Translate.vc / Português → Turco / Ivy
Ivy tradutor Turco
1,365 parallel translation
- Hey, pessoal, sou o noivo da Ivy.
- Merhaba millet, ben Ivy'nin nişanlısıyım.
Então, a Ivy não te chega?
Ivy senin için yeterli gelmiyor mu?
- Ivy, vamos. Temos almoço com a minha mãe, tipo, daqui a 2 segundos.
Annemle öğle yemeği yiyecektik, iki saniye içinde.
Tenho um mau pressentimento desta multidão.
Kalabalıktan gerçekten sorunlu bir titreşim geldiğini hissediyorum. Ivy, anlamıyor musun?
Sabes, começo a pensar que talvez a Ivy esteja certa, talvez seja a altura para o velho Don Ready assentar e plantar raízes neste velho e louco mundo.
Biliyor musun, Ivy'nin haklı olabileceğini düşünmeye başladım. Belki de gerçekten Don Ready'nin bir yuva kurarak bu çılgın dünyaya kök salmasının vakti gelmiştir.
Bem, lvy, as despedidas são ossos do ofício.
Şey, Ivy, hoşçakallar iş kazalarıdır.
Oh, meu Deus, a Ivy e a equipa, eles precisam de mim.
Aman Tanrım, Ivy ve takım, bana ihtiyaçları var.
Basicamente tenho de adoptar o carpe diem, lvy.
Kısaca, burada elveda diyorum, Ivy.
Sou solteira.
Üzgünüm, Ivy.
Adoro. No que diz respeito à linda Ivy Selleck, ela é a tal para mim.
Güzeller güzeli Ivy Selleck'e gelecek olursak, o benim aradığım kişi.
Bem, eu vou fazer o melhor que posso.
Ben yine de tadını çıkaracağım. Ivy Selleck, buraya gel.
Havia pessoas que nunca acreditaram que eu conseguiria entrar para uma escola da Ivy League.
Bir Ivy League okuluna asla giremeyeceğimi düşünenler vardı.
Por isso vim aqui.
Ivy? - Echo?
Ivy, garota, acrescente caixas de suco.
Ivy, bebeğim, listeye meyve suyu da ekle.
O Marcus Haupt está na "Ivy League" é um engenheiro educado, que era vice-presidente da "Lehman Brothers" e passou 15 anos em "Wall Street" a criar o que eles chamam de "Instrumentos Financeiros Complexos".
Marcus Haupt Ivy Leage'de mühendislik eğitimi alıp Lehman Brothers'ın başkan yardımcılığını yapmış ve 15 yılını Wall Street'te karmaşık finansal araçların ne oluşturduğunu onlara anlatarak geçirmiş.
o Tommy tinha uma bolsa para Yale, teria curado o cancro.
Tommy Ivy League bursu kazanmıştı. Tommy kansere çare bulabilirdi.
Se não entrar na Ivy League o meu pai mata-me.
Sarmaşık Birliği'ne giremezsem babam beni öldürür.
Desculpem, mas lá porque perdi Yale não significa que vá perder o meu tempo numa universidade que não é da Ivy, a ler "Amada" seis vezes e a experimentar o lesbianismo.
Kusura bakmayın ama Yale'i kaybetmiş olmam zamanımı Sarmaşık Birliği'nde * olmayan bir okulda Beloved'ı * altıncı kez okuyup lezbiyenlik denemeleri yaparak harcadığım anlamına gelmiyor.
Que percentagem de estudantes de Ithaca ingressam em universidades de elite?
Ithaca öğrencilerinin yüzde kaçı Ivy Birliği mezuniyet okullarına girebiliyor?
Limitei as recomendações para as universidades de prestigio aos melhores de cada turma.
Mezuniyet aşamasındaki her sınıf için Ivy Lig okullarına yapılan önerileri en iyi öğrencilerle sınırlandırdım.
Ivy, querida... o guião pós-impressão pode parecer inconsequente, mas é a primeira coisa que um Activo ouve depois de uma limpeza à memória.
Ivy, bebeğim. Yazılım sonrası konuşmalar önemsiz gözükebilir ama silindikten sonra ajanlarımızın duydukları ilk konuşmalardır.
A Dewitt, o Boyd, a Ramirez, a Saunders, a Ivy, os encarregados e funcionários e um boneco aparece aqui ocasionalmente.
Dewitt, Boyd, Ramirez, Saunders, Ivy, ya da herhangi bir amir ya da çalışan. Bir de burada başıboş gezen bebekler.
E porquê? Porque já sabia que o ficheiro iria incriminar a Ivy.
Çünkü sen zaten dosyada Ivy'nin olduğunu biliyordun.
Queria que culpássemos a Ivy de forma a que pudesse continuar a agir.
Ivy'i suçlamamızı istedin ki sen de kendi işine devam edebilesin.
- E o Topher e a Ivy?
- Ya Topher'la Ivy?
- A Ivy?
- Ivy mi?
É que eu pensava que ia ser no Ivy.
Ivy'de yapacağımızı sanıyorum.
Eu e um advogado velho e estrábico, tirado da lista telefónica, contra 20 doninhas das universidades da Ivy League.
Ben ve telefon rehberin bulduğum şaşı bir avukat 20 sansara karşı. Şansım yoktu.
É das faculdade de topo, fuma haxixe, tem uns autocolante da PETA e usa uma t-shirt "Tibete livre". Diz-me tu.
"Özgür Tibet" yazan Peta yapıştırmalı tişört giymiş Ivy League'in esrarkeşlerinden.
A família do estudante drogado está no aeroporto de Heathrow.
Esrarkeş Ivy League'in ailesi Londra'da aktarmadalar.
Não entendo. Queres ir para uma faculdade da Ivy League.
Kat.Seni anlamıyorum, sen her zaman tanınmış üniversitelerden birine gitmek isterdin.
Não andei numa faculdade de medicina da Ivy League.
Sarmaşık ligi okullarından birinin tıp fakültesine gitmedim, bu sayılır mı?
É filho de pais ricos, na sua quarta volta pela Universidade de Ivy League.
Dördüncü Sarmaşık Birliği * üniversitesinde olan bir güven fonu çocuğu. *
Tem a certeza que não almoçamos no ivy a semana passada?
Geçen hafta Ivy'de öğle yemeğini birlikte yemediğimize emin misin?
Só estou a dizer que nem uma quantidade enorme de Ivy Gimlets vai fazer com que a Sloan se volte a apaixonar por ti.
Ne kadar lüks yemek yedirsen de Sloan'ı kendine âşık edemezsin.
Ivy?
Ivy?
Preciso de cafeína, Ivy.
Kafein almam gerek. Ivy.
Dar abrigo a uma fugitiva da Ivy League?
Sarmaşık Ligi'nden kaçan bir kaçağa yardım ve yatakçılık mı? Adamın benim.
É mais esperto do que os jovens da Ivy League que te enviaram?
Sarmaşık Birliği'nin karma okulundan seni atanlar kadar zeki mi?
Temos alunos com notas de acesso óptimas e que estudaram na Ivy League e que não conseguem.
Çok yüksek S.A.T puanları olan öğrencilerimiz var, ve Ivy League eğitimi almış öğrenciler.
Porque um ano de festas e estreias é uma alternativa valiosa à educação da Ivy League.
Çünkü partilerle ve galalarla geçen bir yıl kaliteli bir okulda eğitim almakla aynı şey.
Todas nos frequentámos escolas de elite, falhámos a entrar na Ivy e agora estamos a desperdiçar-nos num purgatório com cheiro a patchouli.
Hepimiz seçkin okullara gittik seçkin üniversitelere gidemedik ve şimdi de kendimizi silhat kokulu bir yerde bulduk.
Nos anos 70, frequentou a Ivy League. Harvard, pelo que sei.
70'lerde Harvard üniversitesine gitmesini anlamıştım.
Tenho um casal que procura alguém com no mínimo um metro e meio, loira, olhos azuis, atlética, que tenha frequentado uma faculdade da Ivy League.
Burada bir kaç tane özellik var ; aradıkları kişi en az 1.75 boyunda sarışın ve mavi gözlü, atletik ve iyi bir üniversite mezunu.
Tal como ir para uma universidade da Ivy é a tradição na tua família, não ir para a universidade é tradição na minha.
Nasıl ki seçkin üniversitelere gitmek senin ailenin tarzıysa onlardan birine gitmemek de benim ailemin tarzı.
Ivy, vem aqui.
Ivy buraya gel.
Viste o que a Ivy está a usar?
Ivy'nin giydiğini gördün mü?
... sabes, "Ouve, Don, tu és um..."
- İvy, haydi gidelim.
Ivy, não vês?
Tek fırsat bu.
O Don e a Ivy casaram, adoptaram o Blake e tomaram conta do stand em família.
Don ve Ivy evlendiler, Blake'i evlat edindiler ve pazarı ailece çalıştırdılar.
Estudar na Ivy League, morar no Upper East Side.
... Ivy League eğitimi, yukarı doğu yakasında yaşam,