Translate.vc / Português → Turco / Maréchal
Maréchal tradutor Turco
534 parallel translation
MaréchaI. Diga-me, M. MaréchaI, conhece esta fotografia?
Bu fotoğrafı hatırlıyor musunuz, Bay Maréchal?
- MaréchaI!
- Maréchal.
Mesmo que não participe nas manifestações culturais, permitam-me que os felicite.
Bu kez aynı düşüncedeyiz, Maréchal.
Há uma coisa que me desconsola imenso : ir embora sem o MaréchaI.
Benimse unutamayacağım tek şey Maréchal olmadan yola çıkmak.
A palavra de um... Rosenthal, a de um MaréchaI?
Bir Rosenthal'in Maréchal'in sözü mü?
Um MaréchaI e um RosenthaI oficiais?
Maréchal, Rosenthal...
O MaréchaI está tão triste que não conseguiu dizer-te.
- Biliyorum. Maréchal öylesine üzgün ki, kendisi söylemeye cesaret edemedi.
Ouve, MaréchaI.
Baksana, Maréchal, şurada karargahtan biri var.
- Tenente MaréchaI, piloto.
Teğmen Maréchal, pilot.
Tenente MaréchaI, cinco tentativas de fuga :
Teğmen Maréchal, 5 kaçma teşebbüsü.
Major, os tenentes MaréchaI e Rosenthal evadiram-se.
Teğmen Maréchal ve Rosenthal'in kaçtıklarını saygılarımla arz ederim.
A Argélia já foi tomada pelo Marechal Bugeaud.
Mareşal Bugeaud bunu yapabilseydi Cezayir'i almıştı.
Fala agora com o marechal Herring, Ministro da Guerra.
Ekselans Savaş Bakanı Herring'e hitap ediyor.
O marechal Herring.
Mareşal Herring.
Isto graças ao génio do marechal Herring, a quem vou conceder uma medalha pela minha gratidão.
Mareşal Herring'in zekâsı sayesinde oldu. Kendisine takdir madalyası vereceğim.
Ao marechal Herring!
Mareşal Herring'in şerefine!
- Bem. Estou em contacto com o marechal Herring, na Osterlich.
Osterlich'de bulunan Mareşal Herring'le haberleşiyorum.
O marechal de campo Goering disse :
Field Marshall Göring Der ki...
- É você, Marechal Murat.
- Sen, Mareşal Murat.
Li como o Marechal Murat costumava comer um prato ao pequeno-almoço.
Mareşal Murat her sabah kahvaltıda bir tabak yermiş.
Saiu com Caldicott e o Marechal Lloyd Hughes.
General, bir saat önce Tuğgeneral Caldicott... -... ve Tümgeneral Lloyd-Hughes'la birlikte çıktı.
E o Marechal Lloyd Hughes.
- Nereye gideceğini söyledi mi?
Acha que o marechal Petain, vos considera traidores, como o Pierre Laval?
Sizce Mareşal Petain de Pierre Laval gibi sizi hain olarak mı görüyordur?
Tento lembrar-me de que o marechal Petain é um homem idoso, agora. Entregue nas mãos de bárbaros.
Mareşal Petain'ın artık yaşlı bir adam olduğunu ve barbarların elinde olduğunu unutmamaya çalışıyorum.
Creio que o capitão não se julga mais inteligente do que o marechal Petain, ou do que o chefe do Estado-maior.
Eminim yüzbaşı kendini Mareşal Petain'den ve genelkurmaydan daha akıllı sanmıyordur.
França, sob a liderança do marechal Petain, assinou um armistício com a Alemanha.
" Mareşal Petain liderliğindeki Fransa Almanya ile ateşkes imzalamıştır.
- Olhe, primeiro vai ela. Depois sou eu e depois o Marechal.
Bakın, önce bu hanım, sonra bu hanım ve sonra da ben.
Homens como De Vendel, Henri Bordeaux, e pelo seu velho marechal.
Yani De Wendeller, Henri Bordeaux ve yaşlı Mareşal gibi adamlar tarafından.
- Para agradar ao velho Marechal?
O yaşlı Mareşallerinin hatırına mı?
Ele não se recorda de mim, mas fui assistente do Marechal Provost quando ele pertencia ao grupo de Wellington.
Beni hatırlamayacaktır ama Wellington kumandasındayken ben mareşalin yardımcısıydım.
- O marechal-de-campo concorda com você.
Mareşal haklı olduğunu söylüyor.
- Marechal-de-campo?
Mareşal?
- Já achou o marechal-de-campo?
Mareşale ulaşamadınız mı henüz? Hayır efendim.
- Marechal-de-campo Kesselring lamenta.
- Mareşal Kesselring yardım gönderemiyor.
- Um velho amigo do marechal.
- Dr. Strolin mareşalin eski bir arkadaşıdır.
Ela disse que é um velho amigo do marechal.
Mareşalin eski bir arkadaşı olduğunu söyledi.
Um mês depois, Rommel apresentou-se ao marechal-de-campo Von Rundstedt, comandante supremo no oeste, em seu quartel-general, no palácio de Pompadour, em Fontainebleau, nos arredores de Paris.
Aralık 1943'te Rommel, Paris'in dışında, Fontainbleau Pompadour sarayında... batı orduları en üst komutanı Von Runstedt'e hazırladığı... raporu sundu.
Marechal-de-campo Von Rundstedt, cavalheiros.
Beyler, Mareşal Von Rundstedt.
- Marechal-de-campo.
- Mareşalim.
Quer fazer sala aos nossos amigos enquanto o marechal Rommel e eu conversamos?
Dostlarım... Mareşal Rommel ile birkaç dakika yalnız konuşmamıza izin verir misiniz?
Não importa, marechal-de-campo.
Elbette mareşal.
- Obrigado, marechal-de-campo.
- Teşekkürler mareşal.
Dr. Strolin para ver o marechal e a Sra. Rommel.
Ben Dr. Strolin. Mareşali ve bayan Rommel'i görecektim.
Prezado marechal-de-campo Rommel, tenho total confiança no portador deste bilhete, tenente-coronel Caesar Von Hofaker do meu gabinete.
Mareşalim. - Bir kulağımız koridorda olsa iyi olur. - Emredersiniz efendim.
Marechal-de-campo Rommel aqui.
Ben mareşal Rommel.
Quero falar com o marechal-de-campo Keitel.
Bana mareşal Keitel'i bağlayın.
- Viemos ver o marechal-de-campo Rommel.
- Mareşal Rommel'i görmek istiyoruz. - Ona ileteceğim efendim.
- Marechal-de-campo.
- Mareşal. - İkinizi de yeniden görmek güzel.
Antes de continuarmos, o marechal-de-campo deveria saber que a casa está cercada.
Daha ileri gitmeden önce mareşali uyarmalıyız, Evin etrafı tamamen çevrildi.
O marechal-de-campo está vindo.
Mareşal şimdi geliyor.
O Marechal Goering, creio.
Mareşal Goering. Sanırım.