English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Liesel

Liesel tradutor Turco

68 parallel translation
Sonhava em saltar de para-quedas sobre a Alemanha, para resgatar minhas tias, Hannah e Liesel, e a filha de Hannah :
Paraşütle Almanya'ya inip onları kurtardığımı hayal ediyordum. Babamın iki kız kardeşi, Hannah ve Liesel ve Hannah'nın kızı Sofi'yi.
Para praticar, escrevi uma mensagem dizendo que procurava meus parentes Hannah, Liesel e Sofi Weiss.
Deneme olarak akrabalarım Hannah, Liesel ve Sofi Weiss'i aradığımı söylediğim bir mesaj yazdım.
Hannah, Liesel, e minha bela prima Sofi, que tocava flauta, e cuja foto eu levava e que agora se escondia no escuro em algum lugar por perto.
Hannah, Liesel ve güzel kuzenim Sofi. Flüt çalan, fotoğrafını yanımda taşıdığım. Artık yakınlarda bir yerde karanlıkta saklanmak zorundaydı.
A Tia Kathe, que era irmã da Mamã ; e a irmã do Pai, chamada Liesl.
Käthe, annemin kız kardeşi, babamın kızkardeşi ise Liesel.
Tenho de aguentar tudo, o meu pai, a Liesl...
Bunları geride bırakmalıyım. Babam, Liesel....
Medo pela Liesl, mas também por mim.
Endişeli... Özellikle Liesel için ama aynı zamanda kendi hayatım için de.
Conheceu o Pai e a Liesl.
Babamı ve Liesel'i tanırdı.
O Pai e a Liesl esconderam-se na cave de uma escola.
Babam ve Liesel bir okulun mahzeninde saklanmışlar.
A Liesl foi levada para Belsec um mês depois com o 3º Transporte.
Bir ay sonra Liesel, üçüncü araçla Belsec'e gelmiş.
Liesel, põe os ovos na taça.
Liesel yumurtaları kaseye boşalt.
Liesel.
Liesel.
Liesel?
Liesel?
Quem é este, Liesel?
Bu kim, Liesel?
Não sei ao certo o que foi na Liesel Meminger.
Liesel Meminger'ı herkesten farklı kılan neydi bilmiyorum.
Anda, Liesel.
Hadi, Liesel.
Liesel, come a sopa e vai vestir-te.
Liesel, çorbanı iç ve hemen hazırlan.
Despacha-te, Liesel!
Acele et, Liesel.
Liesel Meminger.
Liesel Meminger.
Promete-me uma coisa, Liesel.
O halde bana söz ver, Liesel.
Liesel, sei que gostas de estar aqui, mas não achas que devias sair, de vez em quando?
Liesel, bodrumu sevdiğini biliyorum... ama biraz dışarı çıksan daha iyi olmaz mı?
Liesel!
Liesel!
Anda, vamos perder o desfile.
Hadi Liesel, töreni kaçıracağız.
Liesel, anda.
Liesel, hadi.
- Liesel, vai para a cama!
- Liesel, yatağına git!
Liesel, está tudo bem.
Liesel, her şey yolunda.
Tenho uma coisa muito importante para te dizer.
Sana anlatmam gereken çok önemli bir şey var, Liesel.
Falo a sério, Liesel.
Çok ciddiyim, Liesel.
Uma pessoa tem o valor da sua palavra, Liesel.
İyi insan, sözünü tutan insandır, Liesel.
Já conheceste a Liesel?
Liesel'la tanıştın mı?
És uma rapariga corajosa, Liesel.
Cesur bir kızsın, Liesel.
As lições da Liesel.
Liesel'ın dersleri için.
É a Liesel.
Benim, Liesel.
" Para a Liesel...
" Liesel'a...
As palavras são vida.
Kelimeler hayattır, Liesel.
Queres trazer um copo de água
Liesel, Bay Edel'e...
Meu Deus, Liesel! Ja!
Aman Tanrım, Liesel!
A Liesel está sempre aqui a brincar.
Liesel, burada oynamayı seviyor.
A Liesel nunca me dá ouvidos...
Liesel işte, hiç laf dinlemiyor.
Preciso de falar com a Liesel.
Liesel'la konuşmam lazım.
Liesel, é um ataque aéreo!
Liesel, hava saldırısı!
Tenho de o fazer, Liesel.
Mecburum, Liesel.
Mantiveste-me vivo, Liesel.
Beni hayatta tuttun, Liesel.
Liesel...
Liesel.
Liesel...
Ah, Liesel.
- Liesel!
- Liesell
Liesel... estás tão crescida.
Liesel... iyice büyümüşsün.
Para a Liesel do Max Só aprendi que a vida não faz promessas.
Liesel'a Max'ten öğrendiğim bir şey varsa, o da hayatın hiç kimseye söz vermediğidir.
"Liesel."
"Liesel."
Quando finalmente fui buscar a Liesel, tive o prazer egoísta de saber que ela vivera tão sabiamente os seus 90 anos.
Sonunda Liesel için geldiğimde... doksan yıllık ömrünü bilgece yaşadığını bilmekten bencilce bir keyif aldım.
O Max, cuja amizade durou quase tanto como Liesel.
Max ile arkadaşlıkları bir ömür devam etti.
- Faz-te um belo traseiro, Liesl.
Otur, Liesel.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]