English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Português → Turco / Nun

Nun tradutor Turco

27,430 parallel translation
O Horatio disse que começou agora a tomar Ginkgo.
Horatio'nun dediğine göre kendisi daha yeni ginkgo almaya başlamış.
Isso explica porque a Tríade e o Horatio estão dispostos a se juntarem.
Triadlar ile Horatio'nun neden tüm farklılıklarını bir kenara Koyma heveslisi olmalarını açıklayacak bir durum,
Rachel, o Rocco está bem.
Rachel, Rocco'nun bir şeyi yok.
Só não quero que o Rocco se magoe.
Ben sadece Rocco'nun kendine zarar vermesini istemiyorum.
Dado que o território do Ranger da Meia-Noite era Greenpoint, talvez possa visitar alfaiates e lavandarias do bairro.
Gece Yarısı Korucusu'nun bölgesi Greenpoint olduğuna göre belki de mahalledeki terzi ve kuru temizlemecilerle konuşmalısın.
E tentam descobrir a identidade dele há bem mais de um ano.
Bir yıldan uzun bir süredir Gece Yarısı Korucusu'nun kimliğini öğrenmeye çalışıyorlar.
Faz sentido que o nosso anónimo imitasse o Ranger da Meia-Noite em vez de outros heróis da Superlative.
Kimliği belirsiz adamın Superlative kütüphanesindeki diğer kahramanlardansa Gece Yarısı Korucusu'nun kimliğine bürünmesi mantıklı.
Ele não tem verdadeiros superpoderes.
Korucu'nun süper güçleri yok.
Achas que não sei a origem do Ranger da Meia-Noite?
Gece Yarısı Korucusu'nun hikâyesini gerçekten bilmediğimi mi sanıyorsun?
Al Baxter. Sou editor do Ranger da Meia-Noite.
Gece Yarısı Korucusu'nun editörüyüm.
Pusemos os advogados atrás do verdadeiro Ranger, para proteger os nossos licenciamentos.
Korucu'nun peşinden avukatlarımızı gönderdik çünkü korumamız gereken lisans anlaşmaları var.
A morte do verdadeiro Ranger afecta o negócio?
Gerçek Korucu'nun ölümü anlaşmayı etkiler mi?
Esse é o nome do verdadeiro Ranger da Meia-Noite.
O gerçek Gece Yarısı Korucusu'nun adı.
O que é isso? Estava a pensar se descobriria algo no universo fictício em que o nosso Ranger da Meia-Noite se inspirou.
- Gece Yarısı Korucusu'nun ilham aldığı hayali evrende aydınlanma olabilir mi diye düşündüm.
Alguém que pode dizer-lhe o nome verdadeiro do Ranger da Meia-Noite.
- Size Gece Yarısı Korucusu'nun gerçek adını söyleyebilecek biri.
Então pode dizer-nos o verdadeiro nome do Ranger da Meia-Noite?
Gece Yarısı Korucusu'nun adını söyleyebileceğini söyledin.
Gostará de saber que identificámos o Ranger da Meia-Noite.
Gece Yarısı Korucusu'nun kimliğini bulduğumuza sevineceksiniz.
O Mike abordou-me há dois anos e pediu-me autorização para usar o fato para combater o crime.
Mike yaklaşık iki yıl önce bana geldi ve suçla savaşmak için Gece Yarısı Korucusu'nun kostümünü - giymek için izin istedi.
Ele era tudo o que o meu avô queria que o Ranger da Meia-Noite fosse.
Dedemin Gece Yarısı Korucusu'nun olmasını istediği gibi bir adamdı.
Acho que sei quem é o novo Ranger da Meia-Noite.
Yeni Korucu'nun kim olduğunu biliyor olabilirim.
Queria mostrar ao assassino que o Ranger da Meia-Noite nunca morrerá.
Onu öldüren kişiye Gece Yarısı Korucusu'nun ölmeyeceğini göstermek istedim.
Soube do segundo Ranger da Meia-Noite há bocado.
Az önce ikinci Gece Yarısı Korucusu'nun haberini aldım.
São os assuntos internos da agência parente do FBI.
Orası Büro'nun üst makamının İçişleri sayılır.
Já vimos até onde o Chaz Montolo foi contra o Morgan para se vingar.
Chaz Montolo'nun Morgan'dan intikam için neler yaptığını gördük.
Estamos dispostos a oferecer-te um quarto do Thirio. - Tommy, o que...
O yüzden sana Thirio'nun çeyreğini teklif etmeye hazırız.
Um 10-23 na Gander Road.
10-23 Gander Yolu'nun yukarısı.
Não sei como pode ter sido o Albino, vimos um policia estatal prendê-lo.
Albino'nun nasıl orada olduğunu anlamıyorum. Eyalet Polisinin onu tutukladığını gördük.
Desapareceu perto de Gunnison, Colorado.
Gunnison, Colorado'nun yakınların da kaybolmuş.
Perto de Taylor Creek.
Taylor Koyu'nun oralarda.
Estamos na 3Com, Cisco e...
3Com ve Cisco'nun içersindeyiz...
Apanhei uma piela e desmaiei em casa do Joe.
Joe'nun evinde sarhoş olup sızmışım.
Já consideraste a hipótese de fazeres um negócio a solo? A Nintendo não era para a Joanie?
İş hayatına hiç tek başına devam etmeyi düşündün mü? Nintendo'nun Joanie için olması gerekmiyor muydu?
O Joe pode indicar-lhe uma boa instrutora.
Kafanı toplarsın hem. Joe'nun harika bir öğretmeni var.
E ao fazer isso, criei uma realidade alternativa, uma nova existência em que tu és o Kid Flash...
Bunu yaparak da alternatif bir zaman akışı yarattım. Senin Kid Flash olduğun ve Cisco'nun da milyarder olduğu...
Espera, como é que passaram da corte do Luis XIII para o fundo do oceano Atlântico?
8. Louis'in avlusundan Atlantik Okyanusu'nun dibine nasıl geçtiniz?
O vidro estava fechado, mas disse que os ouviu a gritar.
Ara pencereyi kapatmışlar, Fakat Toro'nun Zane'e bağırdığını duyabilmiş.
Está a dizer que sabe onde o El Oso está escondido?
Sen... El Oso'nun nerede saklandığını bildiğini mi söylüyorsun bize?
Talvez quisesse ser o novo distribuidor do El Oso em Hollywood.
Belki El Oso'nun Hollywood'daki yeni uyuşturucu dağıtıcısı olmak istedi.
Vamos descobrir todas as ligações do El Oso no país.
Şey, biz de El Oso'nun tüm bilindik yurtiçi bağlantılarını araştıralım. Tamam.
A DEA confiscou uma dúzia de telemóveis descartáveis do esconderijo do El Oso.
D.E.A. bir düzine telefona el koydu El Oso'nun kulübesinde.
Ao irmão mais novo do El Oso, Hector Zamacona, um empresário legítimo que condena publicamente o El Oso sempre que pode.
El Oso'nun küçük kardeşi, Hector Zamacona, Kanunlara saygılı bir iş adamı ve her seferinde halka açık şekilde El Oso'yu lanetliyen birisi.
O Hector não quer só a mulher do El Oso.
Hector El Oso'nun karısından fazlasını istiyordur.
Ele controla tudo.
O'nun her şeye gücü yeter.
Além de qualquer dúvida razoável de Chicago?
Şikago'nun şüphelerinden öte mi?
Todos os tenentes do D. Epifanio deviam estar em Culiacan. Não devia estar aqui ninguém.
Don Epifanio'nun tüm ekibinin Culiacan'da olması gerek, kimse burada olmayacaktı.
O livro que o teu namorado, o Loiro, te deu está a causar ao cartel dele tanto sofrimento quanto ao nosso.
Erkek arkadaşın Guero'nun sana verdiği defter, bize olduğu kadar onun karteline de sıkıntı yaratıyor.
Eu sei o que o Epifanio lhe está a fazer.
Epifanio'nun ne yaptığını biliyorum.
Queria saber porque é que o Epifanio me perseguia.
Epifanio'nun neden peşimde olduğunu merak ediyordun.
Tenho um livro que o Loiro me deu com nomes, números, locais.
Elimde Guero'nun verdiği bir defter var. İçinde isimler, numaralar, yerler var.
Como é que sei se ela não estava a pedir-me para se encontrar comigo com o Epifanio a ameaçá-la?
Benimle buluşmayı istediğinde Epifanio'nun başına silah dayamadığını nereden bileyim?
Ele está com a Agente Jareau.
- Ajan Jareau'nun yanında.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]