Translate.vc / Português → Turco / Hash
Hash tradutor Turco
64 parallel translation
Compremos o café na pousada.
Hash House'a gidip kahve alalım.
O grupo do Hash chegou agora.
Hash takımı geldi.
Ouvi dizer que estão a fazer uma sessão de hash aqui.
Eroin toplantısı yaptığınızı duyduk.
- Hash, como vais? - Muito bem.
- Hey, Hash nasıl gidiyor?
- Tudo é melhor do que jantar cá.
Her şey bu cehennemde kalmaktan iyidir, Hash.
Fala lá outra vez dos bares de "hash".
Pekâlâ, bana esrar barlarından tekrar bahset.
- Lá o "hash" é legal?
- Esrar orada yasal, değil mi?
Como os bares de "hash"?
- Bunlar esrar barları mı?
É legal comprá-lo e tê-lo e, se fores dono dum bar de "hash", é legal vendê-lo.
Almak yasal, sahip olmak yasal ve bir esrar bar sahibiysen satmak da yasal.
E é legal ter "hash" contigo, mas até nem interessa porque, ouve só isto, em Amesterdão é ilegal um chui revistar-te na rua.
Bulundurmak yasal, ancak bunun bir önemi yok çünkü, bunlardan bir sürü bulabilirsin, tamam mı? Amsterdam'da bir polis seni durdurursa üzerini aramaları yasal değil.
Comes as batatas?
You gonna eat that hash brown?
- Hash, onde está o Randleman?
- Hash, Randleman nerede?
O que é que tens nesse cachimbo, hash?
Piponun içine ne koyuyorsun, haşhaş mı?
Está a ingerir bastantes hidratos de carbono, e eu sei, claramente, que todos eles são hidratos de carbono refinados, porque estão a vir dos bolos, biscoitos, Hash Browns, certo?
- Hepsi ihtiyacın olandan düşük. - Çok fazla karbon hidrat alıyorsun ve... - Biliyorum ki bunlar kurabiyelerden geliyor.
Batatas fritas, Chicken McNuggets, Hash Browns, Hamburger Coca-Cola Light, café e Ice Tea.
- Patatesi, Chicken Nuggets. - Sosis, diyet kola... - Kahve ve buzlu çay.
- E fritas aos palitos?
- Peki ya Hash Browns? *
- Não, mesmo fritas aos palitos são batatas.
- Hayır çünkü Hash Browns'lar da patates.
Interessa-te, hash?
Biraz esrar ister misin?
Sim, hash.
Evet, esrar.
Queria dizer-te que estou de acordo quanto ao hash.
Esrar için tamam.
Estou de acordo quanto ao hash.
Esrar için tamam.
É suficiente paras as compras e para o hash.
Kendi uyuşturucumu alacak kadar.
Hash?
Esrar mı?
Cinco mil euros e 25kg de hash?
Beş bin avro... Ve 25 kilo esrar mı?
E levaram-no e ao hash.
Esrarla beraber onu da götürmüşler.
Há aqui pessoas e nós temos hash.
Burası kalabalık ve bizde esrar var.
É hash, comprimidos?
Esrar mı? Hap mı?
Hash.
Esrar.
Devolveu-nos o hash, mas não podemos vendê-lo.
Esrarı geri aldık ama dağıtamıyoruz.
O Khalid, o Michka e o Bruno são bons para o hash.
Adamlarımız esrar için iyiler.
Chamavam-me Batatas a Murro.
Bana Hash Brown * derlerdi
Costumava deambular por Camden à espera que me olhassem de lado.
Biri bana yan baksın da, bende onun yüzünü Hash Brown gibi yapayim diye..
Mas isso era o Batatas a Murro e ele desapareceu, certo?
Ama bize bunları yapacak olan Hash Brown, ve o şu anda ölü durumda, yanılıyormuyum?
Pois sabe o que o Batatas a Murro faria a um homem que lhe roubou a mulher.
Çünkü biliyorsun Hash Brown.. karını çalan adama ne yapar biliyorsun.
Pronto, Senhor. Quer que eu seja o Batatas a Murro. É por isso que não está a ajudar-me.
Tamam, tanrım benim gene Hash Brown olmamı istiyorsun, bu yüzden ona yardım etmiyorsun.
Pronto! Quer que seja o Batatas a Murro?
İyi o zaman, tekrar Hash Brown olmamı istiyormusun?
Serei o Batatas a Murro.
Hash Brown olacağım!
Ele voltou a ser o Batatas a Murro. E não só pela violência.
Hash Brown haline tekrar dönmüştü, tamam ve dönen şey sadece şiddeti değildi
O Batatas a Murro está de volta!
Hash Brown geri döndü!
Hash de carne em sal e ovos.
Kıyılmış sığır konservesi ve yumurta.
Tive o Hanukkah Hash, mas miúdos do Templo Shalom Immanuel levaram tudo.
Hanuka Haşhaşı vardı, Şalom lmmanuel Tapınağındaki çocuklar hepsini aldı.
O Bubble Hash é uma erva mais cara?
Balon esrar, otun daha pahalısı gibi bir şey mi?
Não compres Bubble Hash.
Sakın balon esrar alma.
- És bom a decifrar LM-Hash?
- LM-Hash kırma konusunda iyi misin?
Vamos Hash?
Hadi ama Hash?
Eles trocam as raparigas Hash, e colares.
Kızları değiştirdiler, Hashi. Ve de gerdanlıkları.
Que distração foi muito caro.
Nasıl bir şaşırtma? - Çok pahalı. - Siktir Hash!
Hashi?
Hash?
Hashi.
Hash!
Até logo, Hashi.
Görüşürüz, Hash.
Hash-tag... - O quê?
- Hash-tag.