Translate.vc / Português → Turco / Grand
Grand tradutor Turco
1,856 parallel translation
Senhor Grand. Sou eu, Manny.
Bay Grand, benim, Manny.
Senhor Grand o seu pacote está fechado e preparado para ser recolhido e devo dizer-lhe, que vai ficar satisfeito.
Evet, Bay Grand paketiniz güzelce hazırlandı, alınmayı bekliyor ve söylemeliyim ki, bundan çok memnun kalacaksınız.
Chefe, ele dirige-se para sul pela Grand.
Şef, Grand caddesinde güneye gidiyor.
É um Batard-Montrachet Grand Cru, de 1998.
Çok seveceksin. 98 yapımı bir şarap.
Os fugitivos foram encurralados na Grande Estação Central.
Kaçaklar Grand Central İstasyonu'nda köşeye sıkıştılar.
Uma vizinha diz que viu três homens que não pode identificar, a sair de um Monte Carlo ou Grand Prix 1980, amarelo ou dourado, e a entrar no edifício onde o Angel Tezo, mais tarde, foi encontrado morto.
Komşulardan birisi tanımadığı üç adamın sarı, muhtemelen altın sarısı, 80 model Monte Carlo veya Grand Prix'den inip daha sonra Angel Tezo'nun vurularak öldürüldüğü binaya girdiğini söylüyor.
Eu me encontro em pé na entrada do milenar histórico Grand Hotel.
Kendimi binlerce hikayesi olan Grand otelin lobisinde buldum.
- Estou no Soho Grand.
Soho Grand.
- No Soho Grand?
- Soho Grand'dasın demek?
Também sempre quis ver o Grand Canyon!
Ben de her zaman Büyük Kanyon'u görmek istemişimdir!
Não é a mulher que ganhou o Grande Prémio?
Siz Grand Prix'yi kazanan kadın değil misiniz?
Tenho de estar no Grand Hyatt as 11 horas em ponto.
Saat 11'de Grand Hyatt Otelinde olmalıyım.
Olhem, é o Coliseu do Grande Prémio.
Hey, bakın. Grand Prix Kolezyumu.
Um dia, o meu irmão vai ganhar o Grande Prémio.
Kardeşim bir gün Grand Prix'yi kazanacak.
Permite-me que te apresente o vencedor do Grande Prémio por 2 vezes, cinco vezes campeão da WRL e futuro morador do Hall da Fama, Jack Cannonball Taylor.
Seni, iki Grand Prix şampiyonluğu 5 WRL şampiyonluğu bulunan ve müstakbel Hall of Fame sahibi Jack "Gülle" Taylor ile tanıştırayım.
Se um carro destes ganhasse o Grande Prémio deste ano, seria de esperar que a procura por transponders aumentasse radicalmente.
Eğer böyle bir araba Grand Prix'yi kazanırsa transponderlere olan talep aşırı derecede artar.
Então, sentei-me lá com ele a ver o velho Ben Burns a fazer a última curva do Prémio de 1943 e... de repente, o Pops começou a gritar.
Gidip yanına oturdum ve Ben Burns'ün 1943 yılı Grand Prix'sinde son turunu izliyorduk ki birden bire, babam bağırmaya başladı.
Encontraram-se lá como o faziam há anos, encontraram-se para negociar a ordem de chegada do Grande Prémio.
Tıpkı yıllardır yaptıkları gibi. Grand Prix'nin bitiş sırasını tartışmak için buluştular.
Mas já não há mais corridas, a não ser o Grande Prémio, e nenhum de nós se qualificou.
Önümüzdeki tek yarış Grand Prix ve ikimizde finale çıkamadık.
Prometeram-me que eu ia ao Grande Prémio.
Grand Prix'ye gireceğime söz vermişlerdi.
Taejo, isto quer dizer que vai correr no Grande Prémio, este fim-de-semana?
Taejo, bu hafta sonu Grand Prix'de yarışacak mısın?
- O quê?
- O yarış... 1943 Grand Prix'si. - Ne?
Soube-se sempre os vencedores de todos os Grandes Prémios dos últimos 50 anos.
Son 50 yıldır bütün Grand Prix'lerin galibi belliymiş.
O Grande Prémio... uma farsa?
Grand Prix ayarlanmış, ha?
Um convite para competir no 91º Grande Prémio anual?
91. geleneksel Grand Prix'sine davetiye.
Esperamos a maior audiência televisiva da história do Grande Prémio.
Bu Grand Prix, tarihin en fazla seyirci çekeni olacak.
Tente impedi-lo e violará gravemente os direitos da WRL, deixando-me apenas a opção de suspender o Grande Prémio deste ano até uma investigação completa estar terminada.
Ve Grand Prix'yi bu sene iptal edip bütün soruşturmalar sonlanana kadar da açmam. Ne?
Muito bem, Sr. 2 Grandes Prémios, 5 WRL, futuro morador do Hall da Fama, ensine-me alguma coisa.
Evet, Bay 2 kez Grand Prix, 5 kez WRL şampiyonu, müstakbel Hall of Fame sahibi. Bana bir şeyler öğret.
Grand Nanar, essa chega para ti.
Tam sana göreymiş Koca Nanar.
Grand Nanar, dois filetes de linguado.
Koca Nanar, iki dil balığı filetosu versene bana.
Grand Nanar é o melhor cantor de rock de Rungis!
Nanar, Rungis'in en iyi rock şarkıcısıdır.
O Grand Nanar levou a camioneta.
Kamyonu Nanar götürdü.
O Omar Sharif está hospedado no hotel Freedom Grand.
Ömer Şerif. Kapanış törenine kadar Freedom Grand'de kalacak.
"Venha sozinho, cowboy."
Ömer, düğünden önce Freedom Grand, 1101 no.lu odada olacağım Korumasız gel.
O Sr. Raymond Oliver, proprietário e chefe do Grand Vefour.
Bay Raymond Oliver Grand Vefour'un başahçısı ve sahibi.
- Estou no Pacific Grand.
- Pacific Grand'deyim.
Mas, em resumo, uma noite que deveria ser uma das melhores na vida dos estudantes pode ter terminado tragicamente no histórico Hotel Pacific Grand.
Bir öğrencinin hayatındaki en güzel gecelerden olması gerekirken, tarihi Pacific Grand Hotel'de trajik şekilde bitebileceğini hatırlatalım.
Glenfiddich, Bourbon, Vodka, Cointreau, Grand Marnier, Armagnac. Não.
Glenfiddich, viski, votka, Cointreau, Grand Marnier, Armagnac...
Sobrevoa o Grand Canyon.
Büyük Kanyon'u aşıyor.
Com a idade de 26, Tiger Woods já tinha ganho um Grand Slam.
26 yaşındayken, Tiger Woods dünya şampiyonu olmuştu.
É um Jeep Grand Cheroke cinza escuro, virou para Sul na rua 11 há cerca de dois minutos.
Koyu gri renkli bir jip, 2 dakika önce, 11. caddenin güneyinden döndü. Anlaşıldı.
Temos informações adicionais, que estamos dispostos a partilhar com o promotor público Reno, de que o dinheiro foi transferido para a Grande Caimão, com o conhecimento e a cumplicidade dos agentes do FBI.
Ayrıca elimizdeki ek bilgiye göre Başsavcı Reno ile paylaşmaya hazır olduğumuz bir bilgi var. Bu para daha sonra, Whitacre'ın FBI ortaklarının bilgi ve suç ortaklığı ile Grand Cayman'a aktarıImıştır.
Depois, há as contas na Suíça e na Grande Caimão.
Sonra İsviçre ve Grand Cayman'da hesaplar var.
Está a mudar-se para o Grande Hotel Sullivan.
Sullivan Grand Hotel'e taşınıyor.
Não, o Sullivan Grand é a minha casa, por estes dias.
Yo, bugünlerde Sullivan Grand'da kalıyorum.
Tive uma reunião no Sullivan Grand.
Sullivan Grand'de bir toplantım vardı.
Este é um grand slam.
Bu tüm elleri kazanır.
O Hotel Grand Palais, em Biarritz... tinha sido durante alguns anos um feliz lugar de caça... para a Léa e mulheres como ela.
Madam. Biarritz'teki Grand Hotel Palais, birkaç yıldan beri Lea ve benzerlerinin av mekanı olmuştu.
Pedirei para que te telefonem da filial Grand Cayman. Está bem?
Ben en önemli Cayman Adaları şubelerinden birisine sahip olacağım.
EMPIRE GRAND HOTEL, LONDRES
EMPIRE GRAND OTELİ, LONDRA
- E o Hotel Freedom Grand.
Freedom Grand.