Translate.vc / Português → Turco / Manda
Manda tradutor Turco
12,948 parallel translation
Leva este telefone para o próximo nível e manda a minha mensagem?
Telefonumu üst kata götürüp mesajı atar mısın? Üzgünüm, buna zamanım yok.
Desencoraja-os. Manda-os para outro lugar.
Cesaretlerini kır ve başka bir yere gönder.
Sam, manda preparar toda a gente. Toca a despachar.
Sam herkesi hazırla.
Mesmo que soubesse, ele não manda em mim.
Hayır ve anlasa bile patronum değil ya.
- Mas manda em mim.
Hayır ama benim patronum.
Quem apanha muito, numa altura descobre quem manda.
İnsan yeterince terslenince patronun kim olduğunu öğreniyor.
Manda uma equipa, vale a pena tentar.
Bir ekip toplayalım. Denemeye değer.
Manda em toda a prisão.
Tüm hapishanenin en tepesindeki adam.
O vice-director é quem manda.
Şu anda muavin Warden yetkili.
- BooBoo manda... na farmácia de Harrison, por assim dizer.
BooBoo Harrison'da tabiri caize bir eczane işletiyor.
O meu pai manda-lhe cumprimentos.
- Babam selamlarını yolladı.
Então ele não manda em mais nada.
Yani kontrol onda değil.
- Manda-o entrar.
- İçeri getir.
Manda-os para lá.
Al onları orayı.
Certo, o 1º atirador manda-o levar os 3 reféns rebeldes para a parte detrás.
1. tetikçiye sorun çıkaranları arka odaya götürmesini söylüyor.
Você é que manda.
Patron sensin.
Manda a Heia enxugar os lençóis ao ar livre.
Çarşaflarını kuruttuğundan emin ol!
A sério, David. Manda cumprimentos meus à tua mãe.
İşte küçük dâhimiz.
Manda uma ambulância.
Buraya ambulans yolla.
Manda a morada e invade o Ministério de Defesa para detalhes da planta.
Adresi mesaj at ve akabinde savunma bakanlığını hackleyip... -... tesisin bilgilerine ulaş.
Ele manda-a para o chão.
Kurbanı yere itmiş.
Manda-me o ficheiro dele.
Bana mutlaka dosyasını gönder.
Ravi, não posso ajudar-te a mudar um sofá ou assim?
Ravi, sadece kanepeyi taşımanda falan yardımcı olsam?
Manda-o entrar.
Yolla onu içeri.
- Não. - O Sr. Boss manda cumprimentos.
- Hayır, hayır, hayır.
A dois quarteirões de distância, a Polícia manda-o encostar por ter passado um sinal de "stop".
İki blok ötede polis dur işaretinde geçtiği için kenara çektirmiş.
E é ela quem te manda as mensagens.
Telefonunu çaldıran da oydu.
Manda-o encontrar provas de que a Taylor tinha quebrado os votos de casamento, com o Vaughn Du Clark.
Sen de onu Taylor'un muhtemelen Vaughn Du Clark'la ilişkilerinin kanıtını bulması için yolladın.
Está bem. Manda-me o contrato.
Tamam, sözleşmeleri gönderirsiniz.
O protocolo do edifício manda que ele se feche completamente no caso de uma falha de segurança.
İnşaat protokolü gereğince güvenlik ihlali durumunda tüm bina kapatılır.
O computador manda um sinal para a destravar.
Bilgisayar kilidi açmak için elektronik bir sinyal yollar.
Tommy, liga ao Nolan e manda-o vigiar a entrada.
Telsizden Nolan'a söyle ön tarafı izlesin.
Manda reunir a equipa e preparar para um corte profundo.
Bir takım hazırlamalarını söyleyin. Ve tüm vücut için hazırlık yapın.
Primeiro manda o seu marido roubar os meus registos e agora o seu detective questiona o meu cliente sem motivo.
İlk önce kocanı kayıtlarımı çalmak için yolluyorsun, ve şimdi de dedektiflerin sebepsiz yere müvekkilimi sorguluyor.
Quando ele estiver no lugar certo, o Cisco vai mandá-lo para a Terra 2 com a geringonça.
Evet, tam ortaya getirdiğinde Cisco, zamazingosuyla Dünya-2'ye postalayacak onu.
Fomos ilibados e manda-nos embora?
Daha yeni aklandık.
Bem, pensam em ficar com esse mexicano, ou mandá-lo embora?
Peki sen şu Meksikalıyı korumayı mı öngörüyorsun elden çıkarmayı mı?
Isso irá mandá-lo para a enfermaria.
Seni hastaneye götürmelerini sağlar.
Manda-o embora.
Yolla gitsin.
Então posso mandá-los de volta para o apocalipse ou posso oferecer-lhes um lugar aqui.
Seni kıyametin ortasına geri gönderebilirim. Ama sana burada bir yer teklif ediyorum.
Decidi deixar de mandá-los.
Onlardan vaz geçtim.
Vou mandá-lo para a Nell. Vou ver se ela consegue localizá-lo pelo GPS.
Nell'e yollayacağım, bakalım GPS'le yerini bulabilecek mi?
- Porque mandá-los para lá?
- Onları neden oraya göndersin?
Já, ele está a mandá-la para lá no camião do fornecedor de comida.
Evet. Yemek kamyonunun içinde, Arena'ya yolluyor.
Mas pode mandá-la para esta morada.
Ama sen şu adrese gönderebilirsin.
Sim. Era algo sobre mandá-lo embora para viverem felizes, sozinhos e em paz.
Evet, serbest bırakılıp mutlu ve huzurlu yaşamaları gerektiğini yazmışlar.
Manda-me a morada.
- Araba Blake'i de arayacağım.
Mas, acho que podemos mandá-los para o inferno.
Ama yine de onlara cehennemi yaşatırız diye düşünüyorum.
Posso mandá-lo para o laboratório do FBI.
FBI'ya inceleme için gönderebilirim.
Vamos mandá-lo embora.
- Biliyorum. Hadi kovalım onu.
Achar uma retrete gigante e mandá-la pelo cano abaixo?
Kocaman bir tuvalet bulup sifonu çekmeyi mi?