English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Marcel

Marcel tradutor Turco

1,499 parallel translation
Convidou Marcel para a apresentação?
Marcel'i gösteriye davet ettin mi?
- Quem é o senhor? Sou o Marcel, o companheiro.
- Ben Marcel, hayat arkadaşıyım, iyi mi?
Chamo-me Marcel Geffard.
Ben Marcel Geffard.
Marcel!
Marcel!
Reivindico, em nome do Exército Vermelho Japonês, o ataque à farmácia propriedade do judeu Marcel Bleustein Blanchet.
Japon Kızıl Ordusu adına saldırıyı yaptım. Eczane Yahudi Marcel Bleustein-Blanchet'e aitti.
Marcel Proust escreveu :
Marcel Proust şöyle yazmış :
Natalie Marcel.
Nathalie Marcel.
Marcel, o que vai ser desses pássaros mesmo?
Marcel, o kuşlara ne olacak?
Marcel!
Marcel! Marcel!
Ei, Marcel!
Hey Marcel!
Marcel?
Marcel?
Salut, Marcel, ça va?
- Selam Marcel, nasılsın?
- Boa noite, Marcel. - Boi noite, Jeanne.
- İyi akşamlar Marcel.
Marcel.
Marcel.
Marcel, não quero que me vejas assim.
Marcel beni bu halde görmemelisin.
Um certo Marcel Marx vive perto daqui.
Marcel Marx adında birisi bu mahallede yaşıyormuş.
Marcel Marx.
Marcel Marx.
Conheces o Marcel há muito tempo?
Marcel'i uzun süredir mi tanıyorsun?
Obrigado, Sr. Marcel.
Teşekkür ederim, Bay Marcel.
Vamos para casa, Marcel.
Hadi eve gidelim, Marcel.
Olha, Marcel.
Bak, Marcel.
O que encontraram no fogo que eu ateei.
Bana kundaklattırdıkları evden çıkan ceset. Marcel Reid.
Marcel Reid, 38 anos, caucasiano.
38 yaşında, beyaz, erkek.
O seu marido era Marcel Reid.
Kocasının ismi Marcel Reid'di.
O homem consegue cortar pedras preciosas como o Marcel Tolkowsky.
Adam Marcel Tolkowsky gibi taşı kesebilir.
Bem, Marcel Tolkowsky.
Tabii ya Marcel Tolkowsky.
Marcel... há polícias à tua procura outra vez!
Marcel! Polisler yine seni soruyor!
Marcel, vamos lá, onde é que estás?
Marcel, hadi! Neredesin?
Marcel... Acho que acabaste de te retirar desta.
Marcel bu işten çıkmak istiyorsun galiba.
- atirou em Marcel.
- Marcel'i vurdu.
Marcel, acho que acabaste de te retirar desta.
Marcel, bu işten çıkmak istiyorsun galiba.
Trabalhava no aeroclube com Marcel, e vai dizer-me que não sabe o que era?
Havaalanında Marcel'le çalıştığın hâlde bir şey bilmediğini mi söylüyorsun?
Já lhe disse, o que seja que o Marcel, e o Jack Toller estavam a negociar, eu estava fora.
Bakın, söyledim ya, Marcel ve Jack Toller ne yapıyorlarsa birlikteydiler. Benim alakam yoktu.
Antes de sair, ele inclinou-se sobre o corpo do Marcel.
Toller gitmeden önce Marcel'in cesedine yaklaştı.
O Marcel trabalhava com aviões.
Marcel uçaklar üstünde çalışırdı.
O Toller tirou as chaves daqui para ter acesso ao hangar do Marcel Largo.
Toller buradaki anahtarları söktü çünkü Marcel Largo'nun havaalanı hangarına girmek istiyor.
O escritório do Marcel, talvez nos leve à miúda e ao comprador.
Marcel'in odasına bakalım. Kızla ya da alıcıyla ilgili bir bilgi olabilir.
- O Marcel... estava numa videoconferência.
Marcel görüntülü konuşma yapmış.
Xerife Gabe Marcel, Departamento do Xerife de San Joaquin.
Vekil Şerif Gabe Marcel, San Joaquin Sheriff'in departmanından.
Depois vem o Marcel Rufo. Ele é mesmo... hippie, "tudo vai bem".
O gerçektenreally... hippi, "herşey güzel!"
Mr. Delaney, sou o Marcel, o xerife-adjunto.
Bay Delaney, ben Şerif Yardımcısı Marcel.
- Marcel, eu...
- Marcel, ben...
Eu sei, Marcel.
Biliyorum, Marcel.
Sim, Marcel?
Evet, Marcel.
Lembras-te do que disse o Marcel da última vez, ao rejeitares o vinho dele?
Son randevunuzda, seçtiği şarabı beğenmediğinde Marcel'in dediğini hatırla.
Eu vi-o no Marcel.
Marcel'in evinde seyrettim.
Marcel, vamos lá, irmão...
Marcel hadi be kardeşim...
Eu ia arranjar uma rocha fora Marcel e eu vi Kirby atrás do beco.
Marcel'den bir şey alıyordum ve sokak arasında Kirby'i gördüm.
Chamo-me Marcel Marx.
Marcel Marx.
Trata-me por Marcel.
Bana Marcel diyebilirsin.
Temos as roupas do Marcel.
Marcel'in giysileri bizde.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]