English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Nave

Nave tradutor Turco

20,937 parallel translation
Esta nave só passará só por um cargueiro se ninguém olhar suficientemente perto.
Kimse yeterince yakından bakmazsa bu gemi bir şilep olarak kabul edilecektir.
Não conseguem verificar cada nave.
- Her gemiyi kontrol edemezler.
Esta era uma nave de guerra da ARCM.
Bu bir MKCD savaş gemisi.
Então porque está na nossa nave?
O hâlde gemimizde ne işin var?
Nada tenho a ver com vocês a voarem por aí numa nave de ataque Marciana roubada...
Çalıntı bir Mars savaş gemisiyle sağda solda uçup durmanız beni hiç ilgilendirmez.
O transporte de água que os Marcianos destruíram e a nave de guerra que eles perderam.
Marslıların imha ettiği su şilebi ve kaybettikleri savaş gemisiyle.
Então, ouve, aquela nave que procuravas, Anubis, não importa, nunca apareceu por aqui.
Bak aradığınız şu gemi var ya Anubis ya da her neyse buraya hiç gelmedi.
Mas o engraçado é que, um transporte de curto alcance dessa nave apareceu.
Ancak işin tuhafı kısa menzilde gidip gelmeyi o gemi yapmış.
Quando fazia transportes para a ARCM, cruzamo-nos com uma nave-cisterna descaracterizada a agir de modo suspeito numa zona de pirataria.
MKCD için nakliye gemisi uçururken korsan bölgesinde şüpheli davranışlar sergileyen bayraksız bir tanker gemisiyle karşılaşmıştık.
Recebo uma... bela mensagem dele... todos os meses. Ou a cada dois... de uma nave ou outra, muito longe no sistema.
Oğlumdan her ay hoş bir ya da iki mesaj alırım.
Então, terão a chance de contactar a nave mãe?
Ana gemiye haber uçursunlar diye mi?
Uma nave daquele tamanho? Umas centenas.
O boyuttaki bir gemi için birkaç yüz kişi olabilir.
O seu relatório final dizia que, Holden se dirigia a Eros numa nave de guerra da ARCM alterada com códigos falsos para o transceptor dados por Fred Johnson.
Yolladığı son raporda Holden'ın Fred Johnson'ın sağladığı sahte aktarıcı kodlarla MKCD gemisine dönüştürülmüş bir araçla Eros'a gitmekte olduğunu bildirmiş.
No próximo porto onde pararmos, quero o teu rapaz Amos fora desta nave.
Vardığımız ilk limanda dostun Amos'ın bu gemiden gitmesini istiyorum.
Forneci uma nave para uma missão de reconhecimento da APE em Ceres. O nome dessa nave é Scopuli.
DGİ'na Ceres dışındaki keşif görevi için temin ettiğim geminin adı Scopuli.
Muitos Marcianos deram a vida para nos meterem nesta nave.
Bizi bu gemiye bindirebilmek için pek çok Marslı can verdi.
Então ouve, aquela nave que procuravas, a Anubis, ou assim, nunca apareceu por aqui.
Bak, aradığınız şu gemi var ya Anubis ya da her neyse buraya hiç gelmedi.
O relatório final dele dizia que o Holden se dirigia para Eros numa nave de guerra da ACRM convertida, com falsos códigos de transceptor fornecidos por Fred Johnson.
Yolladığı son raporda Holden'ın, Fred Johnson'ın sağladığı sahte aktarıcı kodlarla MKCD gemisine dönüştürülmüş bir araçla Eros'a gitmekte olduğunu bildirmiş.
Vocês vão entrar nessa grande nave, vão marchar lá para o grande infinito, durante 100 anos.
Bu büyük gemiye binip yüz yıl süresince öbür tarafa doğru seyahat edeceksiniz.
É uma nave furtiva.
Bu bir gizli harekât gemisi.
Uma nave camuflada poisada numa pedra parece-se tal e qual um calhau, a não ser que se saiba exactamente onde procurar.
Bozuk görünmez bir gemi kayanın yanında duruyor ve tıpkı kaya gibi görünüyor. Tabii, tam olarak nereye bakacağınızı bilmiyorsanız.
O teu género de nave.
- Sizin kaleminiz bir gemi.
Esta não é seguramente uma nave Belter.
- Ama bu kesinlikle bir Kuşak gemisi değil.
Esta é a nave.
Bu o gemi.
Precisamos de investigar os sistemas e registos da nave.
Geminin sistem ve kayıtlarını kontrol etmemiz gerek.
Nenhuma dúvida esta nave foi ventilada de propósito.
Geminin havasının kasıtlı olarak boşaltıldığına hiç şüphe yok.
Devia haver uma nave de curto alcance estacionada ali. Mas não está.
Orada kısa menzilli bir mekik olması gerekirdi ama yok.
Queriam saber porque uma nave de guerra da ANU se dirigia a eles.
Birleşmiş Milletler Donanmasına ait savaş gemisinin kendilerine doğru yönelmesinin sebebini öğrenmek istemişler.
Um nano-fluído derramado que congelou quando a nave foi ventilada.
Gemi delindiğinde nano sıvısı dökülerek donmuş olabilir.
A nave chama-se "Ann-u-bis." "Ann-u-bis"?
- Geminin adı "Ann-you-bis" - "Ann-you-bis" mi?
Certo, então a tripulação desta maldita nave abordou a Scopuli, usou-a como isco para atacar a Cant, então metem borda fora a tripulação, excepto Lionel Polanski, que, de algum modo, sobrevive.
Şimdi bu baş belası geminin mürettebatı Scopuli'ya biniyor ve Cant'e atom bombası atmak için yem olarak kullanıyor. Daha sonra nasıl oluyorsa mürettebattan sadece Lionel Polanski sağ kalıyor.
Ele assume o controlo e depois ele desliga tudo, ventila a nave e então abandona uma arma nuclear, um caça furtivo de última geração, preso a uma rocha.
Kontrolü ele geçiriyor. Güçleri kapatıp gemiyi deliyor ardından gelişmiş teknoloji ürünü nükleer bombayı bir kayanın yanında duran hayalet gemide bırakıp gidiyor.
A nave está em perfeitas condições. Porque se foi simplesmente embora?
Gemide hiçbir sorun yokken neden gitsin?
Seja quem for que estava nesta nave ia para Eros vindo da... Estação Phoebe.
Bu gemide her kim varsa Phoebe İstasyonu'ndan Eros'a gidiyormuş.
Alguma objecção em transformarmos aquela nave em sucata?
O gemiyi hurda hâline getirmeye itirazı olan?
Olhem, vocês controlam aquela nave.
Bak o gemiyi kontrol edebilirsin.
Porque aquela nave é uma arma e aquela coisa nela parece-se com uma arma também.
Çünkü o gemi bir silah ve içinde şey de bir silah gibi duruyor.
Estou à procura da minha nave.
- Gemimi arıyorum.
Olhe, é a nave da minha filha, sabe... e... Eu só tento ter certeza, sabe, se ela voou até aqui ou se talvez a tenha trocado sabe, por algum outro bem, talvez com alguém reles.
Gemi kızıma ait ve bilirsin sadece buradan gemiyle uçup uçmadığını ya da gemiyi başka şeyler karşılığında bir serseri grubuyla takas yapıp yapmadığına emin olmak istiyorum.
A nossa nave foi destruída ao responder a um falso SOS de uma nave chamada Scopuli.
Gemimiz Scopuli adındaki gemiden gelen sahte imdat çağrısına yanıt verirken yok edildi.
Alistou-a numa nave chamada Scopuli.
Kızı Scopuli adındaki gemiye mürettebat olarak alan senmişsin.
Tinha uma rota de voo não registada para uma nave chamada Anubis.
İçinde Anubis diye bir gemi için kayıt dışı bir uçuş rotası vardı.
Agora... estou a pensar, talvez alguma coisa estivesse a ser transportada nesta nave.
Belki de o gemide nakledilen bir şeyler olduğunu düşünüyorum.
Acho que a nave da Julie foi enviada para a interceptar.
Julie'nin gemisinin onları engellemek için gönderildiğini düşünüyorum.
CARGUEIRO SCOPULI [NAVE SECRETA DA APE] 7 SEMANAS ANTES
SCOPULI ŞİLEBİ { Gizlenmiş DGİ Gemisi } 7 HAFTA ÖNCESİ
- Percebo. E aquela é a arma dele naquela nave.
- Şu gemideki de onun silahı.
Bela nave.
- Çok güzel gemiydi.
Nave excitante. Piloto ainda mais excitante.
- Seksi gemi ve daha da seksi pilotu.
É uma nave de guerra.
- Savaş gemisi.
Tenho que sair desta nave.
Bu gemiden kurtulmak zorundayım.
Casco violado, a meio da nave.
Geminin ortasında kapsül ihlâli var!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]