Translate.vc / Português → Turco / Oleg
Oleg tradutor Turco
528 parallel translation
Dançava sob o nome de Oleg Graysinski.
Oleg Graysinski adıyla sahneye çıkardı.
a história de sua família no que se refere a planos astuciosos é tão impressionante como o recorde de Stumpy "Perna McSemPerna" na maratona do Mercado de Harborough.
Sizin ailenin kurnazca planları "Bodur" Oleg McBacaksız'ın, Harborough pazarı maratonunda birinci olması kadar etkileyici.
Antes de entregarmos o próximo vídeo, vou pôr-lhe legendas. E na minha vai ler-se : - "Realizado por Oleg Razgul".
Diğer kaseti vermeden önce üzerine jenerik ekleyeceğim ve... benim adım şöyle okunacak, "Yönetmen Oleg Razgul"
Entretanto, prossegue a gigantesca caça ao homem na pessoa de Oleg Razgul, o alegado cérebro do assassínio do Detective Eddie Flemming.
Bu arada, New York City dedektifi Eddie Flemming'in cinayetinin ardındaki beyin olduğu iddia edilen Oleg Razgul için gerçekleştirilen dev arayış devam ediyor.
Isto é uma vitória para os doentes mentais. E antes de Emil ser levado de barco para a ala psiquiátrica de Rikers Island, é de referir que foi obrigado a fazer o que fez por Oleg Razgul, um indivíduo perigoso e demente que anda a monte pelas ruas de Nova Iorque. E tanto Emil como eu ansiamos que ele seja trazido à justiça.
Bu, akli dengesi yerinde olmayanlar için bir zaferdir ve Emil tekneyle Rikers Adası'ndaki ruh sağlığı bölümüne götürülmeden önce yaptığı şeye şu anda New York sokaklarında özgürce dolaşan tehlikeli ve çılgın bir birey olan Oleg Razgul tarafından zorlandığına dikkat çekilmelidir ve Emil de ben de onun yargılanacağı günü sabırsızlıkla bekliyoruz.
O "Em Foco" tem a verdade aqui mesmo, trazida por Oleg Razgul.
Gerçek, Oleg Razgul'un kendisi tarafından "En İyi Hikaye" ye verildi.
Grigori Dyomin, Oleg Argunov.
Grigori Dyomin, Oleg Argunov.
Oleg Konstantinovitch, médico.
Oleg Konstantinovich, tıp profesörü.
- Não discuta, Oleg.
- Oleg tartışma.
Oleg, ele não sabe quem é o Wagner!
Oleg, Wagner'i bilmiyor!
- Como vai, Oleg?
Nasılsın Oleg?
Respeita um pouco a placa, Oleg.
Onu görmedim. Rozetime biraz saygı göster Oleg.
Oleg Madrczyk.
Oleg Madrczyk.
Mantiveste a tua promessa de que me matarias.
OLEG : Sözünü tuttun. Beni öldüreceğini söylemiştin.
Por isso, o Oleg começou o protocolo de lavagem ao cérebro.
Bunun üzerine Oleg beynini yıkamaya başladı.
Quando o Oleg achou ter conseguido, começou o condicionamento.
KENDALL : Oleg seni kırdığına inanınca şartlandırma işlemine başladı.
Foi aí que o Oleg sentiu que tinha conseguido, que a sua terapia estava a começar a funcionar.
Sonunda Oleg başardığını sandı. Terapisinin işe yaramaya başladığını düşündü.
Quando o Oleg acreditou que estavas pronta, fez-te um teste
Oleg senin hazır olduğuna inanınca,... seni test ettiler.
- Euh, este é o Oleg, é o irmão da Natasha, mais ao menos, disse-me que não encontrou as suas calças.
- Bu Oleg, Nataşa'nın abisi. Kısaca pantalonu bulamadığını söylüyordu.
Lyutaev Oleg. Podes-me chamar Lyuty.
Lutayev Oleg, kısaca Lutyi
- Oleg, por favor, não faças isso. - Prova.
Yapma, Oleg
- Oleg.
İsmin neydi?
E tu? - Kolya...
Oleg, sen?
Vá lá, Oleg.
Hadi Oleg.
Acho que está no quarto com o Oleg.
Oleg'le yatak odasında galiba.
O Oleg pode ficar?
Oleg kalabilir mi?
Boa noite, Oleg.
İyi geceler Oleg.
Ei, o Oleg pode ir?
Oleg de gelebilir mi?
- O Oleg é meu amigo!
- Oleg benim dostum!
Oleg?
Oleg?
O Oleg? O que estás a dizer?
Ne diyorsun?
O Oleg atingiu-te?
Oleg mi vurdu?
Eu vou procurar o Oleg.
Ben Oleg'e bakacağım.
Eu e o Oleg paramos por lá algumas vezes para ler banda desenhada.
Oleg'le ara sıra takılır, çizgi roman okurduk.
Oleg, é o Nicky.
Oleg, ben Nicky.
Oleg. Eu disse-te para ficares lá fora.
Oleg, dışarıda kal dedim.
É isso. Oleg.
Oleg.
Esquece isso, apanharam o Oleg numa estação de autocarros com uma prostituta.
Boş ver. Oleg'i otobüs durağından almışlar.
- Quem é? - Oleg.
- Sen misin?
Desculpe ter levado a arma.
- Oleg. Silah için özür dilerim.
Oleg, tu já causaste demasiados problemas hoje.
Oleg, bugün yeterince belâ yarattın.
OK, Oleg.
Tamam Oleg.
- E o Oleg?
Peki ya Oleg?
Segundo Cutler, o Sr. Slovak foi coagido pelo sócio, Oleg Razgul, que ameaçou matá-lo se ele não cumprisse as suas ordens.
Hayır, sen değil tatlım. Alo? Hayır, bir yorum yapmayacağız.
Oleg?
Oleg.
Oleg, quero te fazer umas perguntas.
Sana birkaç soru sormak istiyorum Oleg.
Oleg!
Oleg!
E tu, Oleg?
Peki ya sen Oleg?
- Oleg, onde estás?
- Oleg, nerelerdesin?
- Oleg?
- Oleg?
É o Dez.
Oleg?