Translate.vc / Português → Turco / Mao
Mao tradutor Turco
561 parallel translation
Também deve dizer para não se preocupar com Mao e Chou Enline.
Ayrıca Mao ya da Chou En Lai için endişelenmemesini söylemelisiniz.
Sao a melhor carne de vaca da regiao, quase alimentados a mao.
Bu civarin en iyi etine sahipler. Elle beslenmiº gibiler.
Perdemos o oficial de comando e o batedor desde que começámos a construir o forte, por isso, falta-nos mao-de-obra.
Bu kaleyi yapmaya baºladigimizdan beri komutanimizi ve izcimizi kaybettik... o yüzden elemanimiz yetersiz.
Voce tera sorte Ao apertar a mao dele
Sizinle el sıkıştığında şansı size de bulaşır
Com mao Firme, porem gentil Obrigaçoes da aristocracia Sao 18h03 e os herdeiros Sob meu dominio
Tatlı sert bir tutumla Asil bir yaklaşımla 6 : 03'de hükümdarlığımın varisleri gelir
De a mao, Michael.
Elini ver Michael.
Segure na mao da Mary e voce Ficara nas nuvens
Mary elini tutunca çok iyi hissedersin
Segure na mao da Mary e voce Ficara nas nuvens
Kalbin büyük bir orkestra gibi atmaya başlar Mary'le güzel bir tatil gibi
Pai, todos eles lhe deram a mao.
Baba, süpürgecilerin hepsi elini sıktı.
Entao, está bem. Tenho na mao umas 130 páginas de prosa ridícula, desmotivada e a soar a falso...
Peki öyleyse, elimde 130 küsur sayfalık zorlama, inanılmaz, palavra bir...
Num dado período, de Junho a Julho últimos, quando a Guarda Vermelha surgiu, O Presidente Mao deu-se conta da sua vitalidade infinita e concedeu-lhe um apoio ousado e caloroso.
Geçtiğimiz haziran ve temmuzda Kızıl Muhafızlar ortaya çıktığında Başkan Mao bunların yaşamsal önemini anında kavrayıp onları kararlı ve hararetli bir şekilde destekledi.
Sim, as ideias de Mao podem ajudar-me.
Mao'nun düşünceleri bana yardımcı olabilir.
Os chineses, que aplicam a teoria de Mao.
Mao'nun düşüncesini hayata geçiren Çinliler.
O Vietname arde E eu grito Mao Mao
Vietnam yanar, ben bağırırım bar bar Mao, Mao!
Johnson diverte-se E eu voo Mao Mao
Güler Johhson, ben çalarım don Mao, Mao!
O napalm flui E eu rebolo Mao Mao
Napalm düşer, bende de mermiler Mao, Mao!
As cidades rebentam E eu sonho Mao Mao
Kentler ölür, bendeniz rüya görür Mao, Mao!
As prostitutas gritam E eu rio Mao Mao
Fahişeler bağırır, ben kıkır kıkır Mao, Mao!
O arroz está doido E eu brinco Mao Mao
Pilava bereket, ben oynarım, seyret Mao, Mao!
O povo é o verdadeiro herói Os americanos matam E eu leio Mao Mao
Amerikalılar öldürür, Benim yüzümü kitap güldürür, Mao, Mao!
Os loucos são reis E eu vejo Mao Mao
Soytarılar olmuş hükümdar, bana düşmüş şarkılar, Mao, Mao!
As bombas explodem E eu toco Mao Mao
Bombalar patlarken, ben çalarım zil erken Mao, Mao!
As miúdas fogem E eu sigo Mao Mao
Kızlar kaçıp ürker, benim için tek rehber Mao, Mao!
Os russos comem E eu danço Mao Mao
Ruslar tıkınır, ben dans ederim fıkır fıkır, Mao, Mao!
Eu denuncio-me E renuncio Mao Mao
Teslim olurum, pişman olurum Mao, Mao!
"O mundo das palavras, que ninguém ainda tinha pronunciado."
Mao, Mao! "Onlardan önce kimsenin ağzına almadığı sözcüklerin dünyasının."
" Como na véspera, no clube, os seus olhos encontraram-se
Mao, Mao! " Önceki akşamki gibi, kulüpte bakışları birbirine kilittendi.
Já pensou como ficaria com um lírio na mäo?
Elinde zambakla nasıl görüneceğini hiç düşündün mü?
"Antes uma mäo de ferro no mar do que uma mole."
"Denizde sıkı insan gevşekten iyidir."
Tenho tanta fome que se a minha mäe me tocasse dava-lhe uma dentada na mäo.
Öyle açım ki, annem sevmek için elini uzatsa ısırıp yiyebilirim.
A carregar coisas para um puto com bandeirinhas na mäo.
Elinde bayrakla dolasan bir bebe için önlük tasiyorum.
O cavalheiro irá levantar a sua mäo direita.
Beyefendi lütfen sag elinizi kaldirin.
Chegaram provas à nossa mäo de que o senador Smith näo é digno de falar aqui.
Elimizdeki delillere dayanarak... Senatör Smith'in bu topluluga seslenmeye layik olmadigini fark ettik.
O Taylor tem os jornais na mäo e está a dar-lhe palha!
Oradaki bütün gazeteler Taylor'in. O da millete kendi palavralarini yutturuyor.
Se näo souber que sabemos, deitaremos a mäo às fotografias.
Bildiğimizi bilmezse resimleri alırız.
- Posso beijar-lhe a mäo?
- Elini öpebilir miyim?
Um beijo na mäo sabe bem, mas uma tiara de diamantes é eterna.
Elimin öpülmesi hoş, ama elmas bir taç ömür boyu kalır.
Estou a estender a mäo.
Bunun için elimi uzatıyorum.
- Apagaste-mo na mäo.
Yanan ucunu elime bastırdın.
Estendia a mäo e tocava nas mäos dele.
Masanın üstünden ona uzanıp ellerine dokunurdum.
Foi pela rua acima, com uma mäo dentro do casaco onde eu sabia que tinha dores das palpitaçöes.
Elini ceketine, kalp çarpıntısı nedeniyle ağrısı olduğunu bildiğim yere sıkıştırıp sokağın yukarısına doğru fırladı.
Ela pede desculpa, mas näo dá a mäo.
Kusura bakmamanızı söylüyor, fakat hiç el sıkışmaz.
Cortei a mäo em um pires quebrado, e ela ficou apavorada.
Kırık fincan tabağı ile elimi kestim, ve o tamamiyle şoka girdi.
Eu ainda näo te pedi a mäo.
Bekle, daha evlenme teklif etmedim.
De que serve a mäo dela, sem o seu coraçäo?
Gönlünü vermedikten sonra, benimle evlense neye yarar?
Ainda näo me pediste a mäo.
Daha teklif etmedin.
Só uma mäo.
Yalnızca elini.
Foi fabuloso passar a tarde com a agenda na mäo, a tentar encontrar a minha mulher.
Yarım günümü eşimi bulmak için bir telefon rehberiyle harcamak benim için ne büyük saadet!
E é assim que deve ficar, na palma da sua mäo.
İşte onu elinde, avucunun tam içinde tutmanın yolu.
Com maçanetas novas e outra mäo de verniz.
Sadece yeni kulplar takmak, bir kat da cila yapmak lazım.
" Quem, quando se ganha Dá sempre a mäo a apertar?
" kim daima sırtını sıvazlamaya hazırdır, kazandığın zaman?