Translate.vc / Português → Turco / Lounge
Lounge tradutor Turco
204 parallel translation
Ás 10 : 30, o Goody deixa o Pé Ligeiro na travessa atrás do Liberty Lounge.
10.30'da, Goody, Hafifayak'ı Libery parkındaki yola bırakacak.
Isto é um sala de aula. Não um Cocktail Lounge, Srta.
Burası bir sınıf... bayan Friar, kokteyl salonu değil.
- E o Rudy do Capri Lounge?
- Rudi'ye ne dersin?
Põe-nos a tocar no Double Up Lounge, ou no Morgan Park Theater, ou no Crystal.
Bize Double Up Salonunu ayarla ya da Morgan Park Tiyatrosunu, veya Kristal'i.
É um sítio chamado "Danny's Satellite Lounge".
Danny'nin Uydu Salonu diye bir yer.
Não é longe do "Danny's Satellite Lounge".
Danny'nin Uydu Salonu yakınında.
Hotel Sheraton Coral Bay Lounge.
Sheraton Oteli ve Mercan Koyu Salonu.
O teu próprio espectáculo no Stalactite Lounge?
Yoksa Sarkıt Tiyatrosu'nda gösteriye mi çıkmak istersin?
Boa noite e sejam bem-vindos ao "Starfire".
İyi akşamlar. Starfire Lounge'a hoş geldiniz.
Mas se bem que tenhamos tocado nos melhores locais do mundo, houve um que tem sido para nós, um local muito especial... que é este aqui, o "Starfire".
O zamandan beri dünyanın en iyi gece kulüplerinden bazılarında çalmış olsak da, bizim için her zaman öncelikli olan bir yer vardı. Çok özel bir yer. Bu özel yer, Starfire Lounge.
Bem-vindos ao "Ambassador Lounge".
Ambassador Lounge'a hoş geldiniz.
E esse local é este : o "Ambassador Lounge".
O yer, burası, Ambassador Lounge.
- Outra vez o "Luau Lounge", não!
Yine o lanet olasıca Luau Lounge olmasın.
Que mal tem o "Luau Lounge"?
Luau Lounge'un nesi var?
Já arrasaste o "Avedon" e o "Luau Lounge", que mal tem a "Feelings"?
Dinleyin. Avedon ve Luau Lounge'u çöpe attık. - "Feelings" ile ilgili şikayetimiz nedir?
Marge, vamos tentar em mais um sitio, o Sapphire Lounge.
Bir yer daha deneyeceğiz, Sapphire Lounge.
Ele mencionou algo tipo Sky Lounge.
Teras Bar dedi galiba.
Ontem à noite, carimbaram-me no Reggae Lounge.
Dün akşam reggae kulübüne girerken damgalandım.
Vamos para o Reggae Lounge.
Şu reggae kulübüne gidiyoruz.
Tens que experimentar o Bar Roble, na rua 7.
- Öyleyse Oak Lounge'u bir dene, hemen 7. caddenin aşağısında.
Queres chamar uma amiga e ir ter connosco ao Salão Bambu, às 6h01?
Neden arkadaşını arayıp üçümüzle... - Bamboo Lounge'da 6'yı 1 geçe buluşmuyoruz? - Tamam.
Jogamos hóquei em casa do Sue até às 22h30, e depois vamos à noite do Sinatra no Lava Lounge, ou ao Derby para ouvir os Big Bad Voodoo Daddy.
Sue'nun evinde 10 : 30'a kadar hokey oynarız, ve sonra Lava Lounge'a Sinatra Gecesi için, ya da... Big Bad Voodoo Daddy için Derby'de oluruz.
Agora, estou... a trabalhar a tempo inteiro no "Spartacus Lounge".
Artık... Spartaküs Kulübü'nün tam zamanlı bir çalışanıyım.
Ele não pode perder o espetáculo do Diamond Lounge.
Harika. Ona Diamond Lounge'daki gösteriyi kaçırmamasını söyle
Broadway, Atlantic City, Carlton's Restaurant, na Sunrise Highway... e Sunrise Lounge.
Broadway'de, Atlantic City'de Carlton'un Sunrise'daki restoranında ve Sunrise salonunda.
Acho que temos mais uma pega no Princess Lounge.
Walter, sanırım Prenses Salonunda bir fahişe daha var. - 596'ya bak.
As bebidas caem tão bem no Velvet Lounge.
Velvet Lounge'da içkiler çok rahat içiliyor.
Duvido que frequente bares como o Polo Lounge.
Aylak aylak dolaşmadığını belirledim
Pensava ir ao Quartz Lounge.
Quartz Lounge'a gitmeyi planlıyordum.
Vejo o Corrado Soprano e companhia feminina às 22 : 00 horas, Salão Boca.
Corrado Soprano ve hanım seyahat arkadaşını görüyorum. Saat 22.00, yer Boca Lounge.
Dardos, racquetaball, o Vic's Lounge, o Álamo, tenho de continuar?
Dart, raket, Vic'in Salonu, Alamo, devam edeyim mi?
O que é? - Vamos ao Lounge Ax e lembrei-me que talvez quisesses vir connosco.
Lounge Ax'a gidiyoruz ve bizimle gelmek ister misin diye merak ettim.
Vou estar à tua espera no Runway Lounge.
Havaalanında seni bekliyor olacağım.
Esquire Lounge.
Esquire Lounge'a.
Tem um encontro em Chicago no domingo no Esquire Lounge.
Pazar günü Şikago'da bir randevun var, Esquire Lounge'da.
... a tocar num pequeno clube, Mama's Rose's Blues Lounge na parte oeste de Chicago.
Chicigo'da Rose Ana'nın Blues mekanında çıkardı.
Ela também serve à mesa no Sunrise Lounge.
Sunrise Lounge'da da garsonluk yapıyor.
O Wilson quase fez sexo por telefone com o gerente do Lounge La Brea para nos meter lá.
Geciktik. Wilson, Lounge La Brea'ya bizi sokmak için müdürüyle telefon seksi yaptı.
Lounge La Brea. Soa a uma noite bem passada, com todos os tipos de coisas da noite...
Kulağa geceye ait herşey varmış gibi geliyor.
Tiroteio no Marini's Lounge, esquina da Rua 9 com a Renfrew, homem branco, casaco de cabedal preto.
Martini'nin salonunda silahlı çatışma 9uncu Renfrew. Kafkasyalı erkek, siyah deri ceket.
Conhecemo-nos ontem no Sky Lounge.
Dün gece Sky Lounge'da tanışmıştık.
Queres cantar em clubes?
Lounge şarkıcısı mı olmak istiyorsun?
Não conhecias um único negro, até eu te ter levado ao Lenox Lounge.
Ben seni Lennex Luonge'a götürene kadar bir tane siyah tanımıyordun. - Sen resimden çıktın.
Naquele bar perto do parque... o Luna Lounge.
Şuradaki barkın oradaki gece klübüne... Luna Lounge.
Como o Griffith Park ou a Sala de Lava em La Brea.
Mesela Griffith Parkı, ya da La Brea'daki Lava Lounge barı gibi.
Ela tem um sitio por cima do Baby Doll Lounge.
Baby Doll Lounge'un üstünde bir evde.
Sammy's Lounge, 15 minutos, ou envio uma imagem JPEG deste momento memorável à sua mulher, à escola dos seus filhos e à Polícia de Reno.
Sammy'nin Salonu, 1 5 dakika sonra. Yoksa bu kaliteli anı resmeden yüksek çözünürlü JPEG dosyasını karına, çocuklarının okuluna ve bütün Reno polisine yollarım.
- Não havia câmaras no lounge.
Locada kamera yoktu.
- O que descobriste no Lounge?
- Salonda ne öğrenebildin?
- Ao Iceberg Lounge?
- Iceberg salonuna mı?
Há um sitio na baixa o Zebra Lounge.
Şehir merkezine doğru, "Zebra Salonu" denilen bir yer var.