Translate.vc / Português → Turco / Norte
Norte tradutor Turco
13,947 parallel translation
O Rei no Norte!
Kuzeydeki Kral!
O corpo dum guarda da Patrulha Negra foi encontrado perto do muro norte.
Bir devriye az önce kuzey duvarının oraya gizlenmiş bir Kara Muhafız cesedi bulmuş.
- O rasto desce do norte pelas Kensrowe.
İzleri kuzeyden geliyor, Kensrowe'dan.
Encontrámos um elfo e uma humana a irem para norte debaixo do caminho da colina.
Bayır patikasının altından kuzeye seyahat eden bir Elf ve bir insan gördük.
Se mandarmos uma companhia para o norte...
Kuzeye daha fazla bölük yerleştirirsek eğer - Bu da nedir?
... o naufrágio dum barco, três milhas a norte do estuário da ria de Ferrol.
- Ferrol ağzında bir tekne alabora oldu.
Grande Khan, já não há uma divisão entre o Norte e o Sul.
Büyük Han... Kuzey ve Güney artık ayrı değiller.
Fiddler. Qual é a estrada que vai para Norte?
Kemancı... kuzeye giden yol hangisi?
Quando chegar o momento, irei para Norte.
Doğru zaman geldiğinde kuzeye gideceğim.
Além disso, não podes "voar" para Norte como um pássaro.
Üstelik kuş gibi uçarak kuzeye gidemezsin.
Ela disse que ia para norte, pela Passagem de Eden.
Kuzeye gittiğini söyledi, Eden Yolu'ndan gidecekmiş.
Mais de 600 casas no norte da Inglaterra sofreram graves inundações.
Kuzey İngiltere'de 600 ev... sel tehlikesiyle karşılaştı.
Controlamos o Norte, a porra do país inteiro.
Ülkenin her yerinde bizim borumuz ötüyor.
Liga para a chefia a norte. Eles que ponham mais homens aqui.
Şehir dışındaki polis merkezlerini ara ve buraya adam yollamalarını söyle.
Mude tudo que conseguir para as instalações no norte e destrua quaisquer provas de Indian Hill.
Taşıyabileceğiniz her şeyi şehir dışındaki tesislere taşıyın. Sonra da Indian Hill'e dair bütün kanıtları yok edin.
Mude tudo o que conseguir para as instalações a norte.
Götürebildiğin her şeyi şehir dışındaki tesise taşı.
Prepare os pacientes para seguirem para as instalações no norte.
Hastaları şehir dışındaki tesise taşımaya hazırla.
Vão rebentar esta espelunca e levar o circo inteiro para norte.
Tüm sirki şehir dışına taşıyorlar ve bu çöplüğü de havaya uçuracaklar.
Vou para o norte. Jake, segue oeste.
Ben kuzeye bakarım Jake sen de batıya bak.
Quando inaugurarmos este prédio daqui a um mês, o FireBrand Tower será o prédio mais alto da América do Norte.
Bu binayı tam bir ay sonra açtığımızda FireBrand Kulesi, Kuzey Amerika'daki en yüksek bina olacak.
Estamos nas vésperas de inaugurar o prédio mais alto do hemisfério norte e não me posso gabar disso se não o possuir.
Kuzey Hemisphere'ın en yüksek binasını bitirmek üzereyiz ve benim olmazsa onun hakkında övünemem.
E Chicago terá o maior prédio da América do Norte, ficando o FireBrand, em NY, com o 2º lugar.
Böylece Kuzey Amerika'nın en yüksek binası Chicago'nun olacak New York'taki FireBrand'i ikinciliğe düşürecek.
Agora estamos no segundo prédio mais alto da América do Norte.
Artık Kuzey Amerika'nın ikinci en yüksek binasındayız.
Meu pai não construiu o maior arranha-céu no Hemisfério Norte para alugar.
Babam, Kuzey Hemisphere'daki en uzun gökdeleni ufak bir kira parası ile yaptırmadı.
Um convite para a inauguração do mais alto pára-raios do Hemisfério Norte.
Kuzey Hemisphere'daki en uzun paratonerin büyük açılışına davetiye.
É uma casa, 16 quilómetros a norte da auto-estrada.
Burası bir ev. Karayolunun 15 kilometre kuzeyinde.
Não te preocupes. Na semana que vem vou levar-te a Caicos do Norte.
haftaya onu Caicos'a götüreceğim.
Entretanto, a norte, o professor do rapaz Dumpster é mutilado até à morte por uma matilha de cães selvagens... na noite em que ela morre.
Bu sırada da, aptal çocuğun öğretmeni kadının öldüğü gece birkaç köpek tarafından parçalanarak öldürülüyor.
Que estranho fascínio é o teu por histórias de homens presos no Polo Norte?
Kuzey Kutbu'nda sıkışan adamların hikayesi neden bu kadar ilgini çekiyor acaba?
O Ice Station Zebra passa-se no Polo Norte.
Kutup Harekatı filmi Kuzey Kutbu'nda geçiyordu.
Está mais frio se estiver mais para o norte.
Avrupanın kuzeyi daha soğuk..
Foi o tempo em que se um homem de Avondale Road perguntasse onde podia encontrar as melhores roupas do Norte de Inglaterra, ser-lhe-iam dadas indicações para a loja de um homem chamado Rackham.
Avondale Yolu'ndaki bir adam Kuzey İngiltere'de en iyi elbiseleri nerede bulacağını sorduğunda Rackham adındaki dükkanın parmakla gösterildiği zamanlar vardı.
Você foi meu Norte, Sr. March.
- Siz benim dayanağımdınız Bay March.
Mesmo assim, expõe as nossas fraquezas nas fronteiras a Norte.
- Yine de, kuzey sınırındaki zayıflığımızı açığa çıkardılar.
Os Filisteus continuam penetrar conforme querem, nas nossas fronteiras do Norte. O Samuel é o profeta.
- Filistinliler hâlâ kuzey sınırlarımızı aşıyor.
Vamos até ao norte, ao local onde costumávamos ir.
Evet, kuzeye bizim eski ağaç kesim alanına gideriz.
São menos fustigados pelo vento de norte.
Kuzey rüzgârından uzaklar.
A procuradoria investiga todas as descargas de armas de fogo pela polícia na Irlanda do Norte.
Polis Ombudsmanı Kuzey İrlanda'da polisin ateş açtığı tüm vakaları soruşturur.
Sou policial há quase 30 anos, grande parte dos quais na Irlanda do Norte.
Çoğu Kuzey İrlanda'da olmak üzere yaklaşık 30 yıl polislik yaptım.
À luz da torrente de publicidade desde que Paul Spector foi preso e acusado, o Serviço Policial da Irlanda do Norte sente-se obrigado a pedir aos media que exerçam contenção e cautela ao relatar os detalhes deste caso.
Kuzey İrlanda Polisi, Paul Spector'un yakalanıp itham edilmesinden sonra yaşanan gelişmeler ışığında vakanın detaylarının yayınlanması sürecinde medyanın özen göstermesini rica ediyor. Evet.
Garotos paquistaneses, Norte-africanos qualquer tipo de muçulmano... era um matadouro.
Pakistanlı çocuklar, Kuzey Afrikalılar, her tür Müslüman... Mezbahadan farkı yoktu.
Quero dizer aqui, em Rikers. E não no norte em Clinton.
Neden Clinton'ın kuzeyinde değil de burada yani, Rikers'ta.
E não era de um Warwick. Antes de vir, a besta massacrou agricultores na Estrada do Norte.
Yaratık buraya gelmeden evvel Kuzey Yolu'nda çiftçileri katlediyormuş.
Tu e eu, irmão, cavalgaremos ao norte até os outros.
Sen ve ben, kardeşim, diğerlerini karşılamak için kuzeye süreriz.
Prenderam-nos na estrada norte.
Bizi Kuzey Yolu'nda yakaladılar.
A norte do rio.
Nehrin kuzeyinde.
A marca do fumo está a Norte ou a Sul, de ti?
O duman sütunu kuzeyinizde mi güneyinizde mi?
A caminho do Norte com o Mulder.
- Mulder'la kuzeye gidiyorum ;.
Muito mais para norte.
Çok daha kuzeyde.
Norte e nordeste.
- Kuzey-kuzeydoğu.
- A Norte.
- Kuzeyimizde.