Translate.vc / Português → Turco / Núm
Núm tradutor Turco
106,450 parallel translation
Não num laboratório ou diante de uma turma...
Olmam gerektiği gibi bir laboratuvarda veya bir sınıfın önünde değilim.
Andei num esta manhã e mal podia esperar por te ver.
Bu sabah bunlardan birindeydim. Eve gelip seni görmek için sabırsızlanıyordum.
Posso perguntar porque trabalha num instituto de patentes?
Neden bir patent bürosunda çalıştığınızı sorabilir miyim?
Fez mais num ano do que muitos cientistas fazem numa vida.
Bir yılda çoğu bilim insanının ömründe başardığından daha çok şey başardınız.
Sim, Na verdade, apercebi-me de que o princípio da relatividade, combinado com as equações de Maxwell, exige que a massa seja uma medida directa da energia contida num corpo.
Evet. Hatta şunu fark ettim : Görelilik ilkesi Maxwell'in denklemleriyle birleşince kütlenin bir cisimde saklı olan enerjinin doğrudan bir ölçüsü olmasını gerektirir.
- num piscar de olhos. - Impressionante.
Çok etkileyici.
Coloquei 20 polícias num perímetro, não entra ninguém sem darmos por isso.
Etrafa 20 polis yerleştirdim. Kimse bizim haberimiz olmadan buraya giremez.
Estava num estado dissociativo.
Disosiyatif bir bozukluk yaşıyordum.
Na verdade, o ritual dá-se num celeiro.
Aslında bir ahırda ibadet ediyoruz.
Se formos lá, provavelmente questionarão a sua insistência em fazer a expedição num momento tão volátil.
Reichstag'a gidersek, muhtemelen böyle dengesiz bir zamanda bu seyahate çıkma ısrarının ardındaki aklı sorgularlar.
Estão num campo de prisioneiros de guerra.
Savaş esiri kampında tutuluyorlarmış.
Ou sentavam-se num canto com a boneca e esperavam até morrerem?
Yoksa bebeklerinizle bir köşeye sinip ölmeyi mi beklersiniz?
Estão reunidos num grupo de quatro ou mais elementos.
Dörtlü veya daha kalabalık gruplara ayrılmışlar.
O que acontece num motim, fica no motim?
İsyanda olan isyanda kalır, değil mi?
Fui surpreendida pelas condições climatéricas num trilho na Virgínia.
Virginia'da dağ yolunda beklenmedik hava koşullarına yakalandım.
Dou-te seis de laranja e não o desfaço, tornando-o num pedaço de lixo.
Altı portakallıya satmazsan paramparça edip ıskartaya çıkarırım.
Está transformado num vegetal.
Bitki olmuş bu.
Quando estamos num impasse, podemos recorrer aos dragões.
Şüpheye düştüğünde ejderhalarla devam et.
Aprendi isso num espetáculo de laser num planetário.
Gökevi lazer gösterisinde öğrenmiştim.
Deve estar a trabalhar num cadáver para Lei amp ; Ordem.
Law Order için bir ceset kurutuyor olmalı.
Resolvia esta merda num piscar de olhos.
O, bu işi iki dakikada hallederdi.
Num debate contra a Judy King.
Judy King'le karşı karşıya.
Podiam prendê-los num lugar que nos deixasse mijar e cagar.
Kakamıza çişimize mani olmayacak bir yere koysalar olmazdı sanki.
Num dos quartos.
Odalardan birinde.
Não vamos deixar que estas cabras fujam num saco de tacos.
Tuvalet taco'suyla falan kaçmalarına izin veremeyiz.
- Vi isto num filme uma vez.
- Bunu bir filmde görmüştüm.
Ela tornou-se num pirata por causa deste lugar.
Bu cezaevi yüzünden kız korsana döndü.
Fechaste-me num antro de merda sem motivo!
Beni yok yere bir bok çukuruna tıktın!
- A alma dele agora está num lugar melhor.
- Ruhu artık daha iyi bir yerde.
- Ela disse que ele está num lugar melhor.
- Ama o, "Daha iyi bir yerde" dedi.
Vamos fingir que estamos num casamento judeu.
- Yahudi düğünündeymişiz gibi yapalım.
É narcisismo, mas num embrulho mais bonito.
Narsisizmin güzel bir ambalajla sunulmuş hâli.
Estamos num impasse em relação às últimas exigências.
Son birkaç talepte çıkmaz girdik.
Então, porque estás a fazê-la num sítio que não consegues ver?
Peki neden göremeyeceğin bir yere yaptırıyorsun?
E estou a partilhar a minha história de dor com uma lésbica num bar em Nova Iorque.
Ben de acı hikâyemi New York'taki bir barda bir lezbiyenle paylaşıyorum.
A minha filha está num motim na prisão.
Çocuğum cezaevi isyanında mahsur kaldı.
Metade da universidade ficou inundada e muitos ficaram presos num dormitório.
Üniversitenin yarısı sular altındaydı ve bir sürü kişi yatakhanede mahsur kalmıştık.
Nessa altura, vi o teu pai a remar ao longo do relvado num barco a remos.
Sonra babanı çimenliğin üzerinden bir kayıkla kürek çekerek gelirken gördüm.
Andares enrolada com o assistente não é o que os pais queriam num semestre no estrangeiro.
Annemle babam seni bir dönemliğine yurt dışına yollarken asistanınla takılmanı düşünmemişti.
Agora, como foi verdade, em todos os 7 pares de assassinatos anteriores, Il Mostro devolvia num pacote o que tirou da vítima feminina.
Önceki 7 cinayette olduğu gibi Canavar kadın kurbandan aldığını koliyle göndermiş.
A questão é, se o suspeito é preferencial, se está a escolher estes casais especificamente, apenas a terem uma noite de diversão, então como é que sabe que eles vão estar - num local que combina com ele?
Ama şüphelinin tercihleri varsa ve bu çiftleri eğlenmek için özelikle seçiyorsa kendine bu kadar uygun bir yerde olacaklarını nasıl biliyor?
Acho que vão tentar destruir a minha casa num esforço em vão para encontrar uma pistola e objectos cirúrgicos que eu asseguro não ter na minha posse.
Sanırım evimi darmadağın edip tabanca ya da cerrahi aletler bulmaya çalışacaksınız, emin olun bende ikisi de yok.
Foi condenado a ficar num centro de detenção juvenil de Roma.
Roma dışında bir ıslahevine gönderilmiş.
E tem de nos durar para cinco anos, num planeta contaminado.
Radyoaktif bir gezegende bize beş sene yetmesi gereken bir stok.
Foram 18. Num mês.
Bir ayda 18 kere.
Só se pode confirmar a relatividade geral num eclipse solar.
Genel görelilik ancak bir Güneş tutulması sırasında doğrulanabilir.
Esse menino, deitado num campo frio, sem o papá para o abraçar.
Ona sarılacak babası olmadan soğuk bir arazide yatan o küçük çocuk.
Enfias a mão num ninho de vespas.
Elini arı kovanına sokuyorsun!
Após fechar, tornou-se num dos sítios favoritos para os São Paulo Locos fazerem negócios.
Kapandığından beri, Sâo Paulo Locos'un işlerini yürüttüğü bir yer haline geldi.
Peguem todos num.
Herkes bir tane alsın.
Passei a vida a tentar pô-la num livro e ele só quer uma frase.
Hayatım boyunca onu bir kitaba sığdırmaya çalıştım ve bu arkadaş tek cümlede istiyor.