Translate.vc / Português → Turco / Horizon
Horizon tradutor Turco
204 parallel translation
Eu vivo nos Apartamentos Blue Horizon.
Peki, Mavi Ufuk apartmanlarïnda oturuyorum.
É do mesmo grupo da Horizon?
Horizon ile aynı ekipmana mı sahipsiniz?
A Horizon partiu há 100 anos atrás.
Ne? Horizon burayı 100 yıl önce terk etti.
O contacto com a Horizon aconteceu antes da directriz de não-interferência entrar em vigor.
Horizon'la temas parazit engelleyici döneminden önce geldi.
Qual era o estado da cultura Iotiana antes da vinda da Horizon?
Horizon varmadan önce acaba Iotian kültürü nasıldı ki?
Os relatórios da Horizon indicam que os iotianos são extremamente inteligentes e um pouco imitadores.
Horizon raporları Iotianlıların zeki ve üstün taklit yetenekli olarak belirtiyor.
Mas a tripulação da Horizon não era composta de assassinos a sangue frio. Também não relataram esta cultura neste estado.
Ama Horizon'un mürettebatı soğuk kanlı katiller değildi.
Eles deixaram, a outra nave, a Horizon.
Horizon. Kaptan.
Se esta sociedade se destruir como resultado da influência da Horizon, então, a Federação é responsável e nós temos de corrigí-la.
Eğer bu toplum Horizon'un etkisiyle bozulduysa, bundan Federasyon sorumlu ve biz bunu çözmeliyiz.
* Da noite * l veja o horizonte
# Of the night # I see the horizon
O meu filho e eu visitámos Blue Horizon a caminho de cá.
Oğlumla birlikte Mavi Ufuk'u gezdik.
Comandante, perdeu a glória suprema de Blue Horizon.
Komutan, Mavi Ufuk'un en güzel yerini kaçırmışsınız.
2040 : A NAVE espacial DE pesquisa EVENT horizon
2040 UZAY DERİNLİĞİ ARAŞTIRMA GEMİSİ "EVENT HORİZON"
Foi identificada como proveniente..... da Event Horizon.
Bu mesajın kaynağı belirlendi ve Event Horizon tespit edildi.
Foi publicado que a Event Horizon era uma nave de pesquisa, que o seu reactor avariara, e que explodira, mas nada disso era verdade.
Kamuoyuna açıklanan bilgilere göre Event Horizon - uzay araştırma gemisiydi... reaktörü aşırı ısındı ve infilak etti... hiçbiri doğru değil.
A nave era o resultado dum projecto de criação de um veículo espacial mais rápido do que a luz.
Event Horizon, ışıktan daha süratli uzay gemisi yapmak için hükümetin gizli bir projesiydi.
A luz de navegação da Event Horizon está apagada.
Event Horizon'ın seyir ışığına kilitlendik.
Falo da nave de comando aeroespacial Lewis Clark.
Burası USAC Lewis Clark Event Horizon'a selamlar.
Chamo Event Horizon.
Event Horizon, beni duyuyor musunuz?
- Chamo Event Horizon.
- Event Horizon, duyuyor musunuz?
- Estamos atracados à Event Horizon.
- Event Horizon'a kilitlendik.
Vamos a atravessar o umbílico em direcção à Event Horizon.
Kordondan geçiyoruz ve Event Horizon'a yaklaşıyoruz.
- E a Event Horizon?
- Peki ya Event Horizon?
Quero toda a gente na Event Horizon imediatamente!
Tüm personelin derhal Event Horizon'a geçmesini istiyorum.
Está a aumentar. Os filtros da Event Horizon estão gastos.
Event Horizon'da karbondioksit kaçağı var.
A Lewis Clark levaria mil anos a chegar à estrela mais próxima. A minha nave leva um dia.
Lewis Clark'ın en yakın yıldıza ulaşması bin yıl kadar sürebilir, fakat Event Horizon bir günde oraya gidebilir.
Se o Sr. Justin foi sugado através da porta, pode ter estado onde esteve a nave.
Justin içine çekildiyse... Event Horizon'ın gittiği yerde olması gerekirdi.
Starck, descarrega os ficheiros dos computadores.
Starck, Event Horizon'ın bilgisayarından dosyaları indir.
Afasto a Lewis Clark o suficiente, e mando uns mísseis até ficar satisfeito que ela se evaporou.
Lewis Clark'ı alıp, Event Horizon'a TAC füzeleri fırlatacağım.
Criei a Event Horizon para alcançar as estrelas, mas ela foi muito, muito mais longe.
Ben Event Horizon'ı yıldızlara ulaşmak için yarattım fakat ondan çok çok uzaklara gitti.
A chegar à Event Horizon.
Event Horizon'ın enkazına yaklaşıyoruz.
Houston, Horizon.
Houston, burası Horizon.
Diga, Horizon.
Devam et, Horizon.
Houston, Horizon.
Houston, Horizon.
- Horizon, prepare-se para 2a tentativa.
- Horizon, alana yaklaşmak için bekle.
Lost Horizon, magia e lugares desconhecidos. Não há nada melhor.
Kaybolmuş Ufuk, büyü ve bilinmeyen yerler bunları geçemez.
Oh, Lost Horizon. O que achas-te?
Oh evet, Kayıp Ufuk Ne düşünüyorsun?
Num classe J velhote, o Horizon.
Eski bir J-Sınıfın da...
A minha irmã e o marido ainda estão no Horizon, mas o meu pai esperava que eu me tornasse capitão.
Kız kardeşim ve kocası hala Horizon da... ama babamın bir süre sonra görevi devralmamı beklediğine eminim.
Além disso, o Horizon não tinha teletransportadores para eu brincar.
Bunun yanı sıra, Horizon da oynamak için bir ışınlayıcı yoktu.
Acha que deixar o Horizon foi fácil para mim?
Benim o çevreden ayrılmam kolay olduğunu mu düşünüyorsun?
Eu cresci no Horizon e, o que acontecesse a bordo, éramos nós a tratar disso.
Horizon da büyürken başına gelen her şeyle kendin ilgilenmek zorundaydın.
E se for o Horizon e eles tiverem de pagar pela sua teimosia estúpida?
Horizon'na ne olacak aptallığınızın cezasını o mu çekecek?
Não gosta de mim porque deixei o Horizon para me alistar na Frota Estelar.
Benden hoşlanmıyorsun çünkü Horizon'u yıldız filosu için terk ettim.
Ele... Ele está num sitio qualquer... chamado Horizon Hills.
Horizon Hills denen bir yerde.
Tudo bem, foca-te. Não sei o quê... Horizon não sei o quê.
- Horizon bilmemne...
Horizon Hills? É isso.
- Horizon Hills mi?
Quando LOST HORIZON de Frank Capra estreou em Março de 1937, tinha a duração de 132 minutos.
toplam süresi 132 dakikaydı.
Infelizmente, a Horizon foi dada como perdida logo depois de deixar o seu planeta. Sim.
Evet.
Só recebemos o seu relatório de rádio no mês passado.
Maalesef, Horizon gezegeninizi terk ettikten kısa süre sonra kayboldu. Geçen ay sadece telsiz raporlarını aldık.
Esteve no Horizon?
Demek, Horizon'daydın.