Translate.vc / Português → Turco / Manhä
Manhä tradutor Turco
546 parallel translation
Se näo tiveres saído da cidade até amanhä de manhä, já só sairás num caixäo.
Yarın sabaha kadar şehir dışına çıkmazsan bir daha sadece tabut içinde çıkabilirsin.
- Posso ter aqui uma logo de manhä.
- Sabaha bir tane bulabilirim.
Amanhä de manhä, vamos começar um espectáculo.
Yarın sabah bir gösteriye başlıyoruz.
Comecamos amanhä de manhä. Ç
Yarın sabah başlıyoruz.
Foi por isso que esta manhä vim aqui.
Onun için geldim bu sabah.
Esqueçam-no até às 10h00 de amanhä de manhä.
Yarın sabah 10'a kadar gösteriyi unutun.
Vai lamentar-se pela manhä.
Sabaha pişman olacak.
Ficará fora do recife até de manhä.
Sabaha kadar resiften giremez.
Sim, a mäe encontrou-o debruçado na secretária nessa manhä...
Annem onu, masasinin üzerine yigilmis bir sekilde buldu.
- Sabe o que vou fazer de manhä?
- Sabah ne yapacagim, biliyor musunuz?
Esta manhä leram que um palhaço incompetente tinha chegado, e que parecia um membro do senado.
Bu sabah, yeteneksiz bir palyaçonun... senatör taklidi yaptigini okudular.
Soltei um esta manhä.
Bu sabah bir tane gönderdim.
Acabamos a lei antes da manhä.
Tasariyi sabaha kadar bitiririz.
- Quero. Como o senhor está preocupado com o bem estar dos senadores e o facto de falar 71 / 2 horas sem parar deve estar cansado, permitia que a sessäo parasse até amanhä de manhä, ao que nessa altura poderia continuar a dizer disparates?
Madem beyefendi senatörleri bu kadar düsünüyor... 7,5 saattir konustugunu ve artik yoruldugunu da düsünerek... yarin sabaha kadar bir ara vermeyi düsünür mü?
Sr. presidente, o que me acontece amanhä de manhä?
Sayin Baskan, yarin sabah benim durumum ne olur?
Quero que a ediçäo da manhä lhe roube a palavra.
Sabah baskisinin onu yere sermesini istiyorum.
Se me desses alguns desses nabos, ia até tua casa logo pela manhä, e dizia à Pearl para se comportar.
Bana biraz şalgam verirsen sabaha ilk iş senin eve gider Pearl'e iki çift laf ederim.
Hoje de manhä quando estava deitada a pensar, uma voz disse-me :
Bu sabah yatakta düşünürken bir ses bana dedi ki :
Trabalha täo bem como de manhä.
Sesi bu sabahki gibi güzel.
Näo sei de nada melhor para a vista do que olhar para os olhos azuis da Pearl logo pela manhä.
Daha güzel bir görüntü tanımıyorum sabahın erken saatlerinde Pearl'ün açık mavi gözlerinden.
De tal modo que, esta manhä, ao descer a 5ª Avenida, vi algo muito bonito que me fez lembrar de si.
O kadar çok ki, bu sabah Beşinci Cadde'de yürürken çok hoş bir şey gördüm ve sizi hatırladım.
Foi antes de ler o jornal da manhä.
Bugünkü gazeteyi okumadan önceydi bu.
È melhor ir de comboio até Cattaras, ou serà preferível de manhä?
Cattaras'a trenle gitmek mi daha iyi, yoksa sabaha mı daha iyi?
Estava bêbado quando chegou às cinco da manhä.
Sabahın beşinde eve döndüğünde sarhoştu.
Bebi Wisky, fumei charutos, joguei póquer até de manhä e vim para o escritório.
Burbon içtim, puro içtim, sabaha kadar poker oynadım. Sonra ofise geldim.
Isto é a minha fornada da manhä de isótopo 217.
Bu sabahki izotop 217 üretimim.
Verifiquem o sistema logo pela manhä.
Sabah ilk iş, tüm sistemi kontrol et.
Arranjou o cabelo de manhä.
İzin verdiğiniz üzere, bu sabah saçlarını yaptırdı.
Que desperdício, jà que o arranjei hoje de manhä quando vou ter de o rapar já a seguir.
İsraf olmuşa benziyor. Saçlarımı daha bu sabah yaptırmıştım. Sonra da hepsini kestirmem gerekiyor.
De manhä, o poema de Veräo continuava até estar completo.
Sonra sabah yaz şiiri devam ederdi ta ki bitene kadar devam ederdi.
Depois disso acontecer na manhä seguinte, comecei a escrever no meu diário na terceira pessoa do singular, assim :
O olayın ardından ertesi sabah, üçüncü tekil şahısın ağzından günlüğümü yazmaya başladım, şöyle ki :
"Ela continua viva, esta manhä."
"Bu sabah hâlâ yaşıyor."
Uma manhä, o primo Sebastian chegou e disse : "Levanta-te".
Bir sabah kuzen Sebastian içeri girip "Kalk." dedi.
Näo posso levá-la pra casa e chamar de manhä?
Ben onu şimdi eve götürsem ve sabah arasam olmaz mı?
Terá o seu dinheiro de manhä.
O bakışı gördün mü? Sabah paranı alacaksın.
Podes voltar de manhä com o mandado, Ed.
Sabah o kağıtla tekrar gelirsin Ed.
Volto de manhä, Healy. Esteja aqui.
Sabah tekrar geleceğim Healy.
Sabes uma coisa? Estás bonita como a manhä.
Biliyor musun, sabah kadar tazesin.
Viu por aqui algum estranho esta manha
- Size de. Bu sabah yabancı birini gördün mü?
Se o apanharem, estarei no gabinete do Xerife a partir das 10 da manha.
Seve seve. Ne zaman yakalarsanız, beni her sabah Şerif bürosunda bulabilirsiniz.
Desde que nos telefonou esta manha, investigamos minuciosamente!
Bizi bu sabah İskoçya'dan aradığınızdan beri.. .. en detaylı soruşturmaları yürüttük.
Lamentamos informar que o seu filho, Robert, morreu esta manha, de influenza.
ÜZÜLEREK OĞLUNUZ ROBERT'IN BU SABAH GRİP SALGININDAN ÖLDÜĞÜNÜ BİLDİRİYORUZ.
- Cheguei esta manha, via Havana.
- Bu sabah Havana'dan doğru buraya uçtum.
Eles teriam pago para uma manha destas, mas nem sequer tinham de pagar a um idiota como você.
Böyle bir yenilgiye para verirlerdi. Ama senin gibi bir aptal için gerekmedi.
Porque estavas a disparar a esta hora da manha sozinho?
Sabahin köründe neye ateº ediyorsun?
Aquele sargento sera praca de manha.
Çavuş sabah kendini er olmuş bulacak.
Judy, leste a carta da mae esta manha?
Judy, bu sabahki annenin mektubunu okudun mu?
E toda manha lhe acordarei e levarei você para nadar.
Her sabah seni uyandırıp yüzmek için çekiştire çekiştire denize götüreceğim.
- Então porque conversaram esta manha?
- Peki, bu sabah olanları nasıl açıklıyacaksın.
Nós aterrissamos em Albuquerque às 4 da manha e o jogo será as 9.
Albuquerque'ye sabah 4'te varacağız. Orada saat 9'da hayat duruyor.
Posso näo voltar até de manhä.
Şafağa kadar dönmem.