English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Ih

Ih tradutor Turco

130 parallel translation
- Ele está ferido?
- Acıyor mu? - I-Ih.
Tínhamos um acordo.
Ih-ıh. Bir anlaşmamız vardı.
Tiramos-lhe um retrato.
l ih. Fotografini çekelim.
- Ih, eu esqueci de dar a você esta carta!
- Sana bu mektubu vermeyi unuttum!
Nah-ah.
II Ih.
Ele era meu familiar e sei que gostaria de me ver com uma depilação e uma boa permanente.
Bende aynı şeyi yapardım. Ih, beni affedin fakat Neanderthal çümbüşünden önce gerçekten katkısı olur...
e a função nuclear... então, como é habitual, menos l-H-R-D seno de D-T é igual menos D ao quadrado psi Dx ao quadrado mais V de X.
Her zamanki yolla, eksi IH, D psi DT eşittir eksi D'nin karesi psi DX'in karesi artı X'in V'si.
Por que não Ih telefonas?
Neden sen onu aramıyorsun?
Você é Ih'valia.
Sen lh'valla'sın.
Lamento incomodar, mas amanhã, após a cerimónia da noite no Templo, celebraremos o ih'tanu da minha filha.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim ama yarın akşam tapınakta kızımın ih'tanu merasimi var.
Por que não Ih telefonas?
Neden onu sen aramıyorsun?
Ih, não sei não.
Vay be, bilmiyordum.
Ai, até me pões os cabelos em pé.
Ih, Tüylerimi diken diken yaptı.
Soubemos que o Seth estava muito "dado" na festa.
Seth'ih partide çok cana yakın olduğunu duyduk.
Ugh!
Ih!
Uh-uh.
- Ih ıh.
Ih, que complicação.
Numaracı, numaracı.
Uh... algo sobre um espectáculo prestes a começar...
Ih... gösteri başlamasıyla ilgili bir şey...
- Connor está em perigo e eu...
- I-Ih, Connor tehlikede ve ben....
Ih! Já subiu a cabeça do Georg.
Georg'un aklını başından almış durumda.
Ela perdeu o seu irmão gémeo.
Ih, o... ikiz erkek kardeşini kaybetmişti.
Sim, restos de EDTA.
Ih, evet, EDTA kalıntıları.
Não sei.
Ih, bilmiyorum.
Mas precisamos de algo mais antes de voltarmos à carga.
Ih, onları tekrar buraya getirmek için daha fazla şeye ihtiyacımız var.
Havia uma Mac-10 perto do corpo.
Ih, cesedin yanında makineli bir silah vardı.
Já agora, parabéns.
Ih, aklıma gelmişken, tebrikler.
- Oh, pela santa bondade! Ele precisa sim!
Tanrı aşkına sana ih...
Uh-oh.
Ih-ıh.
- Prošle nedelje prodao je èitav set g-ði Gustafson. - Naplatio ih je 600 komada.
Geçen hafta Bayan Gustafson'a bütün bir set sattı 600 dolara.
- Jesam, ali ti ih verovatno nemaš na zalihi?
Evet, ama büyük ihtimalle seni gizlice izleyen birileri zaten vardır, değil mi?
- To ih malo iritira.
Sinirlerini bozuyor.
- 30 sekundi zajedno i ne možeš ih razdvojiti.
30 saniye yan yana dursunlar, bir daha ayıramazsın.
- U redu, razbiæu ih baš široko.
Pekâlâ, bunu tam dağıtacağım.
- Vratiæemo "ih".
Onları geri kazanacağız.
Ih, larga mão disso, ele não está nem aí para você.
O seni düşünmüyor, unut onu artık.
A perda de sangue devido a essa laceração é significante mas não letal.
Ih, buralardaki kan kaybı dikkat çekici ama ölümcül değil.
Chamo-me Nick Stokes, sou da Polícia de Las Vegas.
Pekala. Ih, evet, adım Nick Stokes. Ben Las Vegas Emniyetinden geliyorum, ve, ıh, konu oldukça önemli.
- Chris, não é?
- Ih-hıh!
Ih, não posso.
Ah, gelemem.
Ih!
Tanrım!
"Nunca mais toco no álcool." Belo par de jarras!
Artık bir damla bile içmeyecekmiş. Harika bir İH çifti.
- O que disseste?
- Ne dedin? - İH.
É o nome da espécie deles.
"İh-san"?
De certeza que quer ficar aqui com os humanos?
Burada ih-sanlarla kalma hususunda emin misin?
Ah-ah ih-ih tookie-tookie. George, é melhor atenderes o pássaro.
George, kuşa cevap versen iyi olur.
Ah-ah ih-ih tookie-tookie.
Demek George iyi bir koca olup olmadığından kuşkulanıyor... ve bu yüzden büyük acı çekiyor.
Éramos um casal à moda antiga.
Ih... biz biraz eski kafalı çifttik.
Uh, nenhum problema.
Ih, bir derdim yok beyefendi.
Las Vegas tem demasiados chibos, e não vou ser um deles. Não.
Ih-ıh, hayır.
O Sr. Stokes é do laboratório criminal.
Ih, Bay Stokes kriminal laboratuardan. - Selam.
- Ouça, é...
Ih, dinleyin...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]