Translate.vc / Português → Turco / Lúmen
Lúmen tradutor Turco
184 parallel translation
Duplicar o lúmen intravenoso.
Çift lümen serum.
Drenam bílis e não comunicam com o lúmen da vesícula biliar.
Safrayı boşaltırlar ve safra kesesi lümenine bağlı değillerdir.
Isto é PVC com triplo-lúmen.
Bu lumen CVP'si.
Há fluido no lúmen a mais.
Kalp boşluğu etrafında sıvı var.
Lúmen!
Lümen!
O lúmen gástrico continha um material escuro e pastoso, talvez carne ligeiramente digerida e alguma matéria vegetal.
Mide boşluğu kararmış, macun kıvamında bir nesne, belki önemsiz miktarda hazmedilmiş et, kılçıklı bir bitkisel madde.
- Boa qualidade, lúmen duplo, C salino.
Bu yüksek kalite bir silikon olmalı.
Aquela sombra no interior do lúmen é o cateter.
Kateter, lümenin içindeki şu gölge.
O ar pode vir de uma falha no lúmen no intestino delgado ou em casos raros, o ar pode vir... do ar.
Hava, ya ince bağırsak lümenindeki bir delikten veya nadir durumlarda havadan da geliyor olabilir.
- Lúmen simples?
- Evet. - Tek-lumen mi?
Não consigo abrir o lúmen.
Kahretsin, lümeni açamıyorum.
Lumen, linha 5.
Lumen, hat 5.
Lumen, atende a porra do telefone.
Lumen, siktiğimin telefonunu aç.
Lumen Ann Pierce, do Minnesota.
Minnesota'lı Lumen Ann Pierce
A Lumen não confia em mim por causa da verdade.
Lumen'sa gerçeği söylememden ötürü güvenmiyor.
O problema é que a Lumen sabe demasiado sobre mim, e eu não sei nada sobre ela.
Sorun şu ki ; Lumen benim hakkımda çok şey bilirken ben onun hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
Talvez tenha deixado a mala dela aqui. Lumen Pierce.
Lumen Pierce.
L-U-M-E-N.
Lumen. L-u-m-e-n.
" Querida Lumen,
" Sevgili Lumen,
Lumen Ann Pierce, do Minnesota.
Minnesota'lı Lumen Ann Pierce.
- Lumen...
- Lumen...
- Lumen.
- Lumen.
Lumen,
Lumen.
Lumen, Lumen...
Lumen. Lumen.
Lumen Ann Pierce.
Lumen Ann Pierce.
Lumen!
Lumen.
A Lumen precisa de se afastar do lado negro.
Lumen'ın karanlıktan uzak durması gerekiyor.
CORRESPONDÊNCIA ENCONTRADA MINNESOTA Minnesota... Lumen Ann Pierce.
Minnesota.
- Não sabes o que pretende.
Lumen'in ne planladığını bilmiyorsun.
- Lumen...
Lumen...
Sim, na Lumen.
Evet. Lumen'ın sırtında.
Tenho de chegar a ele antes dela.
Lumen'den önce adama ulaşmalıyım.
Essa diversão incluiu a Lumen?
O eğlenceye Lumen da dahil mi?
Preciso de o matar para a Lumen não ter de o fazer.
Öldürmem lazım yoksa Lumen öldürmeye kalkacak. Başını belaya sokmasını istemiyorum. Ne yaptığını düşün bir.
Robert Brunner não é um dos que lhe fez mal.
Robert Brunner Lumen'e zarar verenlerden biri değilmiş.
Tenho de convencer a Lumen a fazer o que nunca consegui.
Lumen'ı asla başaramadığım bir şeye ikna etmem gerek :
Porque pertencem à Lumen.
Lumen'ın da ondan.
Nem eu. A Lumen está em casa em Minneapolis...
Ben de öyle.
Outra parte da minha vida arrumada.
Lumen Minneapolis'teki evinde şu an. Hayatımın bir kısmı daha ortadan kalktı.
Lumen Pierce.
Lumen Pierce.
Aconteceu a Lumen.
Başıma Lumen çıktı.
A Lumen não testemunhou o assassinato da sua mãe, mas ela nasceu em sangue... Como eu.
Lumen annesinin ölümüne tanıklık etmemiş ama o da tıpkı benim gibi kan içinde doğdu.
Lumen?
Lumen?
Não consigo vingar a morte da Rita, mas posso ajudar a Lumen a vingar o que lhe foi feito.
Rita'nın ölümünün intikamını alamam. Ama kendisine yapılanların intikamını alması için Lumen'a yardım edebilirim.
- Lumen?
Lumen?
- Chama-se Lumen Pierce.
Adı, Lumen Pierce.
Lumen...
Lumen.
Será que a Lumen me vai completar?
Lumen beni bütün yapacak şey mi?
Não posso vingar-me pela morte da Rita, mas posso ajudar a Lumen a vingar-se do que lhe fizeram.
Rita'nın ölümünün intikamını alamam. Ama kendisine yapılanların intikamını alması için Lumen'a yardım edebilirim.
Já passou mais de um mês, desde que libertei a Lumen, mas ela ainda revive o sucedido todos os dias.
Lumen'ı Boyd'dan kurtaralı 1 ayı geçti ama o, olanları her gün baştan yaşamaya devam ediyor.
Lumen, o que faço, faço sozinho. Não preciso de parceiro.
Lumen, ben işimi yalnız görürüm.