English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Libertá

Libertá tradutor Turco

3,003 parallel translation
- Vais libertá-los?
- Onları özgür mü bırakacaksın?
Vão libertá-lo daqui a umas horas e vamos pô-lo na reabilitação.
Birkaç saat içinde salacaklar onu. Onu hemen Voyages'a koyarız.
Eu irei libertá-los quando o Wei vier.
Wei gelmeden hemen önce rehineleri bırakacağım.
Deixei um único código chave que pode libertá-los, Mas não podes estar em dois lugares ao mesmo tempo.
Onları etkisiz kılmak için sana sadece bir tek anahtar bıraktım fakat aynı anda iki yerde de olamazsın.
O Able vai libertá-los com o código chave.
Able kod kilidiyle birlikte onları kurtarmaya gidiyor.
Sou eu. Ainda estou a tentar libertá-lo, mas não deve demorar muito.
Hâlâ onu çıkarmaya çalışıyorum ama yakında çıkar.
Quero libertá-lo.
Onu serbest bırakmak istiyorum.
Libertá-lo de quê?
Neyden.. Neyden serbest bırakacağım?
Loo, a ideia de libertá-lo foi sua.
Onu bırakmak senin fikrindi Loo.
Ele é o primeiro ser imortal do mundo e eu quero libertá-lo.
O dünyanın ilk ölümsüz varlığı ve onu serbest bırakmak istiyorum.
Bem, o telefone ainda é considerado uma prova, então, não, lamento, não podemos libertá-lo.
Telefon hala kabul edilen bir delil bu yüzden hayır, üzgünüm, sizin için bırakamayız.
Usa isto para libertá-la.
Onu oradan çıkarmak için bunu kullan.
Vou arrepender-me do acto de libertá-lo para o resto dos meus dias.
Geri kalan günlerimi sizi serbest bıraktığıma pişman olarak geçireceğim.
Temos de libertá-lo.
Ve onu kurtarmalıyız.
Mas vou reiniciar o teu escaravelho e libertá-lo.
Ancak böceğini yeniden başlatıp seni özgür bırakacağım.
Tem cinco minutos com ela, depois vou ter de libertá-la.
Beş dakika sonra onu bırakmam gerekiyor.
Pouco depois da sua detenção, assinou a ordem que viria a libertá-lo.
Yakalandıktan hemen sonra bırakılması için bir emir imzalamışsınız.
Isso libertá-los-ia para rejuvenescer o local por razões inovadoras e presumidamente mais rentáveis.
Bu onlara binayı yıkıp yerine daha modern ve muhtemelen daha çok kâr getiren bir bina yapmak için olanak sağlayacak.
Ele era o marido e principal suspeito na morte da esposa até Carson City libertá-lo.
Carson City onu aklayana dek karısının cinayetinde baş şüpheliymiş.
Ou podemos invadir um zoológico, roubar um urso, injetá-lo com hepatite C, e libertá-lo no restaurante mesmo quando pedirem a sobremesa.
Ya da hayvanat bahçesine gizlice girip bir ayı çalarız. Sonra o ayıya hepatit C bulaştırırız. Sonra tam tatlı ısmarladıklarında o ayıyı restorana salarız.
Então, é melhor dar-nos melhores respostas, ou vamos libertá-la da custódia.
Ya bize daha iyi cevaplar veririsin ya da seni tanık korumadan çıkarırız.
Liberta-me.
Hür bırak beni.
Liberta-me e farei com que voltes para os seus braços.
Beni bu zincirlerden kurtarırsan seni ona götürürüm.
Sabias que, se disparares uma Taser, liberta confetis marcados com um número especial - de rastreamento?
Bir Taser'ı ateşlediğinde ardında özel takip numalaralı konfeti bıraktığını biliyor muydun?
Eu transfiro o dinheiro electronicamente, ele liberta-a.
Parayı internet üzerinden göndereceğim, ve o kızını serbest bırakacak.
Ó, Grande Espírito, liberta-me dos limites da gravidade e da crítica.
Yüce Ruh, azat et beni yer çekimi ve eleştirinin bağlarından.
A Bonnie é a bruxa que liberta a cura.
Bonnie tedaviyi çözecek cadı,
Liberta a tua pitão naquela senhora encantadora.
Kobrayı sal şu hoş bayanın üstüne.
Helena, liberta-me.
Çöz beni.
E o tipo disse : "se queres ser feliz, liberta o ódio do teu coração e a tua mente de preocupações".
Adam diyor ki mutlu olmak istiyorsan kalbini nefretten aklını endişeden temizleyeceksin.
Liberta-a!
Onu bırak!
Se há, por favor, liberta-nos.
Eğer öyleyse lütfen bizi bırak.
Cada hectare de árvores liberta, em vapor, quase 190 mil litros de água por ano.
Her dönüm ağaçtan yılda yaklaşık... 19,000 litre su buharı çıkıyor.
Pode considerar-se liberta de qualquer confidencialidade relativa à minha sobriedade.
Ayık olmam konusundaki her türlü gizlilik yükünden de kurtulmuş olarak düşünebilirsin.
Liberta-o. Depois digo-te onde a tua namorada está.
Sonra sevgilin nerede tutuluyor söyleyeceğim.
Bom, eu acredito no lema : "Se amas uma coisa, liberta-a".
"Bırak gitsin, dönerse senindir." atasözüne inanırım.
Liberta um dedo.
Kay biraz kenara.
Liberta-os, Miles.
Bırak bu insanlar gitsin Miles.
"Libertá-la".
Bırakman için mi?
Liberta-me já, é uma ordem!
Derhal beni kurtar! Bu bir emirdi!
Liberta-te.
Bırak kendini.
Beija um bebé gordo, amiga Liberta-te
# Öp şişman bebeği, Abie # Azat et kendini
- Nunca saberias. - Liberta-me!
- Asla bilemeyecektin.
E vinha para cá para libertá-lo. - Para libertá-los todos.
Hepsini kurtarmak için.
Dizem que a verdade liberta.
Gerçeğin sizi özgür kılacağını söylerler.
Liberta-a da escuridão!
Onu karanlıktan azat et!
Liberta as toxinas.
Toksinleri serbest bırak.
Zahir liberta o tesouro.
Zahir de çoşkuyu veriyor.
Sempre que ele cai, aquele assento liberta pó de Dorito com 10 anos.
Her oturduğunda minderden 10 yıllık Doritos cipsin tozu kalkıyor.
De quê? Bem, essa parte desapareceu, mas isso liberta alguém de toda responsabilidade pelo seu...
Belgenin o kısmı kayıp, fakat bu belge birisinin senin tüm sorumluluğunu üstüne aldığı...
Aprendi da maneira difícil que a verdade nem sempre te liberta.
Gerçeğin seni serbest bırakmadığını zor yoldan öğrendim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]