Translate.vc / Português → Turco / Nsa
Nsa tradutor Turco
2,221 parallel translation
NSA.
- NSA.
Em 2005, a NSA liberta um documento confidencial que afirma que o incidente do Golfo de Tonkin nunca aconteceu!
2005 yılında, NSA gizli bir belgeyi halka sundu. Belgeye göre, Tonkin Körfezi Olayı hiçbir zaman gerçekleşmedi!
A NSA tinha um génio na cave a desenvolver algoritmos de criptografia inquebráveis.
NSA'in, bodrumlarında, kırılması imkansız şifreleme algoritmaları geliştiren dahi bir adamları vardı.
FBI, CIA, NSA?
FBI, CIA, NSA?
Se os telemóveis estiverem próximos, posso usar o do Riley... Para aceder aos outros.
Eğer telefonlar birbirlerine yakınsa Riley'in telefonunu sunucu olarak kullanıp diğer telefonlara erişebilirim.
- A NSA e a CIA já estão a localizar a nossa investigação.
NSA ve CIA çoktan soruşturmamızı takip etmeye başladı.
Às vezes, na NSA, instalamos uma escuta nos smart phones para controlar o microfone.
NSA'da, akıllı telefonların mikrofonlarına bağlanmak için virüs yükleriz.
Sou Subdiretor de Tecnologia e Sistemas, Criptologia e Matemática, na NSA.
NSA'da unvanım ; Teknoloji ve Sistemler... Kriptoloji ve Matematik Şubeleri'nin müdür vekilliği.
- Software da NSA.
- NSA yazıIımı mı? - Evet, beyefendi.
Uma das formas como a NSA procurava o Bin Laden, ou qualquer outro terrorista, era escrevendo um código que filtrava milhões de comunicações eletrônicas à procura de uma agulha num palheiro gigantesco.
NSA'nın Bin Ladin ya da diğer teröristleri takip etme yolu ; milyonlarca elektronik haberleşmeyi gözden geçirerek samanlıktaki iğneyi bulmak.
Poderíamos caçar terroristas legalmente, mas, devido à dedicação dos nossos chefes à Clareza Global, a NSA tem violado alegremente a Quarta Emenda, a USSID 18 e uma dúzia de regulamentos da NSA sobre espiar americanos.
Teröristleri yasal olarak takip ederdik ancak patronlar "Küresel Berraklık" a bağIıIıklarından NSA Amerikan vatandaşlarının casuslukla soruşturulmaları konusunda Anayasal Kişilik Hakları Kanunu'nun 4. maddesini, USSID 18 * de dahil olmak üzere bir düzine kadar daha kendi kanunu rahatlıkla çiğniyor.
Chama-se Solomon Hancock, trabalha em engenharia informática na NSA e deu-me um monte de documentos, transcrições do seu testemunho que descreve vigilância ilegal.
Adı Solomon Hancock. NSA'da yazıIım mühendisliği alanında çalışıyor ve bana yasadışı takip üzerine yeminli ifadelerinin yer aldığı bir sürü belge verdi.
Ele fala-nos de vigilância ilegal na NSA.
NSA'daki yasadışı takiplerden bahsediyor.
Um é termos um furo jornalístico que abalaria a NSA e talvez fizesse o país reavaliar a Lei do Patriotismo.
İIki NSA'yı sarsacak hatta belki de Vatanseverlik Yasası'na dikkat çekecek bir senaryo.
Terás de preencher umas centenas de pedidos de Liberdade de Informação, terás de investigar a vida pessoal deste tipo e tudo sem levantares a lebre na NSA.
NSA'dan kimseyi uyandırmadan bir kaç yüz Bilgilendirme Özgürlüğü Yasası talebiyle bu adamın kişisel bilgilerine ve hayat hikayesine ulaşmalısın ve bunu yaparken de NSA'in dikkatini çekmemen gerekiyor.
O que tens sobre a fonte da NSA?
NSA kaynağı hakkında bir şey var mı?
Sim, persegue a ex-mulher e tentou contratar uma prostituta, mas isso não significa que mente sobre a NSA.
Evet, eski karısını takip etmiş, bir fahişeyi ayarlamaya çalışmış ama bu NSA hakkında yalan söylediği anlamına gelmez.
Seja o que for, se pertencia ao pai, é tudo teu.
O her neyse, babanınsa, senin demektir.
O James contou-me. Mais um pouco e o paciente não ia andar mais.
James anlattı, bir kaç saat geç kalınsa, adam yürüyemeyebilirmiş.
Ouve, se a mulher dessa mensagem é realmente a tua mãe, e se ela está profundamente envolvida, com o homem que matou o teu pai... aparentemente, a "iniciativa" vai cair toda em cima dela. Esse Detective Lasky provavelmente é um deles.
Bak, eğer o mesajdaki kadın annense ve babanı öldüren adamla bu kadar yakınsa Initiative kadının yakasını bırakmayacaktır bu Dedektif Lasky muhtemelen onlardan biridir.
Mas pareces ter idade para...
Senin yaşınsa hemen hemen...
E a sua equipa? Todos ex-SAS.
Takımınsa eski SAS.
35 anos na NSA não fazem de mim uma testemunha credível?
NSA'daki 35 yılım beni güvenilir yapmaz mı?
A NSA, ilegalmente...
NSA yasadışı...
- Investigarei a história da NSA.
NSA hikayesini takip etmeye devam edeceğim.
Vejo a história da NSA na ACN e, depois, entrego as provas sobre a "TMI".
Önce NSA haberini ACN'de göreceğim sonra da TMI kanıtımı sunarım.
E garanto-lhe que ele não descansará enquanto não divulgar a história da NSA, se for tão sólida como diz.
Ve sana söz veriyorum eğer söylediğin kadar sağlamsa NSA haberini yapmadan durmaz.
É um analista da NSA que me deu informações sobre vigilância doméstica ilegal.
Yasadışı dinlemeler üzerine bana bilgi veren NSA analisti.
- Ainda não acabei a história da NSA.
- NSA haberiyle henüz işim bitmedi.
Vou verificar a torre de telemóveis perto de onde o carro foi achado para ver se o Cole fez alguma chamada.
NSA ile bağlantıya geçiyorum. Arabayı bulduğunuz yerdeki baz istasyonlarını kontrol edeceğim. - Bakalım Cole hiç arama yapmış mı.
Nós não... Não temos voto em nada..
Bizim de bir fikrimiz alınsa olmaz mıydı?
Meu, hackeaste o mainframe da ANS.
NSA'in sistemine sızdın.
Há quatro horas, o Artie roubou isto da ASN.
Artie, bunu dört saat önce NSA'den çalmış.
Ele alega que a ASN espia cidadãos americanos.
- Özür dilerim. Elinde NSA'in Amerikan vatandaşlarını gözetlediğini gösteren bir delil olduğunu söylüyor.
ASN fez de tudo para o proteger, em caso de roubo, como agora.
NSA bu programı çalınma ihtimaline karşı her şeyiyle koruyordu.
Acha que a ASN está a tentar matá-lo.
NSA'in kendisini öldürmeye çalıştığını düşünüyor.
Encorajamos os nossos empregados, desde a entrada de dados até ao topo, a falarem livremente se testemunharem algum abuso ou irregularidades cometidas pelos colegas da ASN.
Veri giriş elemanlarımızdan yöneticilerimize tüm çalışanlarımızdan NSA'deki iş arkadaşlarının suistimal ve hataları konusunda konuşmalarını istiyoruz. Bir de gözetim kurulumuza sorayım.
- Morreu. Se quiseres ver outra vez, tenho de violar a protecção da ASN.
Yeniden görmemiz için NSA'in güvenlik duvarını aşmam şart.
Liv, não sei no que estás a meter-te, mas não brinques com a ANS.
Liv, kendini nasıl bir durumun içine sokuyorsun, bilmiyorum ama NSA'le oyun oynamasan iyi edersin.
Alguém roubou alguma coisa da ANS.
Birisi NSA'den küçük bir şey çalmış.
Apanhar o assassino da ANS vai confirmar a história do Artie.
Bu cinayeti NSA'e yüklersek Artie'nin hikayesini doğrularız.
Artie, o teu informador, que roubou o Thorngate da ANS?
Thorngate'i NSA'den çalan muhbirin Artie mi söyledi?
Estás a esbarrar em questões de Segurança Nacional. Estás a contrariar a CIA, ANS, o meu pessoal no Dept., e estás a usar antigos namorados para teres contacto com o Comité de Inteligência.
Sense ulusal güvenlik meselelerini kurcalayıp CIA'i, NSA'i ve dışişleri bakanlığındaki adamlarımı rahatsız ediyorsun.
A Monica era a única amiga que tinha, talvez a única nesta cidade.
Monica, NSA'deki tek dostumdu. Belki de bu şehirdeki tek dostumdu.
A ANS está a operar com total apoio da Casa Branca e do Departamento de Justiça.
Beyaz Saray ve adalet bakanlığı NSA'in arkasında. Seni bulacaklar.
O Governo está a usar um programa da ANS chamado Thorngate para espiar cidadãos nas suas casas, carros e escritórios.
Birleşik Devletler hükümeti Thorngate adında bir NSA programı kullanarak milyonlarca Amerikalıyı evlerinde, arabalarında ve iş yerlerinde gözetliyor.
- Vou entregar-me.
Beni NSA'e teslim etsen daha iyiydi.
Vamos criar tanto escândalo pelo Artie Hornbacher, que se lhe passarem uma multa o povo vai revoltar-se.
Artie Hornbacher lehine öylesine büyük bir kamuoyu tepkisi oluşturun ki NSA ona trafik cezası bile kesemesin.
Enfim, eles estão com ele agora.
Artık NSA'in elinde zaten.
A NSA está a investigar as chamadas.
NSA telefonları takip ediyor.
O carro não é da ANS.
Plaka, NSA araçlarının hiçbirine uymuyor.