English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Konstantin

Konstantin tradutor Turco

208 parallel translation
O lmperador Constantino construiu-o como reservatório... há 1,600 anos.
İmparator Konstantin su deposu olarak yaptırmış... 1600 yıl önce.
Kanstantine Kastetchevski disse bem :
Konstantin Kostechevsky şunu söylerken haklıydı :
Ou não poderei rezar nas mesquitas do Cairo, Meca e Constantinopla, nem o mundo tremerá diante de mim.
Yada Konstantin Şehri, Mekke ve Kahire camilerinde dua etmeyeceğim, ne de dünya adımla titremeyecek.
20.000 anjos precederão os meus homens na batalha, e o terror confundirá e paralisará os meus inimigos até Meca, e Bagdad e Constantinopla.
savaşta 20,000 melek adamlarımın önünde ilerleyecek, ve şiddet düşmanlarıma eziyet verip, boyun eğdirecek Mekke'ye, Bağdat'a ve Konstantin Şehrine kadar.
Um favor a mim e outro ao Konstantin.
Bir parmak bal bana, biraz Konstantin'e.
E o Herbert e o Konstantin nunca tomariam uma decisão sem ti.
Herbert'le Konstantin de sana danışmadan karar almaz.
- Mas o Konstantin...
- Ama Konstantin...
- O Konstantin?
- Konstantin mi?
De qualquer forma, não estava a pensar no Konstantin.
Hem zaten benim kafamdaki isim Konstantin değildi.
Preocupas-te demais com o Herbert e o Konstantin.
Herbert ve Konstantin'i fazla dert etme.
Tem calma, Konstantin.
Endişelenme Konstantin.
Parabéns, Konstantin.
Seni tebrik ederim Konstantin.
E não existirá mais nenhum Herbert, nem um Konstantin, nem um Joachim.
O zaman bir Herbert'le, bir Konstantin'le... bir Joachim'le uğraşmam gerekmeyecek.
Sempre que o Herbert tentou pôr-te de lado, que o Joachim te olhou de cima... e o Konstantin, com o seu ar protector, sempre a tentar ajudar-te, a dar-te a mão.
Herbert'in seni bir kenara atmaya çalışmasını... Joachim'in seni hor görmesini... ve Konstantin'in o kollayıcı havalarıyla sürekli sana yardım etmeye... destek olmaya çalışmasını.
- Peço-te, Konstantin!
- Rica ederim Konstantin!
Tio Konstantin, respeitarei todas as vontades do avô.
Konstantin amca, dedemin bütün arzularına saygı göstereceğim.
Isso é fantasia a mais, Konstantin.
Hayal gücün fazla gelişmiş Konstantin.
Isto é uma sociedade... e, como bem sabes, o Konstantin pode causar problemas.
Bu bir anonim şirket... ve bildiğin gibi, Konstantin sorun olabilir.
Se o Konstantin quiser ser um problema, eu digo que um problema pode sempre ser resolvido.
Madem Konstantin sorun olmak istiyor... ben de derim ki sorunlar çözülmek için vardır.
Ele daria voltas no túmulo, se soubesse que comparam a inocente flor dele com o Konstantin.
Konstantin'in... masum çiçeğe benzetildiğini bilse, kemikleri sızlardı mutlaka.
Porque te meteu o Konstantin aqui?
Neden Konstantin seni burada tutuyor?
Konstantin?
Konstantin mi?
O Konstantin pedirá uma confirmação dos poderes.
Konstantin başa geçmek isteyecek.
E irá passá-lo para o Konstantin.
Konstantin'e arka çıkacak.
Mas como é que o Konstantin apanhou o Martin?
İyi ama Konstantin Martin'i nasıl etkisi altına aldı?
Se quiseres, podemos ler juntos o futuro do Konstantin.
Dilersen birlikte Konstantin'in geleceğini okuyalım.
O Konstantin terá sempre futuro, enquanto os seus amigos tiverem poder.
Nüfuzlu dostları olduğu sürece Konstantin'in geleceği olacaktır.
O Konstantin é um risco para ti e para nós.
Konstantin, hem bizim için, hem de sizin için tehlikeli.
E o Konstantin, nunca foi um problema?
Ya Konstantin? O da mı hiç sorun olmadı?
Konstantin... e amanhã?
Konstantin... Yarın sıra kimde?
O Konstantin já o tentou.
Konstantin bunu denedi zaten.
Esses sonhos infantis de viagens para a Lua e a Marte, compartilhados por Goddard com o seu contemporâneo, o cientista Russo chamado Konstantin Tsiolkovsky, foram realizados só umas décadas após as suas mortes.
Goddard'ın, çağdaşı olan Rus bilim adamı Konstantin Tsiolkovsky ile paylaştığı çocukluk düşleri, Ay ve Mars'a seyahat ikisinin de ölümünden yalnızca bir kaç on yıl sonra gerçekleşti.
Não teria querido incomodá-o, chamo-me Konstantin.
Sizi rahatsız etmek istemedim, benim adım Konstantin.
Konstantin.
Konstantin.
- Konstantin.
- Konstantin.
Konstantin, estou com pressa agora.
Konstantin, şu anda acelem var.
Konstantin!
Konstantin!
Konstantin, encaro este abuso como o preço que tenho de pagar para aprender.
Bu aşağılanma, öğrenmem için ödenmesi gereken bir bedel.
Obrigado, Konstantin.
Teşekkürler, Konstantin.
- Konstantin, lamento.
- Konstantin, üzgünüm.
Konstantin, Khan.
Konstantin, Han.
Eles mataram a tia Ella, o tio Sergei, o Igor, o Konstantin, o Orlek.
Elo Teyze'yi öldürdüler. Sergei Amca'yı, Igor'u, Konstantin'i, Orlek'i kaçamayan bütün akrabalarımızı.
- Konstantin van Neurath.
- Konstantin van Neurath.
Na altura não soube de nada. Hoje a condecoração encontrou o herói. Connosco no estúdio Konstantin Gromov e 2 dos seus camaradas, Danila Bogrov e Ilya Setevoi.
Şu an madalyası kendisinde ve kendisi, silah arkadaşları Danila Bagrove ve Ilya Setevoi ile birlikte stüdyomuzda.
Curiosamente, Dmitri Gromov o famoso jogador de hóquei no gelo que joga no estrangeiro na liga NKL é irmão gémeo de Konstantin.
Şu an NHL'de oynayan ünlü Rus hokey oyuncusu Dmitry Gromov da, Kostya'nın ikiz kardeşi. - Madalyanı nasıl kazandın?
A vitima é Gromov Konstantin, encontrou o corpo Danila Bogrov.
Maktul ; Konstantin Gromov. Ben, Danila Bagrov.
Depois fui ao banco Nikolaevskij, perguntei pelo Konstantin Gromov, a mãe apontou tudo.
... sonra Nikolaevsky Bankası'na gittim Kostya Gromov'u sordum. Buranın adresini annem verdi.
- Muito bem, Konstantin Alekseevitch.
Ortağınızın eline zamanında geçecektir.
- Está tudo bem?
Güzel, Konstantin Alexeyevich.
O Arco de Constantino.
Konstantin'in Kemeri.
sim... Portanto, Konstantin Gromov, o medalhado, é você?
Kostya Gromov sensin ve birçok şeref madalyan var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]