Translate.vc / Português → Turco / Madame
Madame tradutor Turco
5,043 parallel translation
- Madame Oliver!
Bayan Oliver!
Merci, madame.
Teşekkür edeirm hanımefendi.
O fundo deveria ser administrado por Madame Burton-Cox e os seus advogados devem ser os curadores até que... Até que ele atinja os vinte e cinco anos ou até que se case. O que ocorrer primeiro.
Bayan Burton-Cox tarafından onaylanan ve doğruluğu için avukatlık ediliyordu..... zaman kadar... 25 yaşına kadar veya evlenene kadar.
Quando Madame Oliver foi visitar os seus velhos conhecidos,
Bayan Oliver eş dost ziyareti yaptığı sırada,
Alors, ele tinha um outro caso que lhe parecia infinitamente mais importante. E por isso, apresento-lhe as minhas desculpas, madame.
Alors, onun için daha öenmli olan başka bir davası var.
Quando soube que tudo apontava para o Instituto Willoughby, olhei para as provas nas anotações de Madame Oliver.
Herşeyi öğrendiğim zaman Bunlar Willoughby Enstitüsünü işaret etmekteydi. Bayan Oliver'ın not defterindeki ipuçlarına baktım.
Mas agora olhemos para outra coisa que foi trazida à minha atenção por Madame Oliver.
Ama şimdi Bayan Oliver tarafımdan dikkatimin çekilmesine neden olan birşey öğrendim.
Soube disto pelas anotações do depoimento de Julia Carstairs que estavam no seu bloco, madame.
Not defterinizdeki Julia Carstairs hakkındaki ipuçlarından öğrendim.
Não importa, madame, porque o General Alistair Ravenscroft, quando rejeita Dorothea e se casa com a sua irmã,
Bu sorun değil. Çünkü General Alistair Ravenscroft, Dorothea'yi bir kez reddetti ve kız kardeşi ile evlendi,
Não, madame.
Hayır hanımefendi.
- Mais do que pensa, madame.
Düşündüğünüzden daha zekice, hanımefendi.
- Non, non, madame.
Hayır hayır hanımefendi.
Aquela é a grande Madame Olivier.
Ah, o büyük Madam Olivier.
- Madame Olivier.
Madam Olivier.
Bastante gente, madame.
Çok gelen olmuş, madam.
As pesquisas de Madame Olivier referem-se aos efeitos da atropina e morfina e assim por diante no coração e sistema nervoso.
Madam Olivier'nin araştırmaları atropin, morfin vb.'nin kalp ve sinir sistemi üzerindeki etkileri ile ilgili.
Uma Madame Olivier para vê-lo, senhor.
Madam Olivier diye biri sizi görmek istiyor, efendim.
Por aqui, madame.
Bu traftan, madam.
Acalme-se, madame.
Sakin olun, madam.
Excusez-moi, madame.
Affedersiniz, madam.
Madame Andrews, pode contar-nos exatamente o que aconteceu esta manhã, precisément?
Madam Andrews, bu sabah neler olduğunu bize tam olarak söyleyebilir misiniz?
Então foi a madame que encontrou o corpo?
O halde cesedi bulan sizdiniz, madam?
Estava a preparar-se para fugir, quando Madame Andrews fez a terrível descoberta.
Madam Andrews çok korkunç buluşu yaptığında sen kaçmak için hazırlık yapıyordun.
Ainda sem notícias do Sr. Ryland, Madame Olivier?
Bay Ryland'dan hala haber yok mu, Madam Olivier?
Deve ser La Grande Dame. Madame O.
Sen büyük dam olmalısın, Madam O.
- Não acha, madame? - De facto.
- Öyle düşünmüyor musunuz, madam?
Alors, Madame Paynter não partilha o quarto com o marido?
O halde Madam Paynter kocasıyla aynı odayı paylaşmıyormuş?
- Tente pensar melhor, madame.
İyice düşünmeğe çalışın, madam.
Não queremos afligi-la, madame.
Sizi üzmek istemiyoruz, madam.
Que ele e Madame Olivier tinham um caso amoroso?
O ve Madam Olivier bir aşk ilişkisi yaşıyorlarmış?
Sinto muito, madame.
Çok üzgünüm, madam.
Talvez nos possa ajudar, madame, com a identidade deste homem?
Belki bize şu adamın kim olduğu konusunda bize yardım edebilirsiniz, madam.
Então talvez deva olhar mais de perto, madame.
O zaman belki biraz daha yakından bakabilirsiniz, madam.
Sabemos que antes do jantar, ontem à noite, a madame e o monsieur Paynter conversaram em particular?
Madam, anladığımız kadarıyla, dün gece yemekten önce Bay Paynter ile özel bir görüşme yapmışsınız?
Posso não ter a sua inteligência de renome, madame, mas tenho bom senso suficiente para saber quando o meu marido conduz um caso amoroso nas minhas costas.
Sizin birinci sınıf beyninize sahip olamayabilirim, madam, fakat kocamın benim arkamdan aşk ilişkisi yaşadığını anlayacak kadar aklım var.
Acreditamos, madame, que lidamos com uma organização tão cruel que não hesitará em executar quem lhes fizer frente.
Madam, biz kendi yoluna çıkacak olan herkesi infaz etmekte tereddüt etmeyecek acımasız bir örgütle karşı karşıya olduğumuza inanıyoruz.
Há provas que sugerem, Madame Olivier, que um dos membros dos Quatro Grandes é uma francesa.
Büyük Dörtlü'nün üyelerinden birinin kadın, bir Fransız bayan olduğuna ilişkin kanıt var, Madam Olivier.
Não, não posso fazer isso, madame. Não está presa.
Hayır, böyle bir şey yapamayız, madam, tutuklu değilsiniz.
Madame Olivier.
Madame Olivier.
Lembra-se das pesquisas científicas de Madame Olivier?
Madam Olivier'nin araştırmalarını anımsıyor musun?
MADAME OLIVER DESAPARECE!
MADAM OLIVIER KAYBOLDU!
Madame, anteriormente disse que ele e o tio não se davam bem?
Madam, daha önce onun amcasıyla geçinemediğini söylemiştiniz.
E o que foi feito dele, madame?
Peki ona ne oldu, madam?
Merci, madame.
Mersi, madam.
Durante alguns anos, apareceu no repertório de uma companhia teatral, madame.
Bir süre repertuvar tiyatro kumpanyasında oynuyordunuz, madam. - Matmazel.
Ryland e Madame Olivier ainda estão desaparecidos.
Ryland ve Madam Oliver'den hala bir haber yok.
Madame...
Madam...
Madame Olivier.
Madam Olivier.
E Stephen Paynter, que era inocente, assassinado para incriminar Madame Olivier.
Ve hiç suçu olmayan Stephen Paynter Madam Olivier'e suç isnat etmek için öldürüldü.
Parece, madame, que é a connoisseuse?
Demek, madam, siz bir uzmansınız, ha?
Madame Burton-Cox não está preocupada com a morte dos Ravenscrofts. Non.
Ravenscroftların ölümü hakkında endişelenmiyordu.