Translate.vc / Português → Turco / Liman
Liman tradutor Turco
2,602 parallel translation
O USS Cole foi atacado durante o reabastecimento...
The USS Cole, Aden limanında yakıt ikmali yaparken saldırıya uğradı.
Não, é um bar nas docas em Montauk.
Hayır, hayır. Benimkisi Montauk'ta bir liman barı.
Sim, a Elsa vai encontrá-lo amanhã no porto Britz-Ost.
Elsa yarın seninle Britz-Ost limanında buluşacak.
Há três dias atrás, a equipa de intervenção Five-0 apreendeu 80 milhões de dólares em cocaína a ser contrabandeadas no porto de Honolulu, num barco colombiano de pesca.
Üç gün önce Five-O Honolulu Limanındaki bir teknede 80 milyon dolarlık kokain ele geçirdi.
Trinta paletes de globos de neve com palmeiras para o Porto de Miami. Passo-me sempre que fazes isso.
Miami limanına 13 kar küresi paleti.
Vão para um armazém junto às docas.
Miami Limanına. Rıhtımda bir depoya boşaltıldılar.
Tu estás em casa para mim.
Benim için bir liman gibisin.
Ora bem, parece que a área está limpa.
Tamam. Ortalık süt liman.
Porto de Bagghar.
Bagghar Limanı.
Na doca norte.
Kuzey limanı.
Vamos acabar enforcados na doca.
İdam Liman'ında asarlar bizi.
De acordo com várias testemunhas viram-no bêbedo, há duas noites, numa taberna perto do porto.
İki gece önce, limanın yanındaki tavernada sarhoş olarak görüldüğünüzü birkaç görgü tanığına dayanarak söylüyorum.
Bem, estão aqui porque Simonstown é o porto principal da marinha sul africana.
Buradalar, çünkü Simon Kasabası Güney Afrika donanmasının ana limanıdır.
Muito bem, deixaremos o contentor à sua espera no porto do Panamá.
Tamam, konteynırı sizin için Panama limanına bırakacağız.
Alfândega e Controlo de Fronteiras, Porto de Nova Orleães.
Gümrük ve Sınır Muhafaza. New Orleans limanı.
Achamos que está a ajudar o Heinrich a entrar no país pelo porto de L.A.
Heinrich'i Los Angeles Limanı üzerinden buraya getirmeye çalışıyor.
Com a explosão no aeroporto, todos os voos estão suspensos.
Hava limanındaki patlamanın ardından Miami'deki tüm uçuşlar iptal edildi.
Preciso que a apanhes e te encontres comigo por baixo da Ponte Porte, tipo... Agora.
Onu alıp benimle Liman Köprüsü'nün orada hemen buluşman lazım.
Essa foi no aeroporto antes de partir.
Bu ayrılmadan önce hava limanında.
Olha, bisontes bebés. Porque é que estão todos no chão?
Limanın tecrit edilmesi sağolsun, çürümekte olan bir kargo gemisi pisi balığından bahsetmiyorum bile.
Ratos de cais e gatos de beco E todo o tipo de escumalha!
Liman sıçanıymış, sokak kedisiymiş ; her türlü pisliğe buyur diyeceksin.
E o nosso amigo turco, Orhan, guardará o Porto Langa.
Türk dostumuz Şehzade Orhan, Langa Limanını tutacak.
Tenho de subornar um trabalhador do porto com 3000 euros.
Liman işçisine 3000 Avro rüşvet vermelisin.
Para os empresários, actualmente, dos lugares para investir, corridas de cavalos não estão na lista.
Şu anda cebinde parası olanlar için hipodrom yanaşılacak son liman bile değil.
Olá querida, como vão as coisas lá em casa?
Merhaba hayatım. Evde her şey süt liman mı?
Planeavam alguma coisa para a orla costeira e correu mal quando o tipo do Kovarsky foi preso.
Yani liman bölgesinde bir şeyler planlıyorlarmış ve Kovarsky'nin adamı yakalandığında işler ters gitmiş.
Na noite em que a Rosie Larsen foi morta, ocorreu uma transgressão na orla costeira.
Rosie Larsen'in öldürüldüğü gece liman bölgesine zorla giriş yapılmış.
... o projecto da orla costeira ainda é uma opção viável para o crescimento económico de Seattle.
Liman projesi, Seattle'ın ekonomik büyümesi adına hâlen düşündüğümüz bir seçenektir.
Ainda há esperança para a orla costeira.
Hâlâ liman bölgesinden umudumuz var.
A chefe Jackson tem-te na mão por causa da orla costeira.
Şef Jackson liman bölgesi sayesinde seni köşeye kıstırdı.
Estamos ambos muito optimistas sobre um empreendimento conjunto para a orla costeira de Seattle.
Seattle'ın liman bölgesi hakkındaki işbirliğimizden ikimiz de çok ümitliyiz.
A orla costeira.
Liman bölgesi.
Se ele ficar sem a orla costeira...
Liman bölgesini alamazsa -
A orla costeira é a chave desta eleição.
Liman bölgesi bu seçimin anahtarı.
Afaste-se de qualquer acordo com a Chefe Jackson e do projecto da orla costeira.
Şef Jackson'la liman bölgesi veya herhangi bir anlaşma yapmamanı öneriyorum.
Como herdeiro de meu pai, Agostino Pallavicini de Génova, ofereço-lhe esta barca como símbolo dos tesouros e riquezas exóticas que a nossa frota traz de todo o mundo até ao poderoso porto de Génova.
Babamın varisi olarak ben, Agostino Pallavicini da Genova dünyanın dört bir yanından sıra dışı hazineleri ve zenginlikleri muazzam limanımız Ceneviz'e taşıyan filomuzdaki gemileri temsilen bu üç direkli yelkenliyi size takdim ederim.
Muito bem, tu tratas do aeroporto, eu do mar.
Pekala. Havaalanı rotası senin liman kısmı benim.
Ele está sepultado no cemitério de Harbor.
O Liman Mezarlığı'nda gömülü.
Vai para ao centro comercial em frente ao mar.
Dükkana uğra, limanın oradaki iş merkezinin içinde.
Vai àquela loja no centro, à beira-mar.
Dükkana uğra, limanın oradaki iş merkezinin içinde. Kredi kartımı da al.
Um incidente ocorreu hoje no porto de Quahog. É verdade, Tom.
Bugün Quahog Limanı'nda bir kaza oldu.
Os... os passageiros só tinham reservado um passeio pelo porto e depois... aconteceu aquilo tudo.
Yolcular liman gezisine çıkmışlardı olaylar olaylar işte sonra.
Está tudo fantástico, Schmidt, porque tudo é fácil "quando somos um navio de batalha a invadir a Baía do Sucesso."
Çok harika gidiyor Schmidt, çünkü her şey kolay bir savaş gemisi içinde "Başarı Limanı" nı fethederken.
Já alguma vez lá foste? À zona de Northeast Harbor?
Peki hiç Maine'e gittin mi, kuzeydoğu liman bölgesi mesela?
Se assinar esta renúncia de extradição, podemos ir para o aeroporto.
Sadece şu ufak iade kağıtlarını imzalarsan hava limanına doğru yola çıkarız.
Em Alexandria, os turcos sitiaram a porta, impediu que as idas e vindas dos barcos egípcios.
İskenderiye'de Türkler limanı kuşatmış durumda. Mısırlı gemilerin giriş çıkışını engelliyorlar.
Nós os quatro devemos inspeccionar todo o porto de Busan.
Tüm Busan Limanı'nı dördümüz denetliyoruz.
São 2.90, por favor.
Ve Liverpool limanında otostop çektim.
Recebemos corvos de Porto Branco, de Vila Acidentada e de Forte do Pavor.
Ak Liman'dan kuzgunlar geldi. Barrowton'dan ve Dreadfort'tan.
Belmont Harbor.
Belmont Limanı.
O porteiro diz que ele saiu ontem à noite para o aeroporto.
Bekçi dün gece hava limanına gittiğini söylemiş.