Translate.vc / Português → Turco / Hannah
Hannah tradutor Turco
3,898 parallel translation
Ouve-me, Hannah.
Dinle beni Hannah.
Hannah.
Hannah.
Boa menina, Hannah.
Aferin Hannah. Acı çek.
Hannah, não podemos perder tempo.
Hannah yolumuzdan vazgeçmeyi göze alamayız.
Hannah?
Hannah?
Emily, Gloria, Hannah... E Veronica.
Emily, Gloria, ve Hannah ve, Veronica.
Relaxa-te, Hannah.
Sakin ol, Hannah.
Fala comigo, Hannah.
Konuşsana, Hannah.
O que se passa?
Hannah, neler oluyor?
Hannah, o que se passa?
Hannah, neler oluyor?
Hannah? Queres matar-me de susto?
Ne yapıyorsun sen, beni korkudan öldürmeyi mi?
Vou ligar para a polícia.
Hannah? Polisi arıyorum. Evet, evet.
Sai da casa, Hannah.
Evden hemen çık, Hannah, hemen!
Passeava com o cão quando dei de caras com a Hannah. Ela pregou-me um grande susto.
Cheeky'yi dışarıda gezdiriyordum ve, güm, Hannah bana doğru koşuyordu, muhtemelen benim ondan korktuğumdan daha fazla benden korktu.
Só os seus gritos.
Sadece Hannah'ın çığlığını.
- Não contaste à tua mãe?
Hannah, bunu neden annene söylemedin?
Eu acredito, Hannah.
Ben sana inanıyorum, Hannah.
Hanna? Não te preocupes, está certo?
Hannah, sakın endişelenme, tamam mı?
A Hannah tem 16 anos e o Thomas tem 7.
Hannah 16 yaşında, ve Thomas da 7.
O Tom fez para a Hannah quando ela tinha 10 anos.
Tom onu Hannah 10 yaşındayken yapmıştı.
Aparentemente, perto de casas de menores como a Hannah.
Hannah gibi reşit olmayan kızların evinin önünden geçtiğine bakarsak belli oluyor.
Havia uma pegada na janela da Hannah.
Hannah'ın penceresinin altında bir ayakabı izi bulduk.
Passei as últimas 3 horas na escola da Hannah.
Son 3 saatimi Hannah'ın lisesinde geçirdim.
Todos disseram que ela é comportada. Não há discussões, inteligente, notas altas, não namora.
Danışmanlar, arkadaşları hepsi Hannah'ın iyi bir kız olduğunu, sorunsuz, akıllı, yüksek notlu ve sevgilisiz olduğunu söylüyor.
A Hannah disse que alguém a seguia, alguém com um capuz, calçava 42. Ele ficava na casa da árvore a observar.
Hannah birinin onu takip ettiğini söyledi, kapüşonlu biri, 44 numara giyen, ağaç evinde oturup izliyormuş.
A Hannah ao telefone, a ver o "Survivor".
Hannah telefonda, "Survivor" izliyor.
Isso ajuda a invasão. O seu quarto fica do outro lado.
Ama Hannah'ın yatak odası evin diğer tarafında.
E se Hannah, não for o alvo?
Peki ya hedef Hannah değilse?
Com quem estás a fazer sexo, Hannah?
Kiminle seks yapıyorsun, Hannah?
Preciso de um nome, Hannah, agora.
Bana isim lazım, Hannah, hemen.
- Hannah McCoy.
Hannah McCoy.
Achámos várias pegadas na janela do quarto da Hannah.
Hannah'ın penceresinin altında bulduğumuz ize çok benziyor.
E depois? Namorava com a Hannah e o seu irmão foi raptado.
Hannah ile ilişki içindesin, ve kardeşi bu öğlen kaçırıldı.
Namorava a Hannah às escondidas.
Hannah ile olan ilişkini sır olarak sakladın.
A Hannah citou um perseguidor.
Hannah sapığından bahsetti.
Eu estava a sair e havia um carro parado na rua. Pude ver alguém ao volante. Estava a olhar para a casa da Hannah.
Evden ayrılıyordum, ve aşağı sokakta park halinde bir araba vardı, ve koltukta birisinin olduğunu görebiliyordum, ve Hannah'ın evine bakıyorlardı.
Quando a Hannah me deixou, eu... Eu preferia mais a solidão da minha cela aos quartos vazios da casa de familia.
Hannah beni terk ettiğinde hücremin tenhalığını evimdeki boş odalara tercih ettim.
Vá lá, Hannah, devolve-me isso.
Hadi Hannah, onu geri ver.
A Hannah é minha vizinha do lado.
Hannah benim kapı komşum.
Belo currículo, Hannah. Quadro de honra nacional.
Güzel özgeçmiş, Hannah.
Hannah, tens que falar comigo.
Hannah, benimle konuşmak zorundasın.
E às 13 : 19h, entrou no computador usando a senha da Hannah Hunt.
Ve 01 : 19'da, Hannah Hunt'ın şifresini kullanarak bilgisayarı açtın.
Hannah, o que...
Hannah... ne
Já não somos crianças, Hannah.
Artık küçük çocuklar değiliz, Hannah.
Bem, pelo menos, a Hannah fez algo bom.
En azından Hannah toparladı.
Então...
Evet Hannah ve Todd.
Hannah, estás a assustar-me.
Hannah, beni korkutuyorsun.
É a Hannah McCoy.
Bu Hannah McCoy.
A Hannah discutiu com outros estudantes?
Hannah'ın diğer öğrencilerle anlaşmazlığı olmuş mu peki?
Ela escreveu as vezes que a perseguiram.
Hannah takip edildiği zamanlara dair bir günlük tutmuş.
És uma boa miúda. Inteligente, vários amigos. Mas nenhum namorado.
Sen iyi bir kızsın, Hannah akıllısın, çok arkadaşın var, sevgilin yok ama, ki bunu çok garip buluyorum çünkü göbeği açık tişörtlerinle ve dövmenle çok güzel ve seksi bir kızsın.