Translate.vc / Português → Turco / Livre
Livre tradutor Turco
20,864 parallel translation
Livre.
Temiz
Agora que o Franklin está sob custódia, ela deve ter caminho livre.
Artık Franklin gözaltında, Maya şüphe altında değil.
Roubaste-me o livre-arbítrio.
İşime mani oldunuz.
Deus nos livre de perderes a tua oportunidade.
Tanrı şansını kaçırmanı yasakladı.
Estou livre disto daqui a uma hora.
Bir saat içinde bu şeyden kurtulacağım.
Que entregarei quando confirmar que a Cosima está livre.
Cosima'nın serbest bırakıldığını doğrulayınca teslim edeceğim.
A peça está acabada. O palco está livre para o musical Hendrix-Stubbs.
Kutlama sona erdi, Hendrix-Stubbs müzikal gösterisi için sahne boş demektir.
O poder não é igual ao livre-arbítrio, Rachel.
Güç, özgür iradeyle eş değildir Rachel.
O que antes estava em cativeiro na fazenda, e agora anda livre pela cidade.
Bir zamanlar ciftliklerde tutsak olup su an sehirde ozgurce dolasan bir seyi.
Cheio, festivo, fiel, e livre.
Dolu dolu, neseli, inancli ve ozgur.
Certo, está livre.
- Tamam, azalmaya başladı.
Livre!
Temiz!
Obviamente que estarás livre quando estiveres recuperada, portanto... vais abandonar-nos?
İyileştiğinde gitmekte özgür olacaksın. Bizi bırakacak mısın?
Livre das amarras, purificada pelos elementos,
Bağlarından kurtul, unsurlarla arın,
Waverly Earp, estás livre para receber este fragmento de homem na tua vida.
Waverly Earp, şu an bu adamın bu parçasını hayatına almaya açıksın.
E aí poderás correr livre.
İşte o zaman rahat bir şekilde koşabilirsin.
- Queres ficar livre desse livro?
O kitaptan bağından kurtulmak istiyor musun?
Sim, está tudo livre agora.
Evet, şu an tamamen açık.
Tudo o que sei é que se ele não sair de livre vontade, nós vamos aí para o arrastar cá para fora!
- Bildiğim tek şey... - Çık lan dışarı! ... kendi isteği ile çıkmazsa biz içeri girip onu yaka paça dışarı çıkarırız!
E quando partirem, quando o mundo estiver livre da morte, nós, os fiéis, permaneceremos.
Gittiklerinde ve dünya ölülerden temizlendiğinde biz inançlılar kalacak geriye.
Tive de ver se estava tudo livre para poderes descer.
Aşağıya inebilesin diye hepsi boşaldı mı diye kontrol ettim.
- Bem, tive esperança de que, mesmo com total autoconhecimento e livre vontade, terias escolhido ser meu parceiro outra vez.
- Sanırım sana tam olarak kendini tanıma fırsatı ve özgür irade vererek bir kez daha ortağım olmayı seçmeni umuyordum.
Sim, antes que a minha filha livre de crueldade apareça.
Evet, benim zahmetsiz kızım gelmeden önce.
Muito bem, estás livre.
Pekala, özgürsün.
Homer, nunca me atrevi a sonhar em viver nalgum sitio que dá valor à educação, com um óptimo sistema de saúde, e onde todos andam ao ar livre mas continuam pálidos.
Homer eğitime önem veren, harika bir sağlık sistemi olan ama herkesin dışarıyı sevdiği hâlâ soluk tenlilerin olduğu bir yerde yaşayacağımı hiç düşünmemiştim.
- Deus me livre!
Tanrım, hayır.
Tinha muito tempo livre.
Bir sürü boş vaktim vardı.
Foi por isso que eu vim. Para ser batizado, para me ver livre destas ânsias.
O yüzden yeniden vaftiz olmak için geldim.
Estou livre.
Burası temiz.
Ou uma cadeira livre.
Bir de bedava sandalye var.
E depois serei livre.
Sonra özgür olacağım.
Pronto, estás livre.
Hadi bakalım, özgürsün.
Ajudava-te a veres-te livre do cadáver.
Cesetten kurtulmana yardım ederdim.
Queres ver-te livre disto tudo?
Bütün bunlardan kurtulmak istiyor musun?
Caminho livre.
Burası temiz.
Está livre.
Gitmekte özgürsün.
Finalmente, estou livre de ti, e pronta para voar.
Sonunda senden kurtuldum ve yükselmek için hazırım.
Desabafa, e vais ver-te livre desse peso.
İtiraf et ki o yükten kurtulasın.
Estás a tentar ver-te livre dos medicamentos.
- İlaçtan kurtulmaya çalışıyorsun.
Mas o William disse-me que o tribunal terminou num impasse e que estais livre.
Ama William bana mahkemenin çıkamaza girdiğini ve sonuca bağlandığını söyledi. Özgürsün.
Mas não estou livre para ficar convosco.
Ama seninle birlikte olmak için özgür değilim.
Portanto estou livre.
Yani... Özgürüm.
Há uma cabana livre por trás da pensão.
Otelin arkasında boş bir kulübe var.
Já estás desejoso de te ver livre de mim?
Şimdiden benden kurtulmaya mı çalışıyorsun?
O novo investidor quer ver-se livre de nós.
Yeni yatırımcılar bizi istemiyor.
Se o banirmos da nossa terra, ele será um homem livre.
Buralardan sürersek özgür olarak hayatına devam eder.
Está livre para assistir?
- Düğüne katılabilir misiniz?
Livre.
Temiz.
Estás livre.
Gidebilirsin.
Então, estais livre.
O zaman özgürsün.
- Livre.
Temiz.