Translate.vc / Português → Turco / Jab
Jab tradutor Turco
105 parallel translation
Jab.
Vur.
Dinheiro de Jab, mas rápidpo do que ele possa ganhar. Ele está atado. Atado?
jeb in parasını hızlı bir şekilde harcamak oldu, itip kakışmaya başladılar itip kakışma?
Obrigado Jab, mas nós precisamos descansar por alguns dias. Seria ótimo.
şey... teşekkürler, Jeb, fakat biliyorsun... sadece bir kaç günlüğüne yalan söylemek istiyoruz.
Jab estava com alguns convidados em sua casa e nós eramos seus hóspedes também.
Well, Jeb's idea of playing host is soak the guests.
Jab, eu realmente preciso falar sobre isso.
Jeb, konuşmam lazım, gerçek bir konuşma.
Jab, o trabalho pode esperar?
Jeb, iş bekleyemez mi?
Impressionante, Jab.
Çok etkileyici, Jeb.
Suas cartas, Jab.
biletlerin, Jeb.
Tenho que esquecer o passado, mas o que você disse sobre o acidente... Talvez Jab tenha razão.
belki de Jeb haklı...
Jab não vai voltar até amanhã.
jeb yarın akşama kadar geri dönmeyecek.
Jab, as pessoas que estava esperando chegaram.
güvenlik hizmetinde ki adam burada.
Foi um jab Pantak.
Ben? Hayır, o Panthakjab!
Um jab reto.
Direk bir vuruş.
E se o problema não tem a ver como bloquear o jab, ou como reagir à mudança de posição?
Yani, ya mesele yumrukları engellemesi ya da... Fitzsimmons manevrasına karşı koyması değilse?
- Faz um jab.
Bastır Danny!
E tem de afastar aquela esquerda com o seu jab canhoto.
Tibbs'in sol kolunu kendi solunu kullanarak kesmesi gerekiyor.
Voltamos àquele jab coerente de Darryl Tibbs.
Darryl Tibbs art arda yumrukları indiriyor.
E, outra vez, o jab e a direita.
Tekrar sağlı sollu yumruklara başladı.
O Jab é bom. Direito ao alvo.
İtme iyi, sağ kroşe gayet hızlı.
Cuidado com o jab.
İtmeye dikkat.
- Stab e Jab.
- Süngü ve Bıçak.
Alguma vez viste um gancho com um jab?
Hiç kroşe gördün mü?
Brown pontua à vontade com o jab.
Brown ufak yumruklarla puan toplama niyetinde.
Não sei, o teu "jab" é um bocado lento.
Bilemiyorum, yumruk atmakta fazla ağırsın.
Jab. Balança-te.
Sallan ve çekil.
Jab, isso, jab, jab.
Vur, vur!
atiras um rápido jab da esquerda, sem querer provocar nenhum dano.
Hızlı bir sol direk. Amaç zarar vermek değil.
Jab, hook, upper cut.
Düz, alttan ve üstten.
Usa o jab!
Yumruğunu kullan!
- "E os bules" - "Jib Jab Ju"
- "Çaydanlıklar ise" - "Eder Jibber Jabber Joo"
Tem tudo a ver com o jab. Levanta a mão esquerda, assim.
Her şey yumrukta biter.
- Vai debaixo do jab.
Kolunu kırmadan!
- Dá um jab.
- Direkt!
- Dá um jab.
Direkt.
Jab! Jab!
Yumruk!
Jab!
Yumruk!
Fica longe do seu ataque, mete um jab na cara dele, não deixes a tua direita de lado, e vais ganhar este combate.
Rakibinin ataklarından kaç, yumruğu yüzüne yapıştır sağını düşürme ve maçı kazan.
Omar aplica jab's.
Omar bir yumruk sallıyor.
Não tem jab.
Direk yumruk yok.
Agora faz o jab.
İki yumruğunu da kullan.
Jab.
Yumruk.
Agora, tudo começa com o jab. É o soco mais importante.
Her şey yumrukla başlar, o yüzden çok önemli.
Jab, jab duplo.
Yumruk. Çift yumruk.
Movimenta-te. Usa aquele jab.
Durma sakın ve yumruklarını kullan.
"Jab"... Tempo!
Yumrukla, yumrukla, pekala zaman doldu.
Jab disse...
Well, Jeb diyor ki...
Como você diz, Jab
evet, dediğim gibi, Jeb...
Dá um jab.
Direkt.
Jab. Weave.
Eğil.
Jab.
- Yumruk.
"Jab"...
Vur, vur, köşeye sıkıştır.