English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Ikea

Ikea tradutor Turco

114 parallel translation
Hartwig e Ikea querem construir depósitos.
Hartwig ve Ikea depo yaptırmak istiyor.
E nós não podemos enterrar a avó num armário do IKEA.
Baba, büyükannemi Ikea'dan alınmış bir şifonyerin içinde gömemeyiz
IKEA, que confortável!
IKEA, bu çok rahat!
Vamos ser maiores do que o Ikea.
Ikea'dan daha büyük olacağız...
Ikea!
lkea!
Fica com tudo da IKEA.
"Al mektuplarını ver mektuplarını" yapma bana.
Eu quero a gata, e as peças da Pottery Barn.
IKEA'dan aldığım her şeyi alabilirsin, Ben sadece kediyi ve çini vazoyu istiyorum.
Quero ver-me livre de ti, tanto quanto aqueles trastes da IKEA.
Senden paçamı kurtardığımda, o lanet marketten aldıklarımdan da kurtulacağım.
Pode levar as peças Pottery Barn, Williams Sonoma, IKEA.
Çini vazo ve Williams Sonoma hepsi sende kalsın...
Como muitos outros, tornara-me escravo de bricolage Ikea. Sim.
Birçok insan gibi, IKEA yuva kurma içgüdüsünün kölesi olmuştum.
O que pretendes com isto, rapaz Ikea?
Bununla neye varacaksın IKEA çocuğu?
Você está vendo alguma bandeira finlandesa, garoto IKEA?
Duvarda Finladiya bayrağı görebiliyor musun IKEA adamı?
- Ele disse queIKEA é sueco.
- IKEA adamı İsveçlidir dedi.
E, B, eu não sei se toda esta cena de "Clockwork Orange cum Ikea" é mesmo o teu tipo.
Ve B - Bilmiyorum eger bütün Orange saat düzenegi İkea'dansa bu tamamen senin olayin.
Muito bem, um aperitivo de peixe sueco.
- Tamam, İsveç balığı aperatifi. Bunlar IKEA'dan kaseler.
Nunca ouviste falar no Ikea?
IKEA'yı hiç duydun mu?
Onde arranjaste essas grandes mamas falsas Ikea?
O kapı tokmaklarını nereden buldun Inga?
É como aquele sofá horrível do IKEA que a tua mãe nos deu.
Annenin lKEA'dan bize aldığı şu korkunç kanepe gibi.
Ikea.
Ikea.
A sensacão é tão boa Ikea.
Bu çok güzel bir his... ... Ikea.
Uau, lkea.
Vay canına, Ikea.
Ele já está a imaginar vocês os dois a entrarem no IKEA, para escolherem a loiça e almofadas.
Şimdiden ikinizi çatal bıçak takımı veya yastık seçerken hayal etmeye başlamıştır bile.
Talvez seja melhor ir ao IKEA e comprar uma canoa.
Bence IKEA'ya gitmeli ve bir kano almalısınız.
Comprei-os no Ikea.
Ikea denen bir yerden.
Oh, como se andasse numa página do catálogo da IKEA.
IKEA kataloğunun bir sayfasında geziniyormuş gibiyim.
Vinha a esta loja quando estava na escola. Preços muito razoáveis.
Üniversitede IKEA'dan çok alışveriş yapardım.
A lâmpada que compramos juntos no Ikea.
Ikea'dan birlikte aldığımız abajur.
Eu dei uma olhadela no catálogo do IKEA mas não vi nada de que gostasse, mas espero, talvez, um em nogueira escura com um bom contraplacado.
Ama iyi cilalanmış koyu renk ceviz olmasını umuyorum. Bu çok iyi olurdu.
Um dia deixou o Ritchie no tanque de bolas do IKEA.
Evet. öyledir! Bir gün Ritchîe'yi Ikea'daki top havuzunda unuttu.
Depois do Ikea amanhã, queres ir ver a Margaret Cho ao Beacon?
Yarın alışverişten sonra Beacon'daki Margaret Cho'ya gidelim mi?
- Ou foi comprar móveis ao Ikea?
Yoksa mobilya almaya mı gitti?
- Compraste-o no Ikea.
- Onu Ikea'dan almıştın.
O que tem Nova Iorque que Cleveland não tenha?
NY'da olup da Cleveland'da olmayan ne var ki? Yakında bir IKEA mağazası bile açılacağını okumuştum.
Vou para Cleveland quando lá tiverem a loja de móveis, nunca!
Cleveland'a ancak IKEA açıldığı zaman geleceğim. Yani ASLA!
Não prives disso o bom povo de Cleveland!
Cleveland'ın iyi insanlarını IKEA'dan mahrum bırakamazsın!
Acabas de ganhar mais 365 dias no teu cubículo com móveis do Ikea.
Ikea döşeli küçük odanda 365 gün daha geçirme hakkı kazandın.
Sabes estes dois colchões têm um fecho para se juntarem!
Biliyor musun? Bu IKEA bazalar, birbiriyle birleştirilebiliyor.
E achas que o Nate Archibald teria querido sair comigo se soubesse que vivo por cima de uma adega num 5º andar com luz fluorescente e mobília do IKEA montada por mim?
Ve Nate Archibald eğer küçük bir marketin üzerinde beşinci katta asansörü olmayan ve Ikea'dan alınan mobilyaları ve floresan lambalarını kendim taktığım bir dairede yaşadığımı bilse, gerçekten benle çıkmak ister miydi?
Depois voltavam para a secretária, uma simpática secretária da Ikea. Estou certo?
Sonra da lKEA'dan alınma küçük, şirin masalarına dönüyorlardı.
Este é o meu melhor amigo, o Barry, a comê-la numa mesa do IKEA que comprei numa promoção.
Bu en yakın dostum Barry, onu iyi bir fiyata aldığım IKEA masanın üzerinde düdüklüyor.
No Ikea.
Ikea.
De mãos dadas no IKEA?
IKEA'da elele dolaşır mı?
IKEA?
IKEA, ha?
Porque é que ele está a ligar do estacionamento do Ikea?
Niye seni Ikea'nın park yerinden aradı?
Vi no catálogo da loja.
Ikea katalogunda görmüştüm.
Sabias que o IKEA vende 17 tipos de estantes para casa?
IKEA'nın 17 çeşit ev rafı sattığını biliyor musun?
Ouvi dizer que o IKEA está com saldos.
IKEA'da indirimli satışlar başlamış.
Isto é como ler as instrucções do IKEA.
Bu iş tıpkı IKEA kataloğu talimatlarını okumak gibi.
Não te preocupes, colega de quarto. Eu e o catálogo do Ikea resolvemos tudo.
Endişelenme oda arkadaşım, Bay İkea katalogu ile her şeyi hallederim ben.
Demorei dois meses para convencer o pessoal a comprar um sofá cama, acho que aceitar alguém com 15 anos vai ser ainda mais difícil.
Pekala, bak. Ikea'dan koltuk almak için adamları ikna etmem üç ay sürdü. 15 yaşında bir kız için bu çok daha zor olmalı.
( cabinet = armário )
IKEA kataloguna baktım ama hoşuma giden bir şey olmadı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]