Translate.vc / Português → Turco / Inclusivé
Inclusivé tradutor Turco
1,224 parallel translation
Descobri o que era divertir à brava... inclusivé, comecei a ver a vida diferente.
İyi vakit geçirmenin nasıl bir şey olduğunu anlamaya başladım. Hatta hayatla ilgili bir şeyler bildiğimi bile sanmaya başlamıştım.
Inclusivé este.
Bu adamda dahil.
Algo electrónico pára inclusive helicópteros e rádios.
Elektronik olan herşey kapanır, telsiz ve helikopterler de dahil.
"Na primavera, seus gansos partiram rumo ao norte sózinhos. Os 16 gansos, inclusive o Igor, voltaram para a sua varanda."
Ertesi bahar, Amy'nin sürüsü havalandı ve tek başına kuzeye gitti.
Inclusive um policía dedicado deve dormir de vez em quando, se não, sua saúde sentirá o efeito.
Kendini işine adamış polisler bile arada sırada uyumalıdır. Aksi, sağlığa zararlıdır.
- Inclusive o John Shaughnessy.
- John Shaughnessy de bunlardan biri.
- Bom. Inclusive a tua parte.
Senin bölümünü de.
Nós temos de experimentar tudo neste Planeta, inclusive as partes incómodas.
Bu gezegendeki her şeyi tecrübe ediyoruz, Hatta rahatsız edici yanlarını bile.
Enquanto as vossas guerras continuam,... alguns de vós poderão inclusive querer usar-nos para as negociações de paz.
Savaşlar devam ederken bazılarınız barış görüşmelerini burada yapmak isteyebilir.
Foi um luto de três longos meses. E meses de Verão, inclusive.
Üç uzun ay boyunca yas tuttum, yaz ayları dahil.
- Inclusive esta casa.
- Bu şehir evi bile.
Surpreendeste muita gente, eu inclusive.
Bir sürü insanı şaşırttın ben de dahil.
Perdemos mais nove desde que nos colocaram na prisão, inclusive a maioria do conselho do governo.
Bizi buraya koyduktan sonra, dokuz kişi daha ve, bir çoğu da hükümet konseyine dahildi.
Esse modo de vida dos Q tocaram e afectaram muitas, muitas outras... inclusive de algumas do seu próprio mundo natal.
Sizin anavatanınızda bulunan, bazı insanlarda dahil olmak üzere, bir çok kişinin hayatına elini sürdü, ve etkiledi.
Torres programou os escudos do míssil para se ajustar a todas as armas conhecidas, inclusive as da Frota Estelar.
Torres, Korkusuz'un kalkanlarını, Yıldız Filosu dahil, bilinen tüm silah sistemlerine göre ayarlamıştı.
Isso causou o caos e motins... porque embora ele tenha se ido, os gritos dele de liberdade e individualismo continuaram e ecoar naqueles que acreditavam nos ensinamentos dele... inclusive eu.
Kaos ve büyük değişimler meydana geldi... çünkü, onun ölümü, özgürlük ve birey olma olarak adlandırılarak, eskiden beri bize öğretilen şeylere tam olarak ters bir etkiyi meydana getirdiler.
E diga à sua adorável Capitã Janeway que se nós morrermos, eles morrem, inclusive você, querido Harry... você que se tornou meu melhor amigo a partir de hoje.
Ve o sevgili Kaptan Janeway'e, biz ölürsek, herkesin öleceğini söyle, bugünün en iyi arkadaşım haline gelen, sende dahil olmak üzere, Harry.
E misturar os cérebros de todos os meus convidados, inclusive o Harry?
Ve Harry'nin beyni de dahil olmak üzere misafirlerin beyinlerini mi bozacak?
E faria algo para vingar sua perda. Inclusive sacrificar minha própria vida.
Ve onun kaybının öcünü almak için herşeyi yaparım, kendi hayatımı da feda etmek dahil.
Todos cometem erros inclusive eu.
- Herkes hata yapar... ben de dahil.
A Isabel disse que havia uns desfiladeiros interessantes por aqui, inclusive um onde as pessoas vão para morrer?
lsabel ilginç kanyonlar olduğunu söylüyordu. İnsanların gidip öldükleri bir yer varmış.
Ela só tinha 17 anos quando casou, era portanto menor, e no grande estado da Califórnia, nenhum menor tem poder contratual... sem o consentimento dos pais, inclusive...
Çünkü evlendiğinde 17 yaşındaydı, bu da reşit olmadığı anlamına gelir, ve büyük California eyaletinde, reşit olmayanlar yasal anlaşma imzalayamaz.. ailesinin imzası olmadan, hatta- -
Ela tem o direito de escolher o seu próprio defensor, inclusive ela mesma.
Kendisini savunacak kişiyi kendi bile olsa, seçme hakkı var.
- Inclusive você.
- Sen de dâhil.
Dar-lhes-ei suprimentos médicos... e a ajudarei em melhorias de sua segurança, inclusive receberei alguns de vocês, se quiserem vir.
Size tıbbi yardım sağlayacağım. Güvenliğinizi artırmak için yardım edeceğim. İçinizden bizimle gelmek isteyenleri de alacağım.
- Inclusive roubamos alguns a Samson.
- Samson'dan bile birkaç tane çalmıştık.
Pitágoras adorou esta forma, porque a encontrou na natureza. Concha de nautilus, os chifres dos carneiros, os redemoinhos de água, tornados, as nossas impressões digitais, o nosso ADN, e a nossa via Láctea, inclusive.
Onu doğada bulduğu için, bu şekil Pisagor'un hoşuna gitti - bir deniz kabuğu, koç boynuzları, girdaplar, tornadolar, parmak izlerimiz, DNA'mız ve hatta Samanyolu.
Podes viver com um homem ou uma mulher... inclusive com os teus filhos e sentires-te sozinho.
Bir adamla, bir kız veya çocuklarla bile yaşarsın fakat hala yalnızsındır.
Os Nazis começaram inclusive a restaurar antigos templos pagãos, como Externstein, que era dedicado a uma divindade solar.
Naziler güneş tanrısına adanmış Externstein gibi antik pagan tapınaklarını da restore etmeye başladılar.
A ideia de Hess de fazer o voo, começou com a sua convicção de que os Britânicos, uma raça nórdica, simpatizariam com a causa ariana, e poderiam, inclusive, ser persuadidos a apoiar os Alemães se Churchill fosse derrubado.
Hess'in bu uçuşu yapmasının ardında yatan sebep, eğer Churchill devrilebilirse Kuzeyli bir ırk olan İngilizler'in Aryan davasına sempati duymaları ve Almanlar'ın yanında yer almaya ikna edilebileceklerine inanıyor olmasıydı.
para mantê-los vivos, a seu redor, inclusive se só é em sua imaginação.
Etrafınızda tutabilmek için. Bu sadece kafanızın içinde olsa bile.
E inclusive se estivesse falando, acredita que admitiria ante você que eu o fiz?
Hem konuşsa bile, sence ben bunu kabullenir miyim?
Sistemas primários operantes, inclusive suporte de vida.
Ana sistemler devrede, yaşam desteği devrede.
Todos estão sentindo a pressão, inclusive eu.
Ben dahil, baskıyı hissediyoruz.
Se tivéssemos semanas, inclusive dias, poderíamos ter uma alternativa. Mas o tempo esta acabando e a idéia de Moset funcionará.
Haftalarım, hatta günlerim olsaydı, başka bir alternatif sunabilirdim, ama şu anda zaman çok önemli, ve en iyisi onun çalışmasına izin vermek.
Todos nós defendemos a Sete, Doutor, inclusive eu.
Ben dahil hepimiz, Seven'ın etrafında toplandık.
Tudo é melhor aqui, inclusive as vossas mentes.
Bakın, herşey daha iyi, zekanız bile.
Inclusive melhores.
Hatta daha iyi.
Inclusive deixar que o Haley saia imune de um homicídio?
Buna, Haley'in katil olup kaçmasına izin vermek de dahil mi?
E inclusive impedir que César e Pompeyo controlem seus exércitos?
Hala Sezar ve Pompey'yi ordularının kontrolünü almaktan uzak tutacak mısın?
Me achavam o máximo... inclusive eu mesmo, quase sempre.
Herkes benim en iyi olduğumu düşünürdü. Ben de dâhil, çoğu zaman.
Tudo o que fazia era verdadeiro. Inclusive ser caçador.
Her yaptığın gerçek idi, tuzak kurman bile.
No seu culto, duas dessas moças participaram no assassinato... de 7 pessoas na casa de Tate / Polansky... Inclusive Sharon Tate, que estava grávida de 8 meses.
Tarikat mensubu olan bu kızlardan ikisi Tate-Polanskilerin evinde, aralarında Sharon Tate'in de bulunduğu yedi kişiyi vahşice öldürdüler.
Inclusive não me deixaram jogar, por uma vez andar à porrada.
Hatta bir keresinde kavga ettiğim için oyundan bile atıldım.
Abre inclusive no Sabbath.
İbadet gününde bile açık.
Inclusive, se é que posso acrescentar, o sobrinho do actor que saltou em 3º lugar para o 4 º bote salva-vidas no Titanic.
Bir tanesi Titanic filminde 4. cankurtaran teknesine 3. olarak atlayan aktörün yeğeni.
Inclusive esses sítios, acolhem órfãos ou filhos de pais inadequados.
Orada bile ya yetimleri yada ailesiyle problemli olanları bakıyorlar.
Agora, procuro deus em qualquer parte, até o dia que minhas mãos o toquem... e lhe comuniquem tudo, inclusive os segredos do meu coração.
Bende her gün parmaklarımın dokunduğu herşeyde, heryerde Allahı aradım Ve ona herşeyi anlattım, Kalbimdeki sırları bile.
Estudei, transformei-me em professor e líder... mas apesar de minhas boas intenções... seguia sendo egoísta, ambicioso, manipulador... e inclusive mais arrogante.
Çalıştım, bir öğretmen ve lider oldum... ama bütün iyi niyetime rağmen... yine de bencil, hırslı, çıkarcı... ve daha küstahtım.
Aqui em Oz... há muito sofrimento que suportar, inclusive para um homem culpado.
Burada Oz'da... suçlu bir insanın bile katlanabileceğinden daha çok acı var.
Isso lhe dá um potencial muito mais rápido de ação e mais manobrábilidade do que qualquer coisa que temos, inclusive a Delta Flyer.
Bu da bize daha çabuk olma potasiyelini ve daha fazla manevra kabiliyeti kazandırır... Buna Delta Flyer da dahil.