Translate.vc / Português → Turco / Ins
Ins tradutor Turco
118 parallel translation
Sei que todas as agências de notícias, AP, UP, INS... pedem informações, e ninguêm informa!
Bütün haber ajansları, AP, UP, INS burada, ama hiçbir bilgi alınamadı.
O que é isto? "Drive-ins"?
Bunlar ne, araba sineması mı?
- Boxing's Greatest Weigh-Ins e Yentl.
"Boxing's Greatest Weigh-Ins" ve "Yentl."
INS, Divisão 6.
INS, 6. Bölüm.
400 milhões de dólares na detenção de criminosos ilegais que entraram no país porque o INS decidiu que não vale a pena detectar delinquentes.
Kaçak göçmen suçluları hapsetmenin masrafı 400 milyon dolar. Bu ülkeye, göçmen bürosunun işgüzarlık edip... hüküm giymişleri araştırmaması sayesinde girdiler.
Defraudar o INS é uma ofensa contra a lei federal.
INS'ye karşı gelmek federal bir suçtur.
Telefona para o INS.
INS'yi ara.
Tem muito boas ligações e é muito emotivo.
O adamın çok iyi bağlantıları var. - INS'yi ara Frank.
- Telefona para o INS, Frank.
- İçeri girmek ne kadar zor?
- O que é que o Departamento de Estado disse?
İç işleri ne dedi? - INS'yi aramamı söylediler.
- Howard Kaplan, INS.
- Nasılsınız?
Tenho um amigo no banco de sangue do INS. Ligo-lhe.
Ulusal Sağlık Enstitüsü'nde bir kancı arkadaşımı arayabilirim.
- Derby, o tipo do INS?
- Derby mi? Ulusal Sağlık'tan mı?
O INS encontrou um compatível.
Ulusal Sağlık Enstitüsü buldu.
Pois estás cheio de sorte, porque privacidade é a razão de existirem drive-ins.
Şanslısın. İzin ver de göstereyim. Çünkü arabalı sinemalar mahremiyetle ilgilidir.
Vê se o Serviço de Estrangeiros está a trabalhar com a Cruz Vermelha.
INS ( Göçmen Bürosu ) Kızılhaç ve CDC ( Hastalık Kontrol Merkezi ) ile koordineli çalışıyor.
Recebi uma chamada do meu amigo na INS ontem, e aparentemente o casamento entre um gay de 30 anos e uma pós-menopausa empregada de San Salvador pareceu estranho aos computadores deles.
Dün Göçmenlik Bürosundan arkadaşım aradı. Açıkçası 30 yaşındaki bir eşcinselle, menopozu çoktan geçirmiş Salvadorlu bir hizmetçinin evlenmesi bilgisayarlarında hata vermiş. - Tamam, bitmedi mi hala?
Como podes não saber que ele trabalhou para a INS?
Nasıl olur da Göçmen Bürosu'nda çalıştığını bilmezsin?
Um sebaceano, um luxano e outro sebaceano.
Bir Sebasyalı, bir Luxan ve bir ins.. ... diğer bir Sebasyalı
Claro que nós temos "drive-ins" na Austrália, mas foi aqui que eles começaram.
Bizim şehirlerde de var bunlardan ama burada bunlar çalışıyor.
Está muito ocupada com o fiasco do INS.
Göçmen Bürosu fiyaskosuyla uğraşıyor.
Gruchenka, se vem da imigração, eu tenho o cartão verde.
Sen de INS'den gelmiş olsaydın, Benim green card'ım var.
O INS, em bethesda, tem um novo medicamento chamado... AZT, tem uma lista de espera de dois anos, nem eu te consigo lá enfiar.
Bethesda'daki Millî Sağlık Kurumunun yeni bir ilâcı var adı AZT seni yazdırabilsem bile, iki yıl beklersin listede.
Sou Dean Caldwell, do Serviço de Imigração.
ben Ins'den dean caldwell.
Já lhe ligaram do INS?
INS'den bir haber aldın mı?
- É o SEF?
- Burası INS mi?
Posso falar com a imigração, com o FBI, a CIA.
INS, FBI veya CIA'e konuşabilirim.
E como assistente social para o INS, vejo coisas terríveis, todos os dias.
Ben, INS'te çalışan bir sosyal görevliyim. Her gün korkunç şeylerle karşılaşıyorum.
Isto não é caso para o INS.
Bu olay INS'in sorumluluğunda. Durumu kontrol ediyorum.
Devemos falar com Huggins, é da INS.
Huggins ile konuşmamız lazım, o INS'in içinde.
Huggins, da INS.
Huggins, INS'ten.
Sabe, tinha mais de 500...
- Vakit kaybı bu, 500 den fazla ins...
No entanto, quando te colocas à frente de uma pessoa que perdeu algo muito importante, tens de responder à chamada.
Yine de, kendisi için önemli olan bir şeyi kaybetmiş olan bir ins denk gelirseniz, yanında olmalısınız.
Sugiro que me digas a origem do teu cocktail sanguíneo, ou certificar-me-ei de que terás um lugar à janela no próximo voo para Pyongyang.
Bana bu küçük kan hücresi kokteylinin kaynağını söylemeni öneririm....... yoksa INS'in seni bir sonraki uçakla pencere kenarında Pyongyang'a göndermesini sağlarım.
Tenho os ficheiros do INS.
Hey. Göçmen bürosu dosyaları geldi.
A Imigração não me deixa trazer a Marta a não ser que eu tenha emprego.
Tamam mı? Bir işim olmadıkça INS sınırı geçmeme izin vermeyecektir.
Chefiou o INS de Chicago e Nova lorque durante 18 anos, deve ter visto muitas atrocidades.
18 yıl boyunca Chicago ve New York yönetim bürolarında çalıştınız. Birçok kötü şeyle karşılaşmışsınızdır.
Estou, INS? É o Nick?
Merhaba, göçmen bürosu mu?
O Instituto Nacional de Saúde ( INS ) identificou quatro ataques incomuns em pouco mais de duas semanas em Los Angeles.
Ulusal Sağlık enstitüsü dört beklenmeyen nöbet tanımlamış Los Angeles'ta, iki haftadan az bir sürede.
O INS identificou a toxina como sendo Primalect, um analgésico à base de efedrina conhecido por causar ataques.
- Akşam. NIH ismi Primalect olanefedrin bazlı bir toksin olduğunu söylüyor Ağrı kesicilerin kalp krizine sebep olduğu bilinir.
Quando vi built-ins, Eu senti me apaixonada, E pos o meu nome na lista. O dono ligou me
Gömülü mobilyaları görünce âşık oldum ve adımı listeye yazdırdım.
Não jogo os jogos de plataformas, Shrinky Dinks ou tuck-ins. Não sou a tua mãe. Não sou tua amiga.
Ve asla öyle masa oyunu, makaslı oyunlar oynamam yanına yatmam, annen değilim ve arkadaşın falan da değilim.
É o director mais jovem na história do INS. Casado uma vez.
Ulusal Sağlık Merkezi'nin tarihteki en genç şefi.
Agora, vai buscá-las, ou mando uma mensagem de emergência para o meu amigo do INS.
Şimdi git o mumları al yoksa Göçmen Bürosu'ndaki adamıma acil durum çağrısı yaparım.
O meu informante no INS identificou o braço de San Marcos.
Kol teşhis edilmiş.
Tem um tipo no INS que identificou o braço mutilado na casa de San Marcos.
Göçmen bürosundaki biri, kolun sahibini bulmuş.
É roliço, suculento. Alto.
Büyük, sulu, 3 inş kalınlığında.
- Que telefonasse para o INS.
- INS ne söyledi?
O que é que o INS disse?
İç işlerini aramamı söylediler.
- Diga?
- Howard Kaplan, INS.
Continua a ser LA, não?
INS için yeterli ve Los Angeles'ta kalmış olursun değil mi?