Translate.vc / Português → Turco / Manä
Manä tradutor Turco
1,604 parallel translation
Olá, mana.
Selam, kardeşim.
- Tudo bem, mana?
- Hey, naber kardeşim?
Obrigado, mana.
Çok teşekkürler, kardeşim.
Adoro-te, mana, e faço tudo por ti, mas 5 horas num carro com o espantoso e os manos dele?
Seni seviyorum, kardeşim. Senin için çiğ tavuk bile yerim. Ama Muhteşem ve arkadaşlarıyla bir arabada 5 saat?
- Está prometido, mana.
Oldu bil, kardeşim. - Söz mü?
- Olá, mana.
Selam kardeş.
Não preciso que tenhas pena de mim, Hank.
Bana acımana gerek yok, Hank. Oldu mu?
Moody. Olá, mana.
Selam fıstık.
Anda lá, mana.
Hadi, kardeş.
Não necessito da tua piedade.
Acımana ihtiyacım yok.
entraram na carruagem e roubaram um relógio de uma mulher. - E a alma dela.
Kompartımana girip bir kadının saatini ve ruhunu çaldılar.
Então, em 1925, apareceu uma carta na sua secretária que viria a revelar-se como o maná do céu da Física.
Daha sonra 1925'te masasına fizik cennetinden çıkan talih kuşu gibi bir mektup bırakıldı.
O departamento de bombeiros deixa-te andar com uma coisa dessas?
İtfaiye onu taşımana izin veriyor mu?
- Não faças fitas, mana! - Olha que vou mesmo!
- Biraz neşelen ama!
Bem, ámen, mana.
Aman, şükürler olsun.
Do que não preciso é que sintas pena de mim.
Bana acımana zerre kadar ihtiyacım yok.
Mana, que bom ver-te!
- Kızkardeş! Seni görmek ne güzel!
Dás uma viúva deslumbrante, mana.
Büyüleyici bir dul olmuşsun, kız kardeş!
Isso não falta aí, mana.
Bak, çıtkırıldım!
Não sei, mana.
Kız bilmiyorum.
Lamento o atraso, mana.
Geciktim, ablacığım.
Olá, mana...
Merhaba abla.
Estou a dizer-te, mana, esta viagem vai mudar-te para sempre.
Söylemedi deme, bu gezi, seni sonsuza kadar değiştirecek.
Anda, mana.
- Hadi, yürü. - Carolyn, bekle.
O que dizes, mana? Queres ir dar um mergulho?
Ne dersin ıslanalım mı biraz?
Deixo-te segurar a bomba.
Bombayı taşımana izin veririm.
- Como está a tua mana?
Ablan nasıl?
Rene disse-te para ajudá-lo a levar lenha para dentro da casa.
Rene, odun taşımana yardım etmemizi istedi.
- Olá, mana.
Merhaba kız kardeş. Seni gördüğüme sevindim.
Quando tens a mana ao lado, falas!
Ablan geldi diye! Büyük adam!
Boa noite, mana.
İyi geceler, kardeşim.
Em especial, tu, mana.
Özellikle sen, kızım!
Queres conhecer-me?
Senin beni tanımana?
- É a tua vez, mana.
- Sıra sende.
É o acampamento de um caçador, mana.
Bir avcının kampı işte kardeşim.
Então, mana, como estão as coisas?
Ee, kardeşim, nasıl gidiyor?
Olá. - Como te sentes, mana?
Kardeşim, nasılsın?
Mana, temos a piscina, todo o clube e o Verão inteiro para gozá-lo.
Karşımızda havuz, kulüp ve bunların keyfini çıkarmak için uzun bir yaz var.
Mas tu e o Troy tenham um bom espectáculo, mana.
Troy'la ikinizin harika bir gösterisi var.
Goza sozinha o teu ananás, mana.
Ananasının keyfini tek başına çıkar.
- Larga o copo e põe-te a andar, mana.
- İçkiyi bırak da yollan, kızım.
Fica bem, mana.
Kendine iyi bak.
Quer que a ajude a levar isto para o carro?
Şunları arabana taşımana yardım etmemi ister misin?
Como disse, estou ocupado, mas talvez possa tirar uns minutos para ajudar uma mana.
Dediğim gibi meşgulüm ama bir kardeşe yardım etmek için birkaç dakika ayarlayabilirim.
Queres dizer que os Assuntos Internos te deixaram ficar com ele?
Yani İç İşleri rozet taşımana izin veriyor mu?
Olá, mana.
Hey, kardeş.
Obrigado, mana.
Sağol, kardeşim.
mana, por favor ajuda-me!
Abla, lütfen yardım et!
Mana, eu não quero morrer!
Abla, ölmek istemiyorum!
A Mana prometeu que me levava lá.
Ablam beni götüreceğine söz verdi.
Mana!
Abla!