Translate.vc / Português → Turco / Inci
Inci tradutor Turco
1,342 parallel translation
Para um amador, mas acrescenta este lenço, e estes brincos de pérola e olha só!
Tecrübesiz bir bakış açısıyla öyle ama üstüne jakarlı bir eşarp ve bir çift inci düğmeli küpe ekleyince, işte bak.
Há bocado, ouvi-lhe um "se", que achei poder transformar-se num "secundário auxiliar," mas...
Bir süre önce, ağzından bir "ik" almayı başardım. Sanırım "ik-inci bakıcı" demek istiyordu.
Não podes comprar-lhe pérolas.
Ona inci alamazsın.
Vamos só substituir "Granizo de metralha" e "Cicatriz do tecido" por "fio de pérolas" e "Scones de framboesa"
"Şarapnel yağmuru" ve "yara izi" yerine de... "inci dizisi" ve "ahududu çörekleri" koyalım.
Estão todos presos por violação do código 8, armas escondidas, e código 12, homicídio!
Tutuklusunuz. 8'inci maddeye göre, silah saklamaktan ve 12'inci maddeye göre cinayetten.
Brecha na segurança do laboratório, nível 15!
Güvenlik ihlali. Tıp Laboratuvarı, 15'inci kat.
Olhos brilhantes e dentes como pérolas.
" ve parıldayan gözler ve inci gibi dişler,
Equipa número nove ao sub-nível 2, conduta de ventilação vinte e quatro.
9 numaralı saldırı ekibi, - 2'inci kat, havalandırma kanalı 24.
Vá, pérola.
Haydi, inci.
- Joe, procuramos pérolas.
- Joe, biz inci arıyoruz.
Como pode dar à luz uma pérola?
- Bir istiridye nasıl inci doğurabilir?
Rusty, encontraste uma pérola?
Rusty, inci buldun mu?
Um tipo como ele, com um barril cheio de rubis, e é sentimental com uma pérola.
Fıçılar dolusu yakutları olan bir adam, bir inci için hassas davranıyor.
Vá lá, pérola.
Haydi, inci.
Que pérola é mágica?
Hangi inci büyülü?
Nunca vi uma pérola tão triste em toda a minha vida.
Hayatımda hiç bu kadar komik görünüşlü bir inci görmedim.
Não seria bonito casar-me contigo, com esta pérola na mão.
Elimde bu inci varken, seninle evlenmem iyi olmaz.
Certo. O Xander era um soldado e a Buffy era uma rapariga do século XVIII.
Xander asker oldu, Buffy de 18'inci yüzyıldan bir kız.
Aqui estou eu no meu século XX.
20'inci yüzyıl halim.
- Eras a minha paixão do 5ª ano.
- 5'inci sınıfta sana vurgundum.
- Vocês eram namorados no 5º ano?
- 5'inci sınıfta sevgiliydiniz demek.
Infelizmente o livro perdeu-se no século XV.
- Maalesef kitap 15'inci yüzyılda kayboldu.
Ela já fumava no 5º ano.
5'inci sınıfta sigara içiyordu.
Uma menina com pérolas.
Ve küçük bir kızın boynunda inci kolye.
Temos um localizador nas escadas e a descer, no 20 andar.
Merdivenden iniyor, 20 inci katta.
Saiu das escadas no 17 andar.
17 inci katta çıktı.
- Tu disseste que tinhas dado um colar de pérolas à Maria Juana.
- Şey, sen de Mary Jane'e inci kolye aldığını söylemiştin.
Mas só foram descobertos a meio do século 20.
- Onlar 20'inci yüzyıIın ortasında bulunmuşlardı.
Também achamos este brinco de pérola... que coincidia perfeitamente com o usado pela defunta na hora da morte.
Ayrıca bu inci küpeyi bulduk. Öldüğü sırada diğer teki merhumun üzerindeydi.
Ela é um verdadeiro achado.
O gerçek bir inci.
- Porquê tanta pérola?
- Niye inci taktın?
Íamos a entrar no nosso avião para irmos comprar pérolas-negras em Bora Bora, quando, de repente, olhei para o Stan, e me apercebi...
Bora bora'dayken, Siyah inci alışverişimiz için tam uçağa binmek üzereydik, Aniden Stan'e baktım ve... evliliğin bu kadar sorunlu olmaması gerektiği kafama dank etti.
Não está carregada. Era um meio de protecção muito popular durante o começo do século XV.
Dolu değil. 15'inci yüzyılın başlarında bu alet çok popüler bir savunma aracıydı.
Escrevi um diário do século XVll.
17'inci yüzyıla ait bir günlük yarattım.
Há semelhanças entre a sociedade actual e Salem do sec. XVll.
Günümüz toplumunda ve 17'inci yüzyıl Salem'inde benzerlikler var.
O que importa, é que faz 70 anos.
Bugün onun 70'inci doğumgünü.
"Foi admitido como membro da classe 235 da Universidade Brown."
"Brown Üniversite'sinin 235'inci sınıfına katılmaya hak kazandınız."
E de braço dado com uma bela rapariga de dentes brancos.
Herhangi bir "Yankee" gibi. Ve kolunda inci gibi beyaz... -... dişli güzel bir kızla.
Oiçam : " Praias de areais brancos e céus azul-turquesa.
Şunu dinle. " İnci beyazı kumsallar ve masmavi, tropik bir gökyüzü.
E então, o Black Beauty não aguentou mais, resolveu ser ele a montar.
Sonra Siyah İnci buna daha fazla dayanamaz. Sonunda biraz da kendi halleder.
É um bom sítio para ter um colar de pérolas.
İnci bir kolye için iyi bir yer.
- Não há pérolas.
- İnci yok.
- Pois não.
- İnci yok.
É careca. Gordo.
Kel, şişman. "İnci" diyor.
Aquela pérola é mágica.
O inci büyülü.
Vou precisar de "Perspectivas do Século XX..."
İhtiyacım olan kitaplar, "20'inci Yüzyıla Bakış..."
Nada é mais atraente que um gajo com a boca cheia de dentes brilhantes.
İnci dişleri olan bir adamdan daha seksi bir şey olamaz.
Mais uma constatação brilhante!
İşte bir inci daha! Ne olağanüstü danışmanlarım varmış böyle!
E achavas tu que ela queria aquela coisa de pérolas.
İnci kolye istediğini düşünüyordun.
Um tira do 20o.
20'inci bölgedeki bir polis tüyo verdi.
Foi daí que surgiu a Rua das Pérolas.
İnci Caddesi adını bundan aldı.