English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Louvre

Louvre tradutor Turco

224 parallel translation
O verdadeiro está no Louvre, em Paris.
Gerçek olanı Paris'te Louvre Müzesi'nde.
Bebe a tua bebida. Depois iremos ao Louvre e refrescamos as almas.
İçkini iç Henri, sonra Louvre'a gidip ruhlarımızı tazeleriz.
O Louvre, aquele cemitério.
- Louvre'a, o mezarlığa mı?
Agora, está pendurado no Louvre... e nenhum homem do mundo tem dinheiro bastante para o comprar.
Bugün Louvre'da asılı ve dünyada onu satın alabilecek kadar parası olan yok.
"O Louvre aceitou a Colecção de Camondo."
Louvre, Camondo koleksiyonunu kabul etti.
Os teus quadros estão expostos no Louvre.
Tabloların Louvre'a asılacak.
- Deputado Vignon do distrito do Louvre?
Paris, Louvre bölgesinden milletvekili Vignon, burada mı?
É melhor mandá-lo para o Theo antes que o Louvre o agarre.
Louvre almadan önce Theo'ya yollasan iyi edersin.
Se fizermos o Louvre e o túmulo de Napoleão, no mesmo dia, podemos ter uma noite de diversão.
Aynı günde Louvre ve Napoleon'un mezarını gezersek, eğlenmek için bir akşam ayırabiliriz.
Gostaria de ir ao Museu do Louvre
Louvre'a gitmek istiyorum.
Frantz tinha lido no France-Soir que um americano tinha levado 9 minutos e 45 segundos para visitar o Museu do Louvre.
Franz bir Amerikalının Louvre'yi 9 dakika 45 saniyede gezdiğini okumuştu.
O vice ministro Himmler soube recentemente que o Louvre tem uma tapeçaria muito valiosa.
Yardımcı Bakan Himmler son zamanlarda Louvre'da çok değerli bir goblen olduğunu öğrendi.
Só que o Louvre está nas mãos da Resistência.
Yalnız Louvre Direniş'in elinde.
Mas o Louvre é aqui perto.
Ama Louvre orada.
Todas as suas vitórias :
Fuhrer, Paris'i yakma işine başlamaya hazır olup olmadığınızı bilmek istiyor? Elbette, General Jodl, hazırız. Louvre Müzesi ve Eyfel Kulesinin altına dinamitler yerleştirildi.
Todas as cargas foram colocadas sobre o Louvre e a Torre Eiffel.
Bu daha önce yapılmalıydı! Fuhrer şehrin şimdi yakılmasını istiyor!
Com "a sério" quero dizer que, se tivesse coragem, ia dinamitar a Sorbonne, o Louvre e a Comédie Française.
Doğrusu biraz cesaretim olsaydı gider Sorbonne'u, Louvre'u, Comedie Française'i bombalardım.
Voltei à secção egípcia do Louvre, esta manhã.
Bu sabah Louvre Müzesi'nin Mısır bölümüne yeniden gittim.
"Muitos cumprimentos do Louvre."
" Louvre'dan sevgilerle.
O Louvre recebeu hoje uma encomenda surpresa um carregamento de quadros roubados avaliado em $ 15 milhões.
Louvre Müzesi bu sabah sürpriz bir paket aldı pakette, yaklaşık 15 milyon dolar değerinde çalıntı tablo vardı.
O meu destino era o Museu do Louvre, em Paris e o meu cliente era nada mais, nada menos, do que o Governo Francês.
Güzergahım Paris'teki Louve Müzesi idi ve müşterim ise Fransız Hükümeti'nden başkası değildi.
O Palácio do Louvre fica perto do coracão de Franca.
Kesinlikle Louve Fransa'nın kalbinde duruyor.
O Louvre fecha â segunda-feira para manutenção.
Louve Müzesi Pazartesi günleri bakım için kapatılıyor.
E quem compraria uma das minhas cópias como sendo o original, enquanto a verdadeira "Mona Lisa" está no Louvre?
Ve, kim benim kopyalarımı orjinal gibi satın alır, zaten Mona Lisa Louve'da varken.
Mas e se, por acaso, a "Mona Lisa" já não estivesse no Louvre?
Ama ya Mona Lisa herhangi bir şekilde artık Louve Müzesi'nde bulunmuyor ise?
Já visitaram o Louvre?
Louvre'u gördünüz mü?
Por esse ato, ele fará tremer vosso Louvre.
Paris'teki Louvre'unuzu yerinden oynatacaktır.
Trouxeram-no do Louvre.
Louvre'dan buraya getirdiler.
- Em exibição no Louvre, em Paris.
- Paris Louvre'da sergide.
- Há um Louvre no Wisconsin?
- Wisconsin'de Louvre var mı?
Isto não é maneira de me fazeres assaltar o Louvre.
Hiç bir yolu yok. Louvre'u soymayacağım.
O Louvre é coisa de ontem, ou será melhor dizer desta manhã.
Louvre dünkü haber, ya da bu sabahın.
Vocês podem ser os mais bonitos dos ladrões, mas se não fossem tão snobs, os guardas do Louvre estavam vivos.
İyi soyguncu olabilirsiniz ama, - - Züppe olmasaydınız, Louvre bekçileri ölmeyebilirdi.
Aos 6 anos, devido a minha voz, entrei no coral da igreja... que está junto ao castelo do Louvre.
Sesim güzel olduğu için altı yaşında Louvre Şatosu'nun kilisesine alındım.
Sim. Harvard, Yale, MIT, Oxford, o Sorbonne, o Louvre...
Evet, Harvard, Yale, MIT, Oxford, the Sorbonne, the Louvre.
As minhas sapatilhas de ballet estão no Louvre em Paris.
Ayakkabılarım Paris'te, Louvre müzesinde.
Pensei ir ao Louvre.
Louvre'a gideceğim sanırım.
Há o Pompidou Center, Torre Eiffel e muitos turistas.
Yukarıda Pompidou Müzesi, Eyfel Kulesi ve bir sürü turistik bok var. Louvre...
- O Louvre. - Oh!
Yüce Tanrım!
O maldito Louvre!
Lanet Louvre.
Amanhã de manhã passará um homem, pouco antes das dez horas, na rua Saint-Germain I'Auxerrois, em direcção ao Louvre.
Yarın saat 10'da bir adam... St. Germain Caddesi'nden... Louvre'a yürüyecek.
A partir de hoje, não sairás mais do Louvre.
Artık Louvre'u terk edemezsiniz.
Mesmo na Corte do Louvre não podem andar sem vigilância.
Louvre çevresinde özgürce dolaşamazlar bile.
Era o Louvre.
The Louvre.
Notre Dame? O Louvre?
Notre Dame Katedrali?
Tudo.
Louvre Müzesi?
Diga a Hodges para manter a Quarta Divisão pronta em todo caso.
O zaman Eiffel Kulesi sol taraftaysa bu demektir ki Louvre sağda değil mi?
Comprei essas no Louvre.
Bunu Louvre'dan aldım?
- Atacarão primeiro o Louvre.
Louvre düşecek.
- E o Louvre, então?
Ya Louvre?
- É ela que queres tirar do Louvre! - Sim, e vais ajudar-me!
Onu kurtarmak istiyorsunuz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]