Translate.vc / Português → Turco / Movê
Movê tradutor Turco
314 parallel translation
Agarra aí, vamos movê-lo.
Piyano iyi bir kalkan olur, şuraya çekelim.
Engenheiros do Fort Belvoir, aqui perto, não conseguiram movê-lo, e peritos metalúrgicos esbarraram no seu enorme e inexpugnável corpo.
Fort Belvoir yakınlarından gelen mühendisler robotu kımıldatmayı başaramadılar. Ayrıca metallurji uzmanları penetre edilemez bir gövdesi olduğunu keşfettiler..
Movê-Io só pioraria o estado dele. Tem muita febre.
Hareket ettirirsek, durumu kötüye gidebilir.
Não consigo movê-la.
Hareket ettiremiyorum.
Na primavera ou no verão, podes recolhê-la e movê-la, se quiseres.
İlkbahar ve yaz geldiğinde, istediğin yere götürebilirsin.
Estava a ajudar-me a ensaiar, quando aquilo aconteceu e eu não consigo movê-lo.
Tam da benim şarkımın provasına yardım ediyordu ki, oldu. Ve ben onu hareket ettiremiyorum.
Não consigo movê-lo.
Hareket ettiremiyorum.
Tem um gatilho tão fino, que pode movê-lo com um espirro.
Tetik çok fazla bilenmiş, bence pek de önemseme.
Pensei que poderia movê-los para outro lado da Reserva.
Onları reservation içerisinde herhangi bir yere taşıyabileceğinizi düşünmüştüm.
Vou tentar movê-lo-lo.
Onu hareket ettirmeye çalışacağım.
Os germânicos não quererão movê-lo.
Böylece goriller onu kıpırdatmak istemez.
Atam fardos pesados e, com eles, sobrecarregam... os ombros dos homens, mas não os querem movê-los.
Ağır yükleri bağlayıp başkalarının sırtına koyarlar. Ama kendileri parmaklarını bile kıpırdatmazlar.
Eles decidiram movê-lo.
Onu taşımak istediler.
Não deveriam tocá-la, nem sequer movê-la.
Onu kımıldatmamalısın, hatta dokunmamalısın.
Pode não ser uma boa ideia movê-lo, Sra.
Kımıldatmak iyi bir fikir olmayabilir Bayan!
Eles vão movê-lo para o manicómio às 12 : 00.
Onu saat 12.00'de tımarhaneye nakledecekler.
Podemos movê-lo?
Onu hareket ettirebilir miyiz?
Temo-lo na mira de quatro ou cinco armas, não tente movê-lo.
Üzerine doğrulu 4-5 silah var bu yüzden onu almaya çalışmayın.
Vamos lá, movê-lo.
Orada ne yapıyorsun?
Não posso movê-la.
Kanadımı hareket ettiremiyorum.
Sua forma de movê-la...
Ne de güzel geziniyor.
Precisamos movê-lo
Onu götürmeliyiz Es.
Precisamos movê-lo, querida, vamos lá.
- Onu götürmeliyiz tatlım, haydi.
- Sim, temos que movê-lo
- Es, onu götürmeliyiz.
Se as cortares, como irás movê-las? Com o cabrestante.
Onları kessen bile nasıl hareket edeceksin?
O dono de um Chevy Impala branco, pode movê-lo, por favor?
Beyaz Chevy lmpala'sı olan, arabasını biraz geri alabilir mi?
Dá para movê-la?
Hareket ettirebilir misin?
Mãos. Não consigo movê-los.
Eller, onları hareket ettiremiyorum.
Vou fazer mais do que movê-los.
Onları daha fazla hareket ettirelim.
Ele está fraco, mas podemos movê-lo.
Durumu kötü ama onu taşıyabiliriz.
Podes movê-la.
Yatağını taşıyabilirsin
Para a bala atingir a velocidade requerida, o cano teria de ser tão pesado que não conseguiríamos movê-lo.
Anterlinin gerekli hızda yol alması için, namlunun kaldırılamayacak kadar ağır olması gerekecek.
Cabrão! Não entendo por que temos que movê-lo. Não perguntes.
Niye onu taşımak zorundayız?
Agora podemos movê-la.
Onu oynatabiliriz.
E tenho ser eu a movê-lo...
Ve kendim hareket ettirmem gerekiyor...
Tenho que movê-lo, para verificar as suas feridas.
Sizi biraz hareket ettirmem gerek.
Eu vou levantar o boné e movê-lo, eles vão disparar.
"Bu sapkayi yukari-asagi salliycam, onlar da ates edecek."
Podemos movê-lo.
Hareket ettirebiliriz.
Não achamos que deveríamos movê-la.
Onu yerinden oynatmamamız gerektiğini düşündük.
OK, vamos lá movê-lo.
Hadi gidelim.
- Há que movê-lo um pouco para frente.
- Bu haberi öne alırız.
Mas se tem uma hemorragia interna não podemos movê-la...
Eğer iç kanama varsa, onu hareket ettiremeyiz.
Intrigado, ele descobriu que uma das grandes pedras de laje tinha pegas que lhe permitiam movê-la.
En ilginci, büyük taş levhalardan birinin, hareket etmesini sağlayacak bir kapakçığı olduğunu keşfetti.
Movê-lo agora pode ser fatal.
Bu halinizle yolculuğa dayanamazsınız.
Vamos movê-lo aos três.
Kaldıralım. Bir, iki, üç.
Posso sentir a asa e a textura do metal, mas não posso movê-la.
Yakaladığımı ve metali hissedebiliyorum ama hareket ettiremiyorum.
Não tente movê-la.
Hareket ettirmeye çalışma.
Não tentei movê-la.
Hareket ettirmeye çalışmadım.
Sinto muito, não pode movê-lo.
Özür dilerim ama, onu alamazsınız.
Movê!
Kıpırdayın!
Não achei que deveríamos movê-la, sabe?
Onu çıkarmamız gerektiğini düşünmedim, anlıyor musun?