Translate.vc / Português → Turco / Highlander
Highlander tradutor Turco
40 parallel translation
É um highlander!
O Tanrı tarafından seçilmiş bir İskoçyalı.
Fica para a próxima, highlander.
Gelecek sefere, İskoçyalı!
O highlander...
- İskoçyalı nerede?
Solo sagrado, highlander!
Kutsal yerler İskoçyalı.
És fraco, highlander.
Sen zayıfsın İskoçyalı.
Paciência, highlander.
Biraz sabır, İskoçyalı.
Sou Connor MacLeod, do Clã MacLeod. Uma vez, há muito tempo, eu fui um Highlander.
Ben ConnorMacLeod'um MacLeod Klanından, ve bir zamanlar, çok uzun bir süre önce,
O que acham disso, fãs do Highlander?
Ne diyorsunuz Highlander'lılar?
Que momento milagroso na história dos Highlanders, fãs esportistas!
Highlander tarihinde çok önemli, mucizevi bir an!
Dê-me esse uísque que está aí.
Bana şu Old Highlander'ı versene.
E o vencedor do Toyota híbrido Highlander é Jillian Lynn!
Ve Toyota Highlander'ı kazanan talihli, Jillian Flynn!
Duncan MacLeod O Highlander
Duncan MacLeod The Highlander
É por o Joe ter morrido ou porque tu és o grande Highlander que não pôde salvá-lo?
Joe öldüğü için mi veya büyük İskoçyalı onu kurtaramadı diye mi?
- Aguenta o ritmo ou morre, Highlander! - Duncan!
- Kılıcını salla ya da geber, İskoçyalı!
viveu este perigo, por morte é um Highlander ( Imortal ).
Bir yabancı olarak yaşadı, ama bir İskoçyalı olarak öldü.
HIGHLANDER
İSKOÇYALI
Vive com honra, Highlander.
Onurunla yaşa, İskoçyalı.
Isso não é exactamente como Highlander, mas quase.
Tam da "İskoçyalı" filmindeki gibi değil, ama olsun.
São como o "Highlander", não morrem.
O yıllar "İskoçyalı" gibidir. Ölmek bilmez.
Muito legal, e não queria acabar com a sua sensação Highlander, mas tenho certeza que a mente é minha.
Çok hoşsun cidden ve Highlander triplerine girmeni de bozmak istemem ama bunun benim zihnim olduğundan epey eminim.
Este é o miúdo de Highlander, aquele que colocou a bomba no teu carro.
Bu Highlander'lı çocuk, arabana bombayı koyan otopark görevlisi.
Diz-lhe para se encontrar comigo nas traseiras do Highlander. Está bem.
- Highlander'ın arkasına gelmesini söyle.
- Gosto de falar contigo, e tenho pensado em ti e às vezes durmo com o Angus, o boneco "Highlander".
- Seninle konuşmak hoşuma gidiyor. Ve şimdi de seni düşünüyorum. Ve arasıra da İskoçyalı Bebek Angus ile uyuyorum.
Estamos num funeral e estás a citar'Highlander'. Muita gente morre.
Bir cenazedeyiz ve sen de İskoçyalı'dan alıntı mı yapıyorsun?
Mas também sou um Highlander, nascido e criado, e não queria arriscar-me a fazer pouco caso do demónio na igreja dele.
Ama aynı zamanda doğma büyüme bir İskoçyalıyım ve kendi kilisesinde şeytanın ışığını yayarak meydan okuyacağına inanmıyorum.
Sempre disse que o Highlander com toda a certeza está envolvido.
Adamın bir şekilde işin içinde olan bir İskoç olduğunu en başında söylemiştim.
Não existe nenhum Highlander, pois não?
Burada hiç İskoç yok, değil mi?
Então acredita que ela foi com o Highlander por sua própria vontade?
Peki İskoç'la isteyerek gittiğine inanıyor musun?
- Quem?
Highlander filmi.
- O "Highlander"? Christopher Lambert, Sean Connery.
Christopher Lambert, Sean Connery.
A Kendra não vai a lado nenhum contigo, Highlander.
Kendra seninle hiçbir yere gitmiyor İskoçyalı.
Asilo sagrado. Como as igrejas, no Highlander.
Highlander'deki kiliseler gibi bir sığınak.
Quando Stanley cruza a meta, a equipa de Stanford entra para a História.
Highlander'ın galibiyet girişimi sona erdi. Stanley bitiş çizgisini geçerken Stanford takımı tarih kitaplarına yazıldı.
Já foi feita História, quando o Highlander passa a marca dos 13 km, mais do que qualquer veículo percorreu no Grand Challenge inaugural.
Highlander, ilk Büyük Yarışma'da diğer tüm araçlardan uzağa giderek 12 kilometre çizgisini geçerken tarih zaten yazılmıştı.
Sou como o Highlander.
Highlander gibiyim.
Estudantes, professores e pessoal do liceu James Woods, alguém sabe como se baixa o assento de trás de um Highlander?
James Woods Lisesi'nin öğrencileri ve çalışanları Toyota Highlander'ın arka koltuğu nasıl yatıyor bilen var mı acaba?
Uma espada. Está bem. Muito bem.
- Tamam, Highlander için arama emri çıkartayım.
Vou fazer emitir um alerta para o "Highlander".
- Kim?
Pouco antes de se dirigir para a secção montanhosa do percurso,
Yolun dağlık alanına girmeden önce Stanley, arızalı Highlander'ı takip etti ve geçti.
Stanley apanhou e ultrapassou o Highlander estropiado, colocando o Volkswagen Touareg da equipa de Stanford na posição de liderança, acabando com a esperança de glória do Highlander.
BÜYÜK DARPA YARIŞI 2005 Stanford takımının Volkswagen Touareg'i lider.