Translate.vc / Português → Turco / Mule
Mule tradutor Turco
58 parallel translation
Minha irmã Agnese, solteira, oficialmente comprometida isso é, noiva de Rosário Molè, da honorável firma Molè filhos, agência de pompas fúnebres.
Kız kardeşim Agnese, evli değil ve aileye bağımlı durumda. Aslında, saygıdeğer bir cenaze işleri şirketi... olan Mule ve Oğulları'ndan Rosario Mule... ile evlenmek istiyor.
- Molè e filho, Pompas Fúnebres!
"Mule ve Oğulları üzüntüsü..."
Oh, Mule. Sabes mesmo fazer um serviço.
Mule, sen kesinlikle her işi sağlam yaparsın.
- Mule?
- Mule?
Podes tratar-me por " "Mule" ".
Dinle dostum, bana "Mule" de.
- " "Mule" ", está bem?
- "Mule" tamam mı?
- " "Mule" ".
- "Mule."
- Tramaram-no mesmo, Mule!
- Çocuğa fena geçirmişler, Mule!
Vês alguma, Mule?
Loca var mı Mule?
- Não é verdade, Mule?
- Öyle değil mi Mule?
- Que boa vida, não é, Mule?
- Hayat bu değil mi Mule?
Mule é preciso muita dedicação para se ser capelão.
Mule donanma papazı olmak çok özveri gerektiriyor.
Vá lá, Mule, porra!
Haydi Mule, lanet olsun.
Não te preocupes, Mule.
Dert etme Mule.
Lutou que nem um campeão, não foi, Mule?
Şampiyon gibi dövüştü, değil mi Mule?
Mule!
Mule!
Mule.
Mule.
Hoje Matamos, Amanhã Morremos e Gladys, a mula rabugenta.
Today We Kill, Tomorrow We Die, and Gladys, the Groovy Mule.
Como em "Francis, the Mule".
Son "Dilsiz Francis" filmi gibi.
As vezes que rimos juntas... digo-te que ela é como o Gary Mule Deer.
Birlikte olduğumuz zamanlarda gülmekten yerlere yatarız. Gary Muledeer gibidir.
Não te vou magoar, Mule.
Seni incitmeyeceğim, Mule.
Adivinha, Mule?
Ne olduğunu tahmin et, Mule.
Era a "Mule Serenade".
"Mule Serenatı" idi.
Rapazes, este é o meu noivo, Mule.
Beyler, bu erkek arkadaşım, Mule.
Olá, Mule!
Selam, Mule.
Mule, o que diabo estás a fazer?
Hey, Mule, ne halt ediyorsun?
E o Eggy Mule?
Eggy Mule?
De Mule Creek a Pelican Bay.
Mule Creek'ten Pelikan Körfezi'ne.
Um suspeito cheio de sorte, o Mule.
Şanslı şüpheli... inatçı.
É a Sacagawea, uma "mule".
Sacagawea parası.
Uma "mule" Jefferson de 1978.
1978 tarihli Jefferson bozukluğu.
É uma "mule".
Bu bir sikke.
- Uma "mule". Uma moeda errada.
Aslında hatalı bir para.
"Mule" é mais novidade que outra coisa.
Aslında epey değersiz.
Mule, diz-me o que achas disto.
Mule. Bak bakalım nasıllar?
"Se eu fosse o Mule, dava um tiro na cabeça."
"Adamım, Mule'ün yerinde olsam kendimi öldürürdüm."
O prémio de $ 25 milhões dá para comprar muitas fraldas, não é, Mule?
25 milyon dolara bayağı bebek bezi alınır değil mi, Mule?
"Têtue comme une mule".
"Tetu comme une mule."
Perto das montanhas, a vegetação era densa e isso permitiu às tropas do norte agruparem-se em Mule Shoe.
Tepenin kenarında bir yığın çalılık vardı ve Kuzeyli askerlerin Mule Shoe'a ulaşmasını sağlıyordu.
Há um bar em Silver Lake que faz o melhor Moscow Mule.
Silver Lake'de şu ana kadar içebileceğin en iyi Moscow Mule'u yapan küçük bir bar var.
Ia preparar um cocktail, para mim.
Tam da kendime Moscow mule yapacaktım.
Traz-me um Moscow Mule e dois daquilo que a senhora está a beber.
Bana bir votka kokteyli, iki tane de hanımefendi ne içiyorsa ondan ver.
Posso trazer-vos bebidas? O seu Moscow Mule do costume?
Her zamanki gibi Moscow Mule belki?
É o melhor Moscow Mule da cidade.
Şehirdeki en iyi Moscow Mule'dur.
O lorde Benton está com pressa. E não vou ser eu a impedi-lo.
Lord Benton'ın acelesi var gibi... ve yoluna çıkan ben olmayacağım, Mule.
O Mule matou um deles. Diz que o apunhalou e atirou borda fora.
Ah, Mule birini öldürdü, bıçaklayıp suya attığını söylüyor.
Não conhecia o homem muito bem, mas nenhum barman me tinha servido um Mule Skinner tão bom.
- Adamı pek iyi tanımıyordum ama hiçbir barmen ondan daha iyi Mule Skinner yapmamıştı.
Vou querer um Moscow Mule.
Bir Rus Katırı kokteyli alayım.
'Mule Creek','Deadman Squaw','Schmidt Wells'.
Bir çamur çukurundan diğerine 40 mil. Katır Deresi, Ölü Adamın Karısı, Schmidt Kuyuları.
Mulé, foi tanto chute na cabeça dela, que parecia mais bola de jogo.
Sanki futbol maçındaymış gibi kafasını tekmeledi.
- S03E06 "One Less Mule"
Pitiko