Translate.vc / Português → Turco / Jacoby
Jacoby tradutor Turco
180 parallel translation
sim, é o Capitão Jacoby, mestre do "La Paloma".
La Paloma'nin kaptani Jacoby.
Na verdade ele matou Thursby e Jacoby, não matou?
Gerçekten de Thursby'yi ve Jacoby'yi vuran o degil mi?
Porque matou ele o Thursby e porquê, e como matou o Capitão Jacoby?
Thursby'yi neden vurdu? IKaptan Jacoby'yi neden, nasiI ve nerede vurdu?
Agora, Jacoby.
Simdi Jacoby'yi anlatin.
A morte do Capitão Jacoby foi por por culpa de Miss O'Shaughnessy.
IKaptan Jacoby'nin ölümü tamamen Bayan O'Shaughnessy'nin suçu.
Ele leu sobre a chegada nos jornais... e lembrou-se que tinha ouvido em Hong Kong... que Jacoby e Miss O'Shaughnessy tinham sido vistos juntos...
Ayrica Hong IKong'dayken IKaptan Jacoby ile... Bayan O'Shaughnessy'nin birlikte görüldüklerini hatirlamis.
Bem, senhor, ele viu a notícia e... juntou dois mais dois e entendeu os factos e calculou... que ela tinha dado o pássaro a Jacoby para o transportar para ela.
Ve ilani görünce de... bu ikisini birlestirerek gerçegi tahmin etmis. IKusu buraya getirmesi için Jacoby'ye vermisti.
Mr. Cairo e Wilmer e eu fomos ao encontro do Capitão Jacoby.
Bay Cairo, Wilmer ve ben, IKaptan Jacoby'yi bulmaya gittik.
No caminho, ela, o Capitão Jacoby e o falcão... escorregaram completamente por entre os nossos dedos.
Yolda o, IKaptan Jacoby ve sahin... ortadan tamamen yok oldular.
Nós descobrimos Miss O'Shaughnessy e Jacoby no apartamento dela.
O ikisine Bayan O'Shaughnessy'nin dairesinde yetismeyi basardik.
Wilmer disparou sobre Jacoby enquanto desciamos as escadas de emergência... atingiu-o mais que uma vez, mas Jacoby era... demasiado rijo pra caír ou largar o falcão.
Wilmer Jacoby'ye yangin merdiveninde... birkaç el ates etti, ama Jacoby düsmeyecek, sahini de düsürmeyecek kadar güçlüydü.
Nós persuadimos, é a palavra certa, senhor, nós persuadimos Miss O'Shaughnessy... a dizer-nos para onde disse ao Capitão Jacoby que levasse o falcão.
Bayan O'Shaughnessy'yi bize, IKaptan Jacoby'nin... sahini götürdügü yeri söylemesi için ikna ettik.
Em seguida convencemo-la a telefonar para o seu escritório... numa tentativa de o afastarmos, antes de Jacoby lá chegar... mas infelizmente para nós... demorámos demasiado a convencer Miss O'Shaughnessy.
Sonra sizin ofisinizi arayip... Jacoby oraya gelmeden sizi ofisten uzaklastirmaya ikna ettik. Ne yazik ki onu ikna etmek... gereginden uzun sürdü.
Jacoby e Thursby foram mortos por um rapaz chamado Wilmer Cook.
Jacoby ve Thursby'yi öldüren kisi Wilmer Cook adinda bir çocuk.
Tu querias matá-lo... antes do Jacoby chegar com o pacote, e... assim, não terias de partilhar nada com ele.
Parayi paylasmamak için... Jacoby paketi getirmeden önce onu öldürmek istedin.
Jacoby estava apaixonado por ela quando o pintou... mas ele nunca captou a sua vibração, o seu calor.
Jacoby bu resmi yaptığında ona aşıktı ama canlılığını ve sıcaklığını hiç yakalayamamış.
Era Jacoby, que recentemente, tinha pintado o seu retrato.
Bu, kısa bir süre önce onun portresini çizen Jacoby idi...
Fi-lo por ela, sabendo que Jacoby não a merecia.
Bunu, Jacoby'nin Laura'yı hak etmediğini bilerek, onun kendi iyiliği için yaptım.
Primeiro foi Jacoby, depois Shelby.
İlk önce Jacoby idi, sonra ise Shelby. Ve sanırım şimdi de...
Era a sua maneira de se livrar de Shelby... tal como fez com Jacoby.
Bu onun Shelby'den kurtulma yöntemiydi tıpkı Jacoby'den kurtulduğu gibi.
- Jacoby, George.
- Jacoby, George.
O chão tem de ser afagado, para dançar, mas, tirando isso, é perfeito. - Sr. Jacoby?
Dans salonu için yerin zımparalanması gerekecek ama diğer açılardan mükemmel.
Encontraste águas-furtadas melhores que as do Jacoby?
Jacoby'ninkinden daha iyi bir çatı katı bulabildin mi?
o senhor é um homem de visão.
Siz vizyon sahibi bir adamsınız, Bay Jacoby.
Billy Jacoby e Sonny Anderson vão fazer o bloqueio outra vez.
Billy Jacoby ile Sonny Anderson tekrar girişimde bulunuyorlar.
- Vamos? O Sr. Jacoby.
- Sizin üstünüz, bay Jacoby mi?
Jacoby!
Jacoby!
Vingarei-me de esse Jacoby.
Jacoby denen o herifin hakkından geleceğim.
Dr. Lawrence Jacoby, Agente Cooper.
Dr. Lawrence Jacoby, Ajan Cooper.
Chama o Jacoby, arranja uma rede e tira-o da minha vida.
Jacoby'i getir, bir dangalak getir ama onu hayatımdan çıkar.
Da última vez que fizeram esse jogo o doutor Jacoby acabou na cama de um hospital.
Bu oyunu son oynadığınızda... Dr. Jacoby hastanelik oldu.
- Bem vindo, Dr. Jacoby.
- Evine hoş geldin Dr. Jacoby.
O meu pai diz que o Jacoby teve um ataque porque foi atacado.
Babam Jacoby'nin saldırıdan dolayı hastalandığını söyledi.
- Arranjaste esta cassete no escritório do Dr. Jacoby?
Bu kaseti Dr. Jacoby'nin ofisinden mi aldın? - Evet.
- Como sabias que o Jacoby não estaria lá?
Jacoby'nin evde olmadığını nereden bildin?
Estava no escritório do Jacoby.
Jacoby'nin ofisindeydi.
Jacoby?
Jacoby?
Jacoby?
Ama Jacoby?
- Achas que o Dr. Jacoby a matou?
- Onu Dr. Jacoby'in mi öldürdüğünü düşünüyorsun?
- No consultório do Jacoby.
- Jacoby'nin ofisi.
- Também a Ronnette Pulaski. - A sério?
Ajan Cooper Dr. Jacoby ile toplantı odasında.
Não, é um Mike diferente e um Bob diferente. Viviam em cima de uma loja de conveniência.
Doktor Jacoby, anlıyorum da Laura Palmer'la bayağı derinden ilgilenmişsiniz.
Ela tem muitos segredos.
Onu kim öldürdü, Doktor Jacoby?
Então, deixa o grande Doutor Jacoby ver o que pode fazer.
Hiç görev sırasında silah kullanmış mıydın? Hayır efendim. Nasıl olduğunu açıklayamam.
Vou ter de ligar ao Doutor Jacoby sempre que tiver um problema com o Johnny?
Hazır olmama durumu. Bununla ilgileniriz. Andy, kutudan mühimmat al.
Consegue ouvir-me, doutor Jacoby?
- Beni duyuyor musunuz Dr. Jacoby?
- Sim.
- Bay Jacoby.
Dr. Jacoby.
Dr. Jacoby.
A Laura também morreu cedo demais.
- Laura Jacoby'e mi gidiyordu?
Dr. Jacoby?
Karşında büyük bir kariyer fırsatı duruyor ve senin tüm düşündüğün gösterişli araban ve az paralı uyuşturucu işi.
Doutor Jacoby...
- Dr. Jacoby.