Translate.vc / Português → Turco / Lily
Lily tradutor Turco
6,546 parallel translation
A Lily ama o Paul, apesar das deformidades?
Lily yüzündeki yanığa rağmen onunla aşk mı yaşıyor? Evet.
Eu sou o Paul. Tu és a minha Lily.
Ben Paul'um sen de benim Lily'imsin.
Já alguma vez foste a última a ser escolhida para uma equipa, Lily?
Bir takıma son seçilen oldun mu hiç, Lily?
Tu não fazes ideia de como é, Lily. O bulluing, a gozação...
O itilip kakılmaları, o alay etmeleri bilemezsin Lily.
- Temos de pô-la lá.
- Lily'yi sokmalıyız.
Há duas professoras do segundo ano na escola da Lily.
Lily'nin okulunda iki tane 2. sınıf öğretmeni var.
E depois há a professora da Lily, Mrs. Plank, que anda a stressar a Lily.
Bir de Lily'yi strese sokan öğretmeni Bayan Plank.
- Nós somos os pais da Lily.
Biz Lily'nin ebeveynleriyiz.
E também... Essa vaga na aula de Ms. Sparrow que sugeriu para a Lily, isso é algo que a senhora...
Ayrıca Bayan Sparrow'un sınıfındaki Lily için önerdiğiniz yere gelince de...
Claro. Jamais sugeria que a Lily tivesse tratamento especial.
Hayır, Lily'ye özel muamele gösterilmesini istemem asla tabii.
Nós simplesmente achamos que a Lily não reage bem ao seu método de ensino e achamos que ela seria mais feliz na sala de Ms. Sparrow.
Peki. Aslında, bakın Lily'nin sizin öğretim yöntemlerinize uyum sağladığını düşünmüyoruz ve Bayan Sparrow'un sınıfında daha mutlu olacağını sanıyoruz.
É uma pena que a Lily não vá aprender isso.
Lily'nin öğrenemeyecek olması ne kötü.
Sabe que mais? Não, a Lily vai ficar ótima, porque vai ter oportunidade de prosperar num ambiente mais compreensivo.
Hayır, Lily'ye bir şey olmayacak çünkü daha destekleyici bir ortamda kendini geliştirme şansı bulacak.
Lily, são os papás, podemos falar contigo?
Lily, babaların geldi. Konuşabilir miyiz?
Esquecemo-nos de falar com a Lily antes de falar consigo.
Sizinle görüşmeye gelmeden önce Lily'yle konuşmayı unutmuşuz meğer.
Eu vou aceitar a Lily de volta, se souberem dizer-me onde está o objetivo desta frase...
Lily'yi geri alırım. Bana bu cümlenin nesnesini söyleyebilirseniz ama. Ay olamaz.
"Os pais da Lily estavam errados sobre Mrs. Plank."
"Lily'nin ebeveynleri Bayan Plank hakkında yanıldılar."
Temos mesmo de nos lembrar de devolver esta mochila à Lily.
Aman unutmayalım da, bu sırt çantasını Lily'ye geri verelim.
- Claro que não!
Kesinlikle olmaz, Lily.
Lily, nós estamos todos aperaltados.
Ama Lily, biz çok şık giyindik.
- Muito bem, Lily...
- Bak, Lily.
Está na mochila da Lily, na bagageira do carro.
Arabanın bagajında, Lily'nin sırt çantasına koydum.
A Lily acha que pode vestir o que quer, então e se nós...
Madem Lily ne isterse giyebileceğini düşünüyor o zaman biz de- -
Lembras-te do ano passado quando a fomos buscar ao jantar de família em casa da Claire?
Geçen sene Lily'yi Claire'daki aile yemeğinden almamızı hatırlıyor musun?
Íamos vestidos de Cagney e Lacey por causa da festa do Pepper em homenagem às mulheres dos anos 80 e ela passou-se.
Pepper'ın "80'ler kadınları partisi" için Cagney'yle Lacey gibi giyinmiştik ve Lily sinir olmuştu.
Não, se incomoda a Lily, devíamos mudar de roupa e talvez ela considere...
Hayır, Lily'yi bu kadar rahatsız ediyorsa üstümüzü değiştirmeliyiz Cam. Belki o zaman Lily de üstünü değişmeyi düşü- -
- O peru suplente está na mochila da Lily, traz-mo e eu trato do resto.
- Yedek hindi Lily'nin çantasında.
Lily, a Alex trouxe a tua mochila para dentro.
Lily. Alex senin için çantanı getirmiş.
- Não, Lily!
- Hayır. Lily!
Lily, tu não mandas naquilo que vestes, no que comes ao pequeno-almoço nem em nada!
Lily, ne giyeceğinin, kahvaltının veya başka bir şeyin kararını sen veremezsin.
A Lily tem-me mostrado ultimamente que se sente negligenciada.
Lily son zamanlarda ihmal edildiğini hissettiğini belli ediyordu.
Lily, explica a piada do papá.
Lily, babanın esprisini açıkla.
Meu Deus, tenho de dizer à Lily. Ela vai ficar desolada.
Olamaz, Lily'ye söyleyince yıkılacak.
Não, não encontro a Lily!
O değil, Lily'yi bulamıyorum. Buldum.
Lily?
Lily?
- Não Lily... Espera!
Lily, dur!
Ele não está sempre a trabalhar, Lily!
Sürekli çalışmıyor, Lily.
Lily, o papá pode ter perdido o desfile, mas ele tratou de tudo do Halloween.
Lily, baban töreni kaçırmış olabilir ama Cadılar Bayramı'yla çok ilgilendi.
Os julgamentos seriam muito mais fáceis, se os jurados fossem compostos por miúdas de 7 anos como a Lily e pelo Cam.
Jüride Lily gibi yedi yaşındaki kızlar ve Cam olsaydı mahkemeler çok daha kolay geçerdi.
Lily!
- Tabii ki kapatma tuşunu denedim!
Desculpa, passei-me, ela passou o dia todo nisto.
- Lily! - Özür dilerim, kendimi kaybettim.
Além disso, estamos a mostrar à Lily que confiamos nela o suficiente para nos deixar ter uma coisa boa.
Ayrıca kendimize güzel bir şey alarak Lily'ye olan güvenizimi de göstermiş oluyoruz.
Visto desse prisma, é na realidade uma prenda para a Lily.
Bu şekilde düşünürseniz aslında Lily'ye alınmış bir hediye.
Desculpa, Lily. A culpa é toda minha.
Özür dilerim Lily, hepsi benim suçum.
Creio que não estamos a dar um bom exemplo à Lily.
Lily için de iyi bir örnek olmuyor sanırım.
Aquele livro faz sempre a Lily sentir-se melhor.
Lily'ye hep iyi gelmiştir.
Faz-nos pensar no mundo para onde vamos mandar a Lily.
Lily'yi nasıl bir dünyanın içine göndereceğiz böyle diye endişeleniyorum.
Lily, estou a estudar.
Lily, çalışıyorum.
Tu és a minha Lily?
Sen benim Lily'imsin.
Lily, já estou a caminho.
Lily, Geliyorum.
- Lily.
- Lily.