Translate.vc / Português → Turco / Lyla
Lyla tradutor Turco
701 parallel translation
É a minha esposa e chama-se Lyla.
O, hizmetçi değil.
Deric, não. Diga-o!
Benim karım ve adı da Lyla.
Obrigado.
- Lyla.
Lyla!
Keifer!
Lembra-se de Lyla? Aquela moça que se juntou com o centauro?
Adam dâhi, yumruğundan para kazanıyor.
Oh, oh. Lyla. Lyla... não o faz lembrar alguém que conhecemos?
İçindeki çiçeği yetiştirmene yardım eden gübre.
Deric e Lyla não mereciam morrer deste modo.
Athens. Bazı arkadaşların sorunları varmış. Lyla'yı hatırlıyor musun?
Vamos descobrir mais alguma coisa sobre isso com os cretenses.
Lyla- -... sana da ikimizin tanıdığı birini hatırlatıyor mu? Tekrar düşününce, biraz Zeyna'ya benziyor.
Não nos interessa a classe deles por aqui. Que tipo de classe é essa?
Deric ve Lyla böyle bir ölümü hak etmediler.
Deric arranjou trabalho numa quinta e Lyla tratava da casa e de Keifor.
Dur! Yeterince şiddet ve acı olmadı mı zaten?
Porque não me fala desses Cretenses?
Lyla'nın kardeşiyim.
E Deric fez-lhes frente. Era valoroso e intrépido.
Sanırım çok fazla kötü şey olduğu için Lyla senden yardım istedi.
Quando as inundações arruinaram as colheitas... foi fácil de acusar Deric e Lyla pelos seus problemas. Aquela pobre criança...
- Evet, Nespa'da yaşarlarken doğmuştu orayı terk etmelerinin nedenlerinden biri de çocuğu daha kabul edilebilir bir ortama getirmekti.
olha, não queremos centauros nesta cidade... e não queremos amantes de centauros.
Sel tüm ürünleri mahvettiğinde Deric ve Lyla'yı bu sorunlar için suçlamak çok kolay oldu.
Pensa que ele sabe mais acerca da morte de Lyla do que demonstra?
Onlar senin arkadaşların. Deric'i sevmiyordun, değil mi?
Como marcas interessantes de um urso? Como as de um leão? Como as de um centauro louco, inteligente a atacar-nos?
Lyla'nın ölümü hakkında sence daha fazla şey biliyor mu?
Não acredito que Lyla tivesse querido vê-lo a ser trazido amarrado a uma estaca.
- Şimdi hareket edebilir miyim? Tabii.
Estes rastros. Eles foram por ali cima.
Lyla'nın umudunu buna bağlamanı isteyeceğini sanmıyorum.
É que o que Lyla teria querido.
- Ölmekten korkmuyorum. Ve sen gidersen oğluna bunu kim öğretecek?
Tem testemunhas? Não, mas sei que ele teve a ver com a morte de Lyla.
Belki de birileri onlara doğru yolu göstermelidir.
Os atenienses é que as fazem. Apenas as faço cumprir.
Hayır ama onun, Lyla'nın ölümünde parmağı olduğunu biliyordum.
E porque não voltou?
Lyla, birinin elindeki meşaleyi samanlığa düşürdü. İşler kontrolden çıktı.
Vai morrer pelo que fez com a Lyla!
Dedikleri gibi ne ekersen onu biçersin.
A vingança é o único legado que pode deixar a Keifor?
Lyla'ya yaptıkların için öleceksin! Deric!
Lamentar não me vai devolver a Lyla. Nem agarrar-se ao seu ódio.
Hata yaptım ve üzgünüm.
Lyla amou esta terra. Acredito que é o que ela teria querido.
Lyla burayı seviyordu.
Eu sou a Lyla Branch.
Ben Lyla Branch.
A Lyla é muito simpática!
Lyla çok hoş!
Por favor, Lyla!
Haydi Lyla!
Não tentes chantagear-me, Lyla, isso vai contra as tuas convicções.
Bu saçmalıkla bana şantaj yapma Lyla, bu... bu sana yakışmıyor.
Tu és o Jason Street e eu sou a Lyla Garrity.
Sen, Jason Street'sin. Ve ben de Lyla Garrity.
Por falar em miúdas... A Lyla Garrity.
Laf becermekten açılmışken Lyla Garrity.
Dizes-lhe que a Lyla Garrity passou por cá?
Lyla Garrity'nin uğradığını söyler misiniz, lütfen?
- Lyla...
Lyla...
- Lyla?
Hemşire?
Achas que não é demais, Lyla?
Lyla, tüm bunların çok fazla olmadığından emin misin?
Vamos rezar para quê?
Ne için dua edeceğiz, Lyla?
Não sei se reparaste, mas não estou a melhorar, Lyla.
Lyla, bilmem fark ettin mi ama iyileştiğim falan yok.
Pára, Lyla!
Lyla, kes şunu.
- Pára, Lyla!
Lyla, kes şunu.
Já não passou da hora de ires para a cama, Lyla?
Senin yatma vaktin geçmedi mi, Lyla?
Não, nenhum problema.
Sorun mu var, Lyla?
Lyla.
- Deric, yapma.
Lyla ainda estaria viva! Fez o que estava correcto.
Ne yapmaya çalıştığını biliyorum.
Cletis contou-me antes de morrer.
Lyla, hâlâ hayatta olurdu!
Eu estava lá quando Lyla morreu.
- Biri seninle konuşmak istiyor. - Kim?
Lyla derrubou uma tocha da mão de alguém e caiu na palha.
- Lyla'nın öldüğü gece oradaydım.
Cletis confessou antes de morrer, disse que Merkus matou Lyla.
- Ne oldu?
Ele já não está do lado deles.
- Üzülmek Lyla'yı geri getirmeyecek.
- Como está, Lyla?
Selam, Danielle. Selam, Lyla.
- Está qualquer coisa molhada.
Lyla. Burada bir ıslaklık var.