Translate.vc / Português → Turco / Nôte
Nôte tradutor Turco
337 parallel translation
Dizem, senhor que tod'à noite antes de ir prá cama, s'assenta diante do espelho pra ver s'a touca de nôte tá em orde.
Dediklerine göre, yatmadan önce her gece, hanım aynanın karşısına geçip... gece başlığının tam oturup oturmadığına bakıyormuş.
Olha p'ó espelho pr'ajeitar a touca de nôte. Ha, ha. Muito vaidosa.
Başına taktığı gece başlığının üzerinden gözlükleriyle bakan kendini beğenmiş bir kadın.
Olha p'ó espelho pr'ajeitar a touca de nôte.
Korkunç gece başlığı ile birlikte gözlüklerle dünyaya bakan biri.
Sem que ele note.
Hem de o farkında bile olmadan.
Note-se no pára-lama.
Sağa çekiyordum, çarptı. Tampona bak.
Note que apontou :
Bana taktıkları isime bak :
- Alegra-me que o note.
- Bunu farkettiğine sevindim.
Sr. Diretor, note-se a que extremo chegamos!
Şuraya bakın ne hale geldik! Her türden kadın var!
Olhe, verá, está assim recostada. Note-se, perna sobre perna... e, com tudo ao descoberto...
Böyle uzanmış, bacak bacak üstünde ve her yanı ortada!
Note-se professor!
Bu sabahkilere bir göz atma zahmetinde bulunsaydın... haberi ilk sayfaya taşıdıklarını görmüş olurdun!
Não sejamos asnos! Note em mim que não o sou!
Bakın ben bir devekuşu değilim!
Continua fardado, e note-se, continuando armado... invadindo esta pequena cidade, entrando na minha casa, fugindo da prisão, se acreditarem no nosso bom xerife.
Hâlâ üniformasını giyiyor, silahını kuşanmış hapishanden kaçıyor, kasabamıza saldırıyor ve evlerimize zorla giriyor.
Note o que me tem feito!
Bana ne yaptığına bir baksana.
- Note também na modificação da formula do deuterium.
Ve döteryum çalışmalarındaki değişikliklerimize de dikkat edin. Neden ki?
Note a confusão, ao ler as nossas transmissões de pensamento. Pronto.
Dikkat edersen düşünce dalgalarımızı okurken kafası karışıyor.
Mas, note, que 60 shillings o saco foi o que me ofereceram.
Ama sizin için 60 şilin'e bir iki çuval ayırabilirim.
Note na época, Capitão.
Kaptan, süreye baksana.
Note que você já não é tão bom como alguns anos atrás.
Artık kabullensen iyi olur. Birkaç yıl önceki süvari değilsin artık.
Note no exemplo do Sartorius.
- Sartorius örneğinden öğren.
Mas que ela não note nada!
Ama bir şey anlamasın! - Tamam.
Dumont tem uma lista de vários agentes muito altos... para rodear o Presidente sem que ele note.
Dumont, Cumhurbaşkanının etrafında fark ettirmeden... kalabalık yapacak birkaç uzun boylu memur seçmiş.
Não que se note.
Evlilik denirse.
Antes que note quem lá está
Orada olduğumuzu anlamadan hemen önce
O cavalo vencedor é o Blue Note.
Kazanacak atın adı Blue Note.
O Blue Note vence a quarta corrida, em Narragansett.
Evet? Narragansett'de dördüncü yarışta Blue Note kazanacak.
As probabilidades, para Blue Note, são de 7 a 1.
Blue notes 7'ye 1 veriyor.
$ 2.000 em Blue Note, para vencer a quarta corrida de Narragansett.
Blue Notes, 2000 dolar. Dördüncü yarış, Narragansett.
Vote Boy, Chancing, Beefsteak, Kerry Patch... e por último, Blue Note.
Vote Boy, Chancing Beefsteak, Kerry Patch ve Blue Note arkalarında.
Chancing a meia, Lady Higloss a uma, seguidos por Vote Boy, Beefsteak, Kerry Patch e Blue Note.
Chancing yarım boy, Lady Higloss bir boy ardında Vote Boy, Beefsteak, Kerry Patch ve Blue Note.
Junto à barreira vão Lady Higloss e Vote Boy. Bubblesome, Beefsteak, Kerry Patch e Blue Note.
Lady Higloss hemen yanında ve Vote Boy ardında Bubblesome, Beefsteak, Kerry Patch ve Blue Note.
Sabe alguma coisa sobre Blue Note? Nunca fez muito.
Blue Note diye bir at biliyor musun?
E cá está o Blue Note, a vir por fora! - Boa, Erie.
Blue Note dış kulvardan atak yapıyor!
O Chancing está a abrandar, e agora é entre Lady Higloss e Blue Note.
- Üçüncü! Chancing yavaşladı, yarış Lady Higloss ile Blue Note arasında.
E o Blue Note vence por um triz!
Lady Higloss önde Şimdi Blue Note geçti. Ve Blue Note burun farkıyla kazanıyor!
Quem é o Blue Note?
Blue Note'da nereden çıktı?
O vencedor, Blue Note, rende $ 16, $ 9,40 e $ 6.
Kazanan Blue Note, bahisler 16, 9.40 ve 6 dolar.
Talvez isto se note.
Belki bu belli eder sana.
Às vezes, fico aqui, a olhar para a minha esposa sem que ela note a minha presença.
Bazen orada olduğumu bilmez ama karımı seyrederim.
E é possível que talvez não note os pequenos e s ¡ lenv ¡ osos pés... adentrando o per ¡ go, adentrando Mordor.
Ve bir ihtimal... Mordor'a tehlikeye doğru yol alan küçük sessiz ayakları... fark etmeyebilir.
Note-se que há 60 minutos de arco num ângulo de 1 grau, e 90 graus, num ângulo recto, do horizonte, ao zénite.
Bir derece 60 dakikaydı ve tabii ki ufuk ile tepe noktası arası da 90 dereceydi.
Escondi tudo para que não se note.
Her şeyi gizledim. Böylece makyaj olduğu belli değil.
note. O que estamos a dizer é que precisam de alguém... que se encarregue da vossa saúde e segurança.
Tek söylediğimiz, birilerinin sizin tarafınızda olup sağlığınızı ve iş güvenliğinizi sağlaması gerektiği.
Pode observar os esboços e os contrastes de tom este aqui. Note como tudo se dissolve num deslumbramento de luz?
Çizgileri ve tonlardaki zıtlıkları görebilirsin ışığın altında her şeyin nasıl emildiğini görüyor musun?
Note que o cabeçalho contém o símbolo dos Rame Tep... as duas serpentes douradas.
Gerçek, çok gerçek... Evet. Unutmamalıyım.
Note como o poderoso aroma das tainhas podres foi entrelaçado sorrateiramente no conjunto.
Çürüyen sardalyanın çok kuvvetli kokusunun kostüme hınzırca nasıl temas ettiğine dikkat edin.
O que aqui está foi construído tanto com sangue e suor afrincânder, como negro, e note, eram eles que nos vinham pedir trabalho.
Gelip bizden iş isteyenler kimlerdi hatırlasana. Hiçbirisini işçi olmaları için zorlamadık.
Note que aquele é um "Santo da Noite".
Şunu dinle. Gece Melekleri'nin üyesiymiş.
Nenhuma arma junto dela, note bem. - Resumi demais, ou percebeu tudo?
Onun yanında silaha dair bir iz yoktu Watson.
Talvez ela nem note.
Belki farkına varmaz.
Note o olhar de safado, e a mão no bolso.
Kayan göze ve cepteki ele dikkat edin.
A mágica que nos retornou... funciona apenas hoje, na Note de Todos os Santos.
Bizi uyandıran büyü... yalnızca bu cadılar gecesinde işe yarar.