English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Mose

Mose tradutor Turco

175 parallel translation
Um Wakefield acabou de matar o Mose Fromes no este.
Siz Wakefield'ların batıda adam öldürdüklerini duydum.
- O Mose Harper disse-nos...
- Mose Harper dedi ki...
O velho Mose sabe.
Yaşlı Mose bilir. Evet efendim.
- Cala-te, Mose.
- Kes sesini Mose.
Podemos ir os dois!
Ata iki kişi binebiliriz Mose!
Mose, a que distância está o rio?
Mose, nehir ne kadar uzakta?
Estou a ficar como o velho Mose Harper.
Yaşlı Mose Harper gibi olmaya başladım.
Mose Harper!
Mose Harper!
Mose, pareces mais pobre do que nunca!
Her zamankinden de gariban görünüyorsun!
Apenas um telhado sobre a cabeça do pobre Mose.
Yaşlı Mose'un başını sokacağı bir delik yeter.
O Mose.
Bu Mose!
- Toma uma bebida, Mose.
- Al bir şeyler iç Mose.
- Bebe isso, Mose.
- İç bitir şunu Mose.
Mose, conta-nos.
Mose. Yara...
Ela está bem, Mose?
Debbie iyi mi, Mose?
Não, Mose, só estás doente e ferido.
Hayır Mose, yalnızca hastasın ve incinmişsin.
Mose, tenta lembrar-te.
Mose, hatırlamaya çalış.
- O velho Moses...
- Yaşlı Mose.
Mose, rapaz.
Mose, oğlum.
Apanha-me o Mose.
Mose'u alır mısın?
Mose!
Mose!
Mose, atira-me uma fresquinha.
Mose, soğuk bir tane at.
O que é que estás a fazer ainda com o avião do Mose Plydell?
Mose Plydell'in uçağıyla ne yapıyorsun sen, bu arada?
Mose?
Mose?
Mose, ainda tem aquele baralho?
- Mose, oyun kartların yanında mı?
Tu vais jogar cartas, Mose, ou... olhá-las até fazer um buraco nelas?
Mose, oynayacak mısın yoksa bakıp duracak mısın?
Vista alguma coisa, Button.
Giyin de Mose'a ortalığı temizlemesi için yardım et.
Ajuda o Mose a deixar as coisas limpas, e depois... vai lá fora e procura aqueles cavalos.
Sonra da gidip atlara göz kulak ol.
Não precisas de perguntar por mais tarefas, Mose.
Daha fazla angarya yapmamı isteme, Mose.
Mose consegue cuidar de si mesmo.
- Mose kendine dikkat edebilir.
O nome dele é Mose Harrison.
Adı Mose Harrison.
Mose não começa brigas. Apenas as separa.
Mose kavga çıkarmaz, kavgayı sona erdirir.
Foi com o seu homem que o Mose brigou.
- Mose, adamlarınızla mı kavga etti? - Evet.
Mose.
Mose.
Mose, precisas levantar-te.
Mose, ayağa kalk bakalım.
Calma, calma.
Yavaşça, Mose.
O paciente é Mose Harrison.
- Bu da Mose Harrison.
- Calma, Mose.
- Yavaş Mose.
Aqui ninguém está a tentar aleijar-te de propósito, Mose.
Kimse canını yakmaya çalışmıyor.
Estás acordado, Mose, vais querer ver isso.
- Bunu görmek isteyebilirsin.
Bem, certamente merecem pelo que fizeram ao Mose.
Mose'a yaptıklarından dolayı onunla bilir hesabımız var.
É o Mose?
Bu Mose mu?
Sim, ele no final era mais cão do Moses do que meu.
Son zamanlarda benden çok Mose'un köpeğiydi.
- Mose Harper?
- Mose Harper mı?
- Espera, Mose!
- Dur Mose!
Orde Wingate, um Oficial do Exército Britânico... e Moshe Dayan da Haganah.
İngiliz subay Orde Wingate ve Haganah'a bağlı Moşe Dayan.
Moshe Sharett vai deixar o Governo... para se tornar Secretário Geral do Partido Trabalhista.
Moşe Şarett, İşçi Partisinin genel sekreteri olmak için kabineden ayrılıyor.
Em 29 de Outubro de 1956... sob o Comando do Comandante Chefe Moshe Dayan... o Exército Israelita, na maioria reservistas atravessaram a Peninsula do Sinai, tomaram a Faixa de Gaza, mais todo o Sinai em menos de 100 horas.
29 Ekim 1956'da Genelkurmay Başkanı Moşe Dayan emrindeki İsrail ordusu Sina Yarımadası'nı geçerek Gazze Şeridini ve tüm Sina'yı 100 saatten kısa bir sürede ele geçirdi.
ENQUANTO SE RODAVA ESTE FILME MOSHE DAYAN MORREU EM TEL-AVIV.
Bu filmin çekimi esnasında Moşe Dayan Tel Aviv'de hayata gözlerini yumdu.
- O que aconteceu com o Mose?
- Mose'a ne oldu?
O delegado tinha o Mose.
Şerif, Mose'u zaten tutuklamıştı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]