluso Shawn Gracey ainda está à solta.
... hala kaçak olan Shawn Gracey'in tutulduğu yerden bildiriyoruz.
- Gracey foi apreendido -
- Gracey, üç yıl önce...
... Notório recluso Shawn Gracey ainda está à solta.
... kaçak olan mahkum Shawn Gracey hala kayıplarda.
Gracey escapou desta instituição há três dias e ainda acredita-se estar na cidade.
Gracey 3 gün önce bu tesisten kaçtı ve hala şehirde olduğuna inanılıyor.
O Shawn cara Gracey que escapou da prisão.
Hapishaneden kaçan Shawn Gracey.
A Tia Gracey é irmã da minha mãe.
Gracey Teyze annemin kız kardeşidir.
Quantas vezes é que ele esteve no programa de reabilitação?
Rehabilitasyon tesisinize kaç kere yatırıldı Dr. Gracey?
Dra. Ellen Gracey, Gibbs.
- Dr. Ellen Gracey, Gibbs.
Puxei os registos das chamadas da Dra. Gracey.
Gracey'nin telefon kayıtlarını çıkarttım.
Dra. Gracey... É o Nick.
Dr. Gracey, ben Nick.
Gracey.
Adın ne? - Gracey.
Muito bem, Gracey. Viu o motorista do carro que lhe bateu?
Tamam Gracey, sana vuran aracın sürücüsünü gördün mü?
Olhe, você é uma campeã, Gracey.
Hey, sen bir şampiyonsun Gracey.
Gracey, não...
Gracey, sakın...
O seu nome era Gracey Ann Gates.
Adı Gracey Ann Gates.
E os pais da Gracey estão a voar do Colorado para cá para reclamarem o corpo da filha.
- Ve Gracey'nin ailesi çocuklarının cesedini almak için Colorado'dan geliyorlar.
Sabe que sou obrigada pelas regras internas e pelas circunstâncias da morte da Gracey a perguntar-lhe se deseja ver um conselheiro - sobre os efeitos emocionais.
Biliyorsun ki burada kuralları uygulamam gerekiyor ve Gracey'nin ölüm koşullarını düşünerek sana duygusal çöküntü nedeniyle bir danışmana görünmek ister misin diye sormalıyım.
Estou disposto a subir esta montanha consigo, mas para chegar ao topo, você vai ter que provar que o carro da Gail Myers não foi roubado, que ela estava ao volante quando a Gracey Ann Gates foi morta, e se você for realmente doida o suficiente para tentar apanhá-la por homicídio involuntário...
Bu dağa seninle tırmanmaya razıyım ama zirveye çıkabilmek için Gail Myers'ın arabasının çalınmadığını, Gracey Ann Gates öldürüldüğünde direksiyonda onun olduğunu kanıtlamalısın ve onu trafikte kazara adam öldürmekten tutuklamaya çalışacak..... çalışacak kadar deliysen- -
Trouxemos as fotos da Gracey que vocês pediram.
İstediğiniz gibi Gracey'nin resimlerini getirdik.
O capacete dela voou, e, para que saibam, a Gracey nunca sentiu qualquer dor.
Kaskı fırladı ve bildiğiniz gibi Gracey hiç bir acı çekmedi.
O que disse a nossa Gracey?
Gracey'miz ne dedi?
Estou zangada sim, mas não com a Gracey.
Ban kızgınım tamam mı, ama, Gracey'ye değil.
Desculpe faze-la passar por isto, Kelly, mas é importante que você entenda o que aconteceu com a Gracey.
Sana bunu yaptırdığım için kusura bakma Kelly ama Gracey'ye ne olduğunu anlaman önemli.
Foi menos de 30 segundos depois do atropelamento e fuga e oito quarteirões de onde a Gracey perdeu o seu...
Bu vur kaç olayından 30 sn sonrası ve Gracey'in öldüğü yerin 8 blok ötesi- -
- Não sejas gay, Grace.
Gayleşme Gracey.
Fala, Gracey.
Konuş Gracey.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]