Hack tradutor Turco

Tenente John Hack.

Teğmen John Hack.

Hack er, o chefe do pessoal da Casa Branca, estava muito ocupado com assuntos do Estado... Indisponível.

Beyaz Saray Kurmay Başkanı Hacker devlet işleriyle çok meşguldü yerinde yoktu.

Alguém de fora invadiu o sistema.

Birisi ana bilgisayarı hack etti.

Hacker!

- Hacker! - Hack..

- Está a fazer pirataria.

- Sistemi hack'liyor.

Você está mesmo tentando fazer um ghost-hack na sua própria esposa só para ver o que há na mente dela?

Kendi karının kafasındakileri görmek için karının hayaletini mi hacklemeye çalışıyorsun?

Então, como você botou as mãos neste software de invasão?

Neyse, eline nasıl geçti bu hack programı?

Kusanagi e Togusa estão indo para o próximo provável ponto de acesso ilegal.

Kusanagi ve Togusa bir sonraki umulan hack bölgesine ulaştılar.

Pontos de acesso não autorizados traçados e combinados.

Hack bölgesi araştırıldı ve bulundu.

Eles acharam nosso acesso.

Hack işlemini durdurdular!

Eu creio que voces na Seção 9 esbarraram nele naquele caso envolvendo o hack-fantasma do tradutor do ministro exterior.

İnanıyorum ki 9. bölgedeki dış işleri bakanının tercumanı bu hakcing olayına karışmıştır.

O hack mais fixe do mundo.

Dünyadaki en büyük bilgisayar korsanlığı.

Acedeu à nossa rede de energia para fazer uma experiência. A escola ficou um caos.

Kendi deneyini yapmak için okulun ana güç kaynağını hack etmiş.

Entrei no CPU dele, contornei os principais sistemas operacionais dele e acedi às suas sub-rotinas.

CPU'sunu hack'ledim ve sonra ana işletim sistemini devre dışı bıraktım ve komut bölümüne girdim.

Daqui partem linhas telefónicas dedicadas, impérvias e à prova de acesso por piratas.

burada hack edilemez firewall çalışıyor.

Eu vou me infiltrar na mainframe.

Bunu hack etmem gerekli.

Hack-E-Sack.

Whew! Hack-E-Sack.

Shelley Hack!

Shelley Hack!

E conseguimos entrar no departamento de defesa.

Savunma Bakanlığı'na ait bazı dosyaları hack ederek de bitirdik.

- Grande hacking por satélite.

- Uydu hack'lemek zorunda kaldık.

Mas o Langly conseguiu aceder à base de dados e conseguiu uma coisa apetecível.

Ama Langley veri arşivini hack'leyip bize iyi bir şeyler bulabildi.

- Você foi pirateado.

Sizi hack'lemişler. - Ne?

Mereço-o! É um rapaz do submundo a piratear duma camioneta

Ben yer altı çocuğum Hack'ledim minibüsten

Eu decidi tentar uma forma subversiva de hack.

Yıkıcı bir hack yapmaya karar verdim. [öksürür]

De qualquer forma, além disso eu estava mostrando a eles este hack.

Her neyse, kısaca onları bu hack olayına dahil ediyordum

Agora eu posso explicar que o nome GNU é um hack.

Şimdi söylemeliyimki GNU adı bir hacktir.

Todo o projecto GNU é um grande hack.

Bütün GNU projesi, cidden büyük bir hack tir.

Antes que a Glory ou os Cavaleiros de Hack e Slack descubram o que...

Glory ya da şövalyeler onu bulmadan önce.

Hack o painel de controle no corredor 7-Alpha.

Koridor 7-Alpha'nın kontrolünü ele geçirin.

Viste aquele hack do Eyes Only sobre aquele lugar, Manticore? Sim, porque?

Şu darbe yapılan yer, Manticore, hakkında Gören Gözler'e ulaşabilir misin?

Você faz pirataria por cabo para milhões de pessoas.

Milyonlarca insanı hack'liyorsun.

É fácil encontrar da Kate Jackson e da Shelley Hacks.

Kate Jackson ile Shelley Hack'i kolayca bulabiliyorsun.

Daqui fala Al Hack.

Dr. Koch mu?

lamento telefonar-lhe pra casa num feriado, mas estou aqui sentado com o Val Waxman...

Ben Al Hack. Rahatsız ediyorum ama...

Perdão, quem é você? Sou Al Hack.

Pardon, siz kimsiniz?

Um pequeno hack no computador Revelou vários e recentes pagamentos em dinheiro

Ufak bir bilgisayar korsanlığıyla yüklü miktarda ödeme yaptığını bulduk.

Programas a penetrar programas.

Programları'hack'leyen programlar.

Nunca fiz uma penetração tão bera!

Hayatımda yaptığım en çirkin'hack'olmalı.

"Hack Heaven".

"Korsan Cenneti."

Não, a única matéria foi "Hack Heaven", ele mesmo me disse.

Bana kendisi söyledi! Eğer yabancı birisi olsaydı.

Isto é uma fotografia da querida do velho Hack Scudder.

Bur yaşlı Hack Scudder'ın sevgilisinin resmi.

O Hack mostrou-me a fotografia.

Hack bana resmi gösterdi.

Pobrezinho do Hack.

Zavallı yaşlı Hack.

Lembras-te do Hack Scudder?

Hack Scudder'ı hatırlıyor musun?

E, além disso, acho que o Hack Scudder é teu pai.

Ve üstelik, Hack Scudder'ın baban olduğunu düşünüyorum.

Foi o Hack Scudder que me safou.

Beni kurtaran Hack Scudder'dı.

É uma "Hack-E-Sack".

Bu bir Hack-E-Sack.

Hack-E-Sack.

Hack-E-Sack.

O agente dele.

Al Hack, Val'ın menajeriyim.

É com grande frustração que nós lemos o artigo "Hack Heaven" que apareceu no dia 18 de maio. ]

Evet.Bu arada bunu buldum.

- "Hack Heaven" também foi!

"Korsan Cenneti" de geçmişti!